DOLAR

34,7649$% 0.05

EURO

36,6966% 0.34

GRAM ALTIN

2.958,85%0,00

ÇEYREK ALTIN

4.909,00%0,02

TAM ALTIN

19.637,00%0,02

Öğle Vakti a 13:00
Şanlıurfa KAPALI
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Ahmed-i Hânî

ad826x90
ad826x90

Ahmed- Hanî, ilk kez aile içinde babası İlyas’tan aldığı derslerle fıkıh okumaya başlamıştı. Bir yönünü okula, bir yönünü de divana vererek eğitimini yapması sağlandı. Okuldaki eğitimi ilerledikçe okuma düzeyi de yükseldi. Eğitimini Diyarbekir ve Bitlis’te sürdürdü. Ayrıca Doğu Anadolu’nun değişik yerlerinde Arapça, belagat (iyi konuşma, sözle inandırma yeteneği) ve dini bilimler okudu. Müsbet (pozitif) bilimlerle de ilgilendi. Bu alanda özellikle astronomiye ilgi gösterdi. Beyazıt’taki Muradiye Medresesi’ne devam etti. Bir süre sonra Beyazıt ve çevresindeki tüm camileri gezdi. Daha sonra Ahlat ve Bitlis medreselerinde öğrenim gördü. Öğrenimine Botan ve Mezapotamya da devam etti. Bağdat, Şam, Halep ve İran medreselerinde uzunca yıllar öğrencilik hayatı yaşadı.

Kâbe’yi ziyaret ettiği, Mısıra gittiği, yazdığı eserinin içeriğinde açıkça görülmektedir. Özellikle Suriye medreselerinde Antik Yunan felsefesini, Mezopotamya ve İran medreselerinde de tasavvufu (İslam felsefesini) astronomi, şiir ve sanat tekniğini öğrendi. Bunun yanında, Feqiye Teyran’a, Ahmed-i Ciziri’ye, Hipokrat’ı, Platon’u, Aristo’yu Farabi’yi, Şahabettin Sühreverdi’yi, Mühyettin Arabi’yi, Ali Heriri’yi, Firdevsi’yi, Ömer Hayyam’ı, Nizami’yi ve bir çok bilim adamlarını öğrendi. Hanî’nin halk içerisinde otoritesi ve saygınlığı vardı. Toplum içinde iki yeri vardı. Biri bilim, öteki de misafirperverliği, mertliği ve dindarlığıydı. Söz ve maneviyatı herkesin üzerinde derin etkiler bırakıyordu.

Hânî, manzum olarak kaleme aldığı eserlerinde, dönemin sıkıntılarını, sahipsizliklerini dile getirdi. Yörenin önemli merkezlerinden olan Cizre’de bulunduğu sıralarda ünlü eseri “Mem ü Zin”i kaleme aldı. Manzum ve mesnevi türünden olan bu eser üç yüz beyitten oluşmaktadır. Eserde, Cizre yöresinin kültürel özelliklerini bulmak mümkündür. Eserini akıcı bir üslupla kaleme aldı. Doktora çalışmasına (Michael L. Chyet, Studies on Mem ü Zin, A Kurdish Romance) konu olan eser, M. Emin Bozarslan tarafından Türkçeye çevrildi. Aynı zamanda filme alınan bu eser ve yazarı hakkında kimi iddialar ortaya atılmıştır. Eserde İslâm öncesi inançların izlerinin arandığı, metinde geçen kimi ifadelerin Zerdüştlükteki inançla bağlantılı olduğu biçimindeki bu iddiaların dayanağı olmadığı saptanmıştır. Çünkü şairin, eserin başında Allah ve Hz. Muhammed hakkında samimi ifadelerle övgüler yazması, varlık ve hadiselerdeki zıtlıkların meydana getirdiği ahengi Cenab-ı Hakk’ın azamet ve kudreti ile açıklaması, eserinin sonuna dua eklemesi, söz konusu iddiaları çürütmektedir.

Hânî, İshakpaşa Sarayı’nın temeli atılırken (1674) dua okumuştur. Dönemin Beyazıt Beyi Mir Mehemmed’dir. O dönemde Beyazıt Muradiye Camisi’nde imamlık yaptı, Mir Mehemmet’e divan kâtipliğinde bulundu. Onunla yakınlığını, ona sevgisini bir şiirinde ifade etmiştir, ölümüne dair üzüntüsünü belgelemiştir. Mir adına İran sınır Serdar’ı ile alınan karara imza atmıştır.

