34,2630$% -0.03
37,4871€% -0.05
2.929,92%0,07
4.971,00%0,78
19.820,00%0,77
Wolfgang Amadeus Mozart (27 Ocak 1756 – 5 Aralık 1791), Klasik Batı Müziği ‘nde Klasik dönemin etkili ve üretken bestekârlarından biridir. Kutsal Roma İmparatorluğu ‘na bağlı Salzburg ‘da doğan Mozart, olağanüstü yeteneklerini erken yaşta göstermeye başladı. Beş yaşında piyano ve keman konusunda yetkin hale gelmiş, beste yapmaya başlamıştı ve Avrupalı kraliyet ailelerine konserler veriyordu.
17 yaşında Mozart, Salzburg sarayında müzisyen olarak görev yapmaya başladı ama orada tatmin olmayınca daha iyi bir pozisyon aramak üzere seyahatlere çıkmaya başladı. 1781’de Viyana seyahati sırasında Salzburg’daki görevinden ihraç edildi. Bunun üzerine Viyana’da kalmaya karar verdi. Viyana’da daha meşhurdu ama maddi güvencesi daha azdı. En ünlü senfonilerinin, konçertolarının ve operalarının birçoğunu ve Requiem ‘in bazı kısımlarını Viyana’daki son yıllarında besteledi. 35 yaşında öldüğünde Requiem henüz tamamlanmamıştı. Ölümüyle ilgili ayrıntılar hâlâ tartışma konusudur. Bestelediği 600’den fazla eserin birçoğu senfoni, konçerto, oda, opera ve koro müziğinin zirve noktaları olarak kabul edilir.
Mozart tüm zamanların en önemli klasik bestecileri arasında sayılır ve Batı müziği üzerindeki etkisi çok derindir. Ludwig van Beethoven ilk eserlerini Mozart’ın gölgesinde bestelemiştir. Joseph Haydn, Mozart için “Böyle bir yetenek 100 yıl boyunca bir daha gelmez.” demiştir. Bu makalede, Mozart’ın hayatını, eserlerini ve müzik tarihindeki etkisini anlatacağız.
Wolfgang Amadeus Mozart, 27 Ocak 1756’da Salzburg’da Leopold Mozart ve Anna Maria Pertl çiftinin yedi çocuğunun en küçüğü olarak dünyaya geldi. Beş kardeşi bebekken öldü. Sadece ablası Maria Anna (Nannerl) hayatta kaldı. Mozart’ın babası Leopold, Augsburglu bir aileden gelen başarılı bir besteci, kemancı ve Salzburg piskoposunun saray orkestrasının yardımcı şefiydi. Mozart’ın annesi Anna Maria ise orta sınıf bir ailenin kızıydı.
Mozart, doğduğu günün ertesinde St. Rupert Katedrali’nde vaftiz edildi. Vaftiz adı Joannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus Mozart idi. Yetişkin olduğunda kendisini genellikle Wolfgang Amadè veya Wolfgang Gottlieb olarak çağırdı.
Mozart bir çocuk harikasıydı. Babası yetenekli bir kemancı olan Mozart’a klavsende temel notaları öğretti. Mozart beş yaşında ilk bestesini yaptı; altı yaşında iki imparatorluk sarayında konserler verdi. Babası onu Avrupa’nın çeşitli yerlerine götürerek müzik eğitimi aldırdı ve ünlü müzisyenlerle tanıştırdı. İlk gezisi 1762 yılında Bavyera Elektörlüğü’nün başkenti Münih’te Bavyera Kurfürstü III. Maximillian’ın sarayında verdiği konserdi. Aynı yıl Prag ve Viyana’da da imparatorluk saraylarında konserler verdi. Üç buçuk yıl süren ilk gezisi sırasında Münih, Mannheim, Paris, Londra (burada ünlü İtalyan çellist Giovanni Battista Cirri ile çalmıştır), Lahey, tekrar Paris, Zürih, Donaueschingen ve Münih’te konserler verdi. Bu gezisi sırasında Mozart birçok ünlü müzisyenle tanıştı ve kendisi de bu müzisyenlerin eserlerine aşinalık kazandı. En önemli esin kaynaklarından biri Johann Sebastian Bach’tır.
