34,7621$% 0.05
36,6393€% 0.19
2.957,77%-0,03
4.907,00%-0,04
19.626,00%-0,05
Hafızalara “Kudüs Şairi” olarak kazınan usta kalem, gümrük memuru Hacı Müslim İnan’ın oğlu olarak 12 Temmuz 1940’ta Şanlıurfa’da doğdu.
Mehmet Akif İnan, İlk ve Orta öğrenimini Urfa’da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1972) mezunu.
Öğrencilik yıllarında Hilâl dergisi ve yayınlarını yönetti (1960-64), bir ara Türk Ocakları Genel Merkez Müdürü oldu. Mezuniyetinden sonra Ankara’da çeşitli liselerde ve Gazi Eğitim Enstitüsü’nde edebiyat öğretmenliği yaptı.
İlk yazı ve şiirleri 1957’den sonra mahalli gazetelerde çıktı. 1959’da Derya adlı bir gazete yayımladı. Edebiyat ve Mavera dergisinin kurucuları arasında yer aldı.
Daha çok Edebiyat dergisinde çıkan yazıları, 1977’de Yeni Devir gazetesinde Akif Reha imzası ve kendi adıyla yazdığı köşe yazılarıyla tanındı. Bazı ürünleri Türk Ruhu, Türk Yurdu, Filiz, Yeni İstiklal ve Hilal gibi gazete ve dergilerde yayımlanmıştı. Divan ve halk şiiri geleneğinden yararlandığı şiirleriyle kendi kuşağının usta şairleri arasında yer aldı.
Mehmet Akif İnan, 1960’ta Kahramanmaraş’ta şair, yazar, fikir adamı Necip Fazıl Kısakürek ile tanıştı.
İnan, burada fikir ve edebi çalışmalarıyla Türk edebiyatına damga vuran, aralarında Nuri Pakdil, Sezai Karakoç ve Cahit Zarifoğlu’nun da bulunduğu, “Yedi Güzel Adam” olarak milyonların beğenisini kazanan şair ve yazarlardan biri olarak öne çıktı.
Yarıda bıraktığı fakültesine geri dönen İnan, öğrenim hayatını edebiyat, dergi, şiir ve yazarlıkla meşgul olarak sürdürdü. Bu sürede 1962-1964’te Hilal Müessese Müdürlüğü yapan İnan, 1965’te evlendi. 1967’de İnan’ın tek çocuğu Şakire Banu dünyaya geldi.
Milli ve manevi değerlerine bağlı Mehmet Akif İnan’ın ölümsüz eseri ise 1979’da yazdığı “Mescid-i Aksa” şiiri oldu. İlk defa gazeteci yazar Akif Emre tarafından Akıncılar Dergisi’nde yayınlanan şiir, kısa sürede ülke çapında büyük beğeni kazandı.
İsrail’in Kudüs’e yönelik saldırılarını 42 yıl önce mısralarında anlatan Mehmet Akif İnan’ın yazdıklarının eskimemesi ve halen güncelliğini koruması ise ölümsüz bir esere imza attığının en büyük kanıtı olma özelliğini taşıyor.
İslam’ın ilk kıblesi olması dolayısıyla dünya Müslümanlarının göz bebeği olan Kudüs’e yönelik İsrail’in saldırılarından duyduğu derin üzüntü, duayen kalem İnan’ın dizelerine yansıdı. Bütün Müslümanların ruhuna hitap eden bu şiiriyle İnan, adeta tüm İslam coğrafyasının da ortak dili olma başarısını gösterip halk arasında “Kudüs Şairi” olarak gönüllere taht kurdu.
Mescid-i-Aksa
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu
Mehmet Akif İnan
Yanışlar ağıtlar elimde değil
İçimin sesi hiç üzmesin seni
Kaçmak mı mümkün mü alınyazımdan
Kaderdir yüklendim yıkılmışlığı
Sen attın bilmeden kuyuya taşı
Dinemez yankısı mahşerde bile
Bir kutsal emanet gibi sır gibi
Ve bir ayıp gibi saklarım seni
Başımda kavganın kıyameti var
Okşadım ismini kitap içinde
Her akşam bir düşle kundaklanırım
Sözümün bittiği yerde başlarsın
Yılların alnıma çektiği çizgi
Kocalttı başımı bir ehram gibi
Yaslasam gövdemi karlı dağlara
Sonsuz bir uykuya kavuşsam bir gün.
Mehmet Akif İnan’ın Ünlü şiirleri:
Mehmet Akif İnan’ın Eserleri:
Şiir:
Deneme-İnceleme:
Şiirlerinden Örnekler:
Burç
I.
Ürkek tayların su içişi gibi
gezinir gözlerim çarşılarımda
Kuşlara ve güle ayarlı sesin
müjdedir en uzak okyanuslardan
Kelebek kervanı can gülüşünle
yıkadın zamanı karanlığından
Göğüme yıldızlar dağıtan gölgen
yorgun günlerimin kutlu limanı
Baharı bir tohum gibi izlerim
saçlarının yumşak ışıklarından
Ellerin yıldızlar yansımasıdır
onlardan okunur hikayelerim
Bir bahar yağmuru bana hitabın
cennet kıyılarından haber getiren
II.
Köpük demetleri gibi martılar
inerler hülyamın canevlerine
Gönlümün dem çeken bülbülleridir
akşamı sulara sarkıtan gökler
Gecenin ahengi kavrar elimi
gezdirir sevdanın sokaklarını
Bir irem bahçesi kuşanır dünyam
anılar koşarken sahralarımda
En kutlu sabahı muştular kokun
ilkyazlardan haber taşır kuşların
Alyardır dolanır ismin üstüne
dinlerim mehtabın fısıltısını
Dolunay denize selam gönderir
düşlere sevdalar yeşil çağlayan
III.
Şimdi uzaklardayım kanat sesinden
Rüya burçlarından gök şarkısından
Nerde o bahçeler sarmaşıklar ey
Köpüğün annesi bulutun gülü
O mercan adalar leylak türküler
Karınca treni kuşlar şöleni
Nasıl seyrederim sabahı sensiz
Güneşin denizi emzirmesini
Kırgın günlerimin sığınağını
Ararım cinnetin kuytularında
Agatha Christie’nin Kitapları ve Hayatı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.