40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
02:00
Şiir yazıyor olabilirim ama şair değilim. Bu yolda emek harcamış şairlere haksızlık etmek istemem. Benimkisi belki bir dışa vurum, duygu ortaklığı diyebilirim. İlkokula başladığım yıllardaki öğretmenimin öğrenim duyarlılığındaki çabaları etkili olmuştur. Özellikle derste gazete okutma alışkanlığı ve okuduğumuz haberle ilgili yorum, ana fikir üzerindeki yazım ve tartışma etkili olmuştur. Bazen de bir kelime, bir cümle veya bir konu üzerinde kompozisyon yazdırma tekniği etkili olmuştur. Yaşantımın farklı dönemlerinde yazmışımdır ve yazmaya da devam ediyorum. Yaşama dâhil olan bütün etkenler farklı şekilde ilham verir. Duygu da var, sözcüklerde var.

Yaşamın kendisi besler beni. Toplum, doğa dinamiklerini oluşturan her şey yüreğime, zihnime ne kadar vuruyorsa öyle çıkıyor. Bazen bir sözcüğün arkasına, bazen bir olayın kendisine bazen de bende bıraktıklarına takılırım sanırım.
Mutlaka olur. Duraksamalar süreci biriktirme ve olgunlaştırma sürecidir. Zihnimde sık yoklamalar olur, kelimeler cümleler çarpışır. Zihnimin sayfaları sürekli açılır kapanır, huzursuzluk hissederim.
Aslında bütün şiirlerimde bir duygu, bir iz vardır; çünkü insan, psikoloji, toplum, doğa odaklı hayatın içinden yazıyorum. Hepimize bir ucundan dokunuyor mutlaka. Hepsi de çok etkiliyor. Dünümde Tutuklu Kaldım, Yansımalar, Üşüten Ateş, Anneye Mektup, Ülkemin Kadın Karnesi gibi her okuduğumda yeniden yeniden etkiler beni.
Şiir kendinizle kurduğunuz bağlantıdır. Mesafe koyduğunuzda duygudan uzaklaşırsınız. İnsansınız, bu dünyada yaşıyorsunuz, var olanı görmezden gelemezsiniz, gözlerinizi kapatamazsınız. İnsan olmanın en büyük kazanımı duygu ve akıldır.

Sanatın bütün dalları birbirleriyle