Mozart 1769’da babasıyla birlikte ilk İtalya gezisine çıktı. Burada opera sanatının merkezi olan Milano, Bologna, Floransa, Roma ve Napoli’yi ziyaret etti. İtalyan operasını yakından tanıdı ve kendisine ilham verdi. Ayrıca Papa XIV. Clemens tarafından şövalye ilan edildi ve Bologna Filarmonik Akademisi’ne kabul edildi. İtalya’da üç opera besteledi: Mitridate (1770), Ascanio in Alba (1771) ve Lucio Silla (1772). Bu operalarla İtalyan seyircisinin beğenisini kazandı.
Mozart 1773’te Salzburg’a döndüğünde artık olgun bir besteci olmuştu. Salzburg piskoposunun sarayında müzisyen olarak çalışmaya başladı ama buradaki ortam onu tatmin etmedi. Babasıyla arası da bozuldu. Daha iyi bir iş aramak için tekrar seyahatlere çıktı ama başarılı olamadı. Bu dönemde senfoni, oda müziği, koro müziği ve opera alanlarında pek çok eser besteledi.
Mozart’ın kariyeri Salzburg ve Viyana’da geçti. Salzburg’da piskoposun sarayında müzisyen olarak çalıştı ama buradaki ortam onu tatmin etmedi. Daha iyi bir iş aramak için tekrar seyahatlere çıktı ama başarılı olamadı. Bu dönemde senfoni, oda müziği, koro müziği ve opera alanlarında pek çok eser besteledi.
1781’de Viyana’ya gitti ve burada kalmaya karar verdi. Viyana’da daha meşhurdu ama maddi güvencesi daha azdı. Burada serbest bir besteci olarak yaşadı ve kendi konserlerini düzenledi. Ayrıca aristokratların himayesinde (koruma altında) de çalıştı. Bu dönemde en ünlü eserlerini besteledi.
Mozart’ın kariyerinde üç önemli dönem ayırt edilebilir: Gezi yılları (1762-1773), Salzburg yılları (1773-1781) ve Viyana yılları (1781-1791). Bu dönemlerde Mozart’ın müzikal tarzı ve gelişimi farklı etkenlere bağlı olarak değişmiştir.
Mozart’ın gezi yılları, babası Leopold’un onu ve ablası Nannerl’i Avrupa’nın çeşitli yerlerine götürerek müzik eğitimi aldırdığı ve ünlü müzisyenlerle tanıştırdığı dönemdir. Bu dönemde Mozart bir çocuk harikası olarak tanındı ve Avrupalı kraliyet ailelerine konserler verdi. İlk gezisi 1762 yılında Bavyera Elektörlüğü’nün başkenti Münih’te Bavyera Kurfürstü III. Maximillian’ın sarayında verdiği konserdi.
Aynı yıl Prag ve Viyana’da da imparatorluk saraylarında konserler verdi. Üç buçuk yıl süren ilk gezisi sırasında Münih, Mannheim, Paris, Londra (burada ünlü İtalyan çellist Giovanni Battista Cirri ile çalmıştır), Lahey, tekrar Paris, Zürih, Donaueschingen ve Münih’te konserler verdi. Bu gezisi sırasında Mozart birçok ünlü müzisyenle tanıştı ve kendisi de bu müzisyenlerin eserlerine aşinalık kazandı. En önemli esin kaynaklarından biri Johann Sebastian Bach’tır.
Mozart 1769’da babasıyla birlikte ilk İtalya gezisine çıktı. Burada opera sanatının merkezi olan Milano, Bologna, Floransa, Roma ve Napoli’yi ziyaret etti. İtalyan operasını yakından tanıdı ve kendisine ilham verdi. Ayrıca Papa XIV. Clemens tarafından şövalye ilan edildi ve Bologna Filarmonik Akademisi’ne kabul edildi. İtalya’da üç opera besteledi: Mitridate (1770), Ascanio in Alba (1771) ve Lucio Silla (1772). Bu operalarla İtalyan seyircisinin beğenisini kazandı.