Ahmed-i Hânî’nin yaşadığı dönemde Kürt düşünce hayatı geri olmakla birlikte önemli bir düşünce ve edebiyat mirasına sahipti. İslamiyetin birlik ve beraberlik söylemlerini önemsemiş olan Ahmed-i Hânî, Kürtçe olarak kaleme aldığı eserlerinde dini konulara ağırlık vermiş; uluhiyet (kulluk etme, hayranlık duyma) ve varlık konularını işledi. Ahlak, sosyal ve kültürel konularla ilgili görüşlerini şiirleriyle dile getirdi. Hânî, Sünni akidesine bağlı olup, bu çerçevede evrenin yaratılışı, insanlara yüklenmiş bulunan görevler ve benzeri konular üzerinde durdu. Şiirlerinde işlediği tema ve vurguladığı konulardan ötürü Mevlâna ve Molla Cami’nin etkisinde kaldığı ileri sürüldü. Tasavvufla olduğu kadar insanların problemleriyle de ilgilendi ve onlarla iç içe yaşadı. Toplumda yaşanan sıkıntılar ve halkın sahipsizliğinden yakındı. Bu sıkıntılardan kurtulmanın yolu olarak; toplumsal dayanışma, bilgilenme ve yardımlaşmayı önerdi. Kendi üzerine düşeni yapmak için gayret sarf etti. İlim ve hikmetin maddiyattan önce gelmesi gerektiğini vurgulayarak, insanların bu konudaki zaafına dikkat çekti. Hânî, Doğubeyazıt’ta bulunduğu sıralarda Şiî bilginlerle ilmi konularında tartışmalara girdi.

ad826x90

Halk arasında veli bir zat olarak kabul edilen Hânî için, Bediüzzaman Said Nursi onun için; “Edip dahilerden Molla Ahmed” (Tarihçe-i Hayat, s. 32), “Şeyh Ahmed” (Münazarat, s. 105), “Meşhur Şeyh Ahmed” (Kastamonu Lahikası, s. 186) ifadelerini kullandı. Abdulkadir Badıllı tarafından kaleme alınan “Bediüzzaman Said-i Nursi: Mufassal Tarihçe-i Hayatı” adlı eserde Hânî; “edip, şair, hamiyet-perver, Resulullah’a aşık bir zat” (I. Cilt, s. 94) olarak tanıtıldı. Hânî, ömrünün son yıllarını Doğubeyazıt’ta geçirdi ve 1707 yılında burada öldü. Hâlen ziyaretgâh olarak kullanılan türbesi, Ağrı / Doğubayazıt’a 8 km uzaklıkta, İshak Paşa Sarayı’nın üst kısmındadır. Türbenin yanında sonradan bir de cami yaptırılmıştır. Bölgede en çok ziyaret edilen yer olan türbesi, Osmanlıya bağlılığından dolayı, Osmanlı imparatorluğu tarafından yaptırılmıştır.

ESERLERİ:

Divan (Genel esaslara göre düzenlenmiştir), Mem u Zin (manzum mesnevi), Çarkoşe (rubailerden oluşur, her dizesi Arapça, Türkçe, Kürtçe ve Farsça olarak ayrı yazılmıştır), Nûbahârâ Pıçûkân (13 bölüm, Arapça-Kürtçe manzum sözlük), Eqîdeya Îslamê (İslâm Akidesi), Eqîdeya Îmanê (İman Akidesi, 80 beyit), Fî Beyannî Erkanî Îslam (İslam Erkânının Beyanı).

KAYNAKÇA: Turgut Çelik – Harun Aykaç / “Bir Hak Dostu: Ahmed-i Hani” (Zaman gazetesi, 3 Nisan 1997), M. Emin Bozaslan / Mem û Zîn (1968), H. Mem / Üçüncü Öğretmen Xani (2002), Ahmede Xane / Mem û Zîn (Fransızca’dan çev: Ömer Sudaüzen, Redaksiyon ve Önsöz: Dr. M. Naci Kutlay, 2004), Dr. Turgut Karabey / Ahmed-i Hânî (1651-1707) – Hayâtı, Eserleri ve Mem O Zîn Mesnevisi  (A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı: 30, Erzurum 2006), M. Sait Özvarlı / “Hânî, Şeyh Ahmed” (TDV İslâm Ansiklopedisi, c.16, s. 31-32, 2006), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) – Ünlü Fikir ve Kültür Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 3, 2013) – Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Vedat Türkali

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.