Mozart 1773’te Salzburg’a döndüğünde artık olgun bir besteci olmuştu. Ancak Salzburg’daki işinden memnun değildi ve daha iyi bir iş aramak için tekrar seyahatlere çıktı. Bu seyahatlerde Münih, Augsburg, Mannheim ve Paris’i ziyaret etti. Bu dönemde Mozart’ın müzikal tarzı, Alman, İtalyan ve Fransız müzik geleneğinin bir sentezi haline geldi. Mozart, bu dönemde senfoni, oda müziği, koro müziği ve opera alanlarında pek çok eser besteledi. Bunlardan bazıları şunlardır: Münih’te bestelenen opera La finta giardiniera (1775), Mannheim’de bestelenen senfoni K. 74 (1774) ve Paris’te bestelenen senfoni K. 297 (1778).
Mozart’ın Salzburg yılları, 1773-1781 arasında Salzburg piskoposunun sarayında müzisyen olarak çalıştığı dönemdir. Bu dönemde Mozart, piskoposun istekleri doğrultusunda kilise müziği, opera ve senfoni gibi türlerde eserler besteledi. Ancak Mozart, buradaki ortamdan ve piskoposun tutumundan memnun değildi. Piskopos, Mozart’ın yeteneğini takdir etmiyor ve ona saygısız davranıyordu. Mozart, daha iyi bir iş aramak için tekrar seyahatlere çıktı ama başarılı olamadı.
Mozart’ın Salzburg yıllarında bestelediği eserler arasında şunlar sayılabilir:
Litaniae de venerabili altaris sacramento K. 243 (1776), opera La finta semplice K. 51 (1774), opera Il sogno di Scipione K. 126 (1772), opera Lucio Silla K. 135 (1772), opera Idomeneo, rè di Creta K. 366 (1781), Mass in C Major K. 317 (1779), Mass in C Minor K. 427 (1783) ve senfoni K. 201 (1774), K. 202 (1774), K. 204 (1775) ve K. 338 (1780).
Mozart’ın Viyana yılları, 1781-1791 arasında Viyana’da yaşadığı dönemdir. Bu dönemde Mozart, serbest bir besteci olarak çalıştı ve kendi konserlerini düzenledi. Ayrıca aristokratların himayesinde de çalıştı. Bu dönemde en ünlü eserlerini besteledi.
Mozart’ın Viyana yıllarında bestelediği eserler arasında şunlar sayılabilir:
Senfoni K. 385 (1782), K. 425 (1783), K. 504 (1786), K. 543 (1788), K. 550 (1788) ve K. 551 (1788);
Piyano konçertosu K. 413-415 (1782-83), K. 449-451 (1784), K. 453-456 (1784-85), K. 466-467 (1785), K. 482-484 (1785-86), K. 488-491 (1786) ve K. 503-595 (1786-91);
Oda müziği K. 387, K. 421, K. 428, K. 458, K. 464 ve K. 465 (1782-85);
Opera Die Entführung aus dem Serail K. 384 (1782),
Le nozze di Figaro K. 492 (1786), Don Giovanni K. 527 (1787),
Così fan tutte K. 588 (1790),
Die Zauberflöte K. 620 (1791) ve La clemenza di Tito K. 621 (1791);
Requiem in D Minor K. 626 (1791).
Mozart, 600’den fazla eser bestelediği için hepsini burada saymak mümkün değildir. Ancak Mozart’ın en önemli eserleri arasında şunlar sayılabilir:
Senfoni No. 41 (Jupiter): Mozart’ın son senfonisi olan bu eser, klasik dönemin en güzel örneklerinden biridir. Son bölümde beş tema bir arada kullanılarak muhteşem bir polifoni oluşturulmuştur.
Requiem: Mozart’ın ölmeden önce tamamlayamadığı son eseri olan Requiem, ölüm ve yas temalarını etkileyici bir şekilde işler. Eserin kimin sipariş ettiği bilinmemektedir. Eserin tamamlanması için Mozart’ın öğrencileri çalışmıştır.
Piyano Konçertosu No. 21: Bu konçerto, Mozart’ın en tanınmış piyano konçertolarından biridir. İkinci bölümdeki güzel melodi, Elvira Madigan adlı filmde kullanıldığı için bu isimle de anılır.
Klarinet Kuinteti: Mozart’ın klarinet için yazdığı tek kuintet olan bu eser, klarinetin ses rengini ve ifade gücünü mükemmel bir şekilde gösterir. Eser, dört bölümden oluşur ve her bölümde klarinet ile yaylılar arasında uyumlu bir diyalog vardır.
Sihirli Flüt: Mozart’ın son operası olan Sihirli Flüt, fantastik bir hikâyeyi anlatır. Operada aşk, dostluk, cesaret, bilgelik gibi temalar işlenir. Operanın en ünlü aryalarından biri Kraliçe’nin Der Hölle Rache adlı aryasıdır.
Figaro’nun Düğünü: Mozart’ın en sevilen operalarından biri olan Figaro’nun Düğünü, komik ve karmaşık bir aşk hikâyesini anlatır. Operada sosyal sınıflar arasındaki çatışma da ele alınır. Operanın uvertürü çok neşeli ve canlıdır.
Mozart’ın verdiği en büyük konserler arasında şunlar sayılabilir:
1762: Münih’te Bavyera Kurfürstü III. Maximillian’ın sarayında verdiği ilk konser.
1764: Londra’da Kral III. George’un sarayında verdiği konser.
1770: Milano’da Teatro Regio Ducal’da Mitridate operasının ilk gösterimi.
1782: Viyana’da Burgtheater’da Die Entführung aus dem Serail operasının ilk gösterimi.
1786: Viyana’da Burgtheater’da Le nozze di Figaro operasının ilk gösterimi.
1787: Prag’da Nostitz Theater’da Don Giovanni operasının ilk gösterimi.
1791: Viyana’da Schikaneder’s Theater’da Die Zauberflöte operasının ilk gösterimi.
Mozart’ın Viyana’daki son yılları hem başarı hem de sıkıntılarla doluydu. 1782’de Constanze Weber ile evlendi. Bu evlilikten altı çocukları oldu ama sadece iki tanesi hayatta kaldı. Mozart, ailesini geçindirmek için çok çalıştı ama maddi sorunlar yaşadı. Borçlarını ödemek için arkadaşlarından yardım istedi. Bu dönemde en ünlü operalarını besteledi: Figaro’nun Düğünü (1786), Don Giovanni (1787), Così fan tutte (1790) ve Sihirli Flüt (1791). Bu operalar, hem müzikal hem de sahne açısından mükemmeldir. Mozart, operalarında insan doğasını, aşkı, tutkuyu, ihaneti ve ölümü anlatır.
Mozart’ın sağlığı da giderek bozuldu. 1791 yılında birkaç hastalık geçirdi. Bu hastalıkların neler olduğu tam olarak bilinmemektedir. Bazı kaynaklar ateşli romatizma, bazıları ise böbrek yetmezliği olduğunu ileri sürer. Mozart’ın ölüm sebebi hakkında birçok spekülasyon vardır. En yaygın olanı, Mozart’ın zehirlendiği iddiasıdır. Bu iddiaya göre Mozart’ın rakibi olan İtalyan besteci Antonio Salieri veya başka biri tarafından zehirlenmiştir. Ancak bu iddia hiçbir zaman kanıtlanamamıştır. Bir başka iddiaya göre Mozart, Requiem’i yazarken kendini çok yormuş ve ölmüştür. Requiem, Mozart’ın son eseridir ve ölmeden önce tamamlayamamıştır. Requiem’i kimin sipariş ettiği de bilinmemektedir. Bazı kaynaklar gizemli bir yabancının sipariş ettiğini, bazıları ise Mozart’ın arkadaşı olan Kont Franz von Walsegg’in sipariş ettiğini söyler.
Mozart 5 Aralık 1791’de Viyana’da öldü. Ölüm belgesinde “ateşli romatizma” olarak yazmıştır. Cenazesi basit bir şekilde yapıldı ve mezarına sadece birkaç arkadaşı katıldı. Mezarının nerede olduğu bilinmemektedir.
Mozart, Batı müziğinin en büyük bestecilerinden biri olarak kabul edilir. Klasik dönemin en önemli temsilcilerinden biri olan Mozart, senfoni, konçerto, oda müziği, opera ve koro müziği gibi türlerde çok sayıda eser bırakmıştır. Bu eserler, hem müzikal hem de estetik açıdan mükemmeldir. Mozart’ın müziği, melodik güzelliği, biçimsel zarafeti ve armonik ve dokusal zenginliği ile dikkat çeker. Mozart’ın müziği aynı zamanda duygusal derinliği ve ifade gücü ile de etkileyicidir. Mozart’ın müziği, sevinç, hüzün, tutku, korku, umut gibi insan duygularını yansıtır.
Mozart’ın müziği, sonraki besteciler üzerinde büyük bir etki bırakmıştır. Özellikle Ludwig van Beethoven, Mozart’ın eserlerinden çok etkilenmiştir. Beethoven’in ilk eserleri Mozart’ın tarzını taklit ederken, sonraki eserleri Mozart’ın müzikal dilini geliştirmiştir. Beethoven’in 3. Senfonisi (Eroica), Mozart’ın 41. Senfonisi (Jupiter) ile benzerlikler taşır. Beethoven’in 5. Piyano Konçertosu (İmparator), Mozart’ın 24. Piyano Konçertosu ile aynı tonalitededir. Beethoven’in 9. Senfonisi (Koral), Mozart’ın Requiem’i ile bazı temaları paylaşır.
Mozart’ın müziği ayrıca Joseph Haydn, Franz Schubert, Robert Schumann, Johannes Brahms, Felix Mendelssohn gibi diğer klasik ve romantik besteciler üzerinde de etkili olmuştur. Haydn, Mozart için “Böyle bir yetenek 100 yıl boyunca bir daha gelmez.” demiştir. Haydn ve Mozart arasında karşılıklı saygı ve dostluk vardı. Haydn, Mozart’ın eserlerini övmüş ve ondan ilham almıştır. Mozart da Haydn’a saygısını göstermek için altı yaylı dörtlüsünü ona ithaf etmiştir.
Mozart’ın müziği sadece klasik müzik alanında değil, popüler kültürde de yer almıştır. Mozart’ın hayatı ve eserleri birçok film, televizyon dizisi ve tiyatro oyununa konu olmuştur. En ünlü örneklerden biri 1984 yapımı Amadeus filmidir. Bu filmde Mozart’ın hayatı ve Salieri ile olan rekabeti anlatılır. Film sekiz Oscar ödülü kazanmıştır.
Mozart’ın müziği ayrıca reklamlarda, çizgi filmlerde, video oyunlarında ve diğer medya ürünlerinde de kullanılmıştır. Mozart’ın müziğinin insan zekası üzerinde olumlu bir etkisi olduğu iddia edilmiştir. Bu iddiaya göre Mozart dinlemek IQ seviyesini arttırır ve öğrenmeyi kolaylaştırır. Bu iddiaya dayanarak “Mozart Etkisi” adlı bir kitap ve CD serisi yayınlanmıştır.
Mozart’ın mirası günümüzde de yaşamaktadır. Mozart’ın doğduğu şehir olan Salzburg’da her yıl düzenlenen Salzburg Festivali ‘nde Mozart’ın eserleri sahnelenmektedir. Ayrıca Salzburg’da Mozart’ın doğduğu ev ve yaşadığı ev müze olarak ziyarete açıktır. Viyana’da da Mozart’ın yaşadığı ev ve öldüğü ev müze olarak hizmet vermektedir. Mozart’ın eserleri dünyanın dört bir yanındaki konser salonlarında, opera evlerinde ve radyo istasyonlarında çalınmaktadır. Mozart’ın müziği insanları eğlendirmeye, ilham vermeye ve duygulandırmaya devam etmektedir.
Kısa yaşamına rağmen 600’den fazla eser bırakmıştır. Bu eserler, klasik müziğin en güzel örnekleri olarak kabul edilir. Mozart’ın müziği, hem teknik hem de duygusal açıdan mükemmeldir. Mozart’ın müziği, hem kendi döneminde hem de sonraki dönemlerde pek çok besteciye ilham vermiştir. Mozart’ın müziği, günümüzde de popülerliğini korumaktadır. Mozart’ın müziği, insanlığın ortak mirasıdır.
Kaynakça
Stefan Zweig Kimdir? Bütün Romanları, Öyküleri ve Biyografileri
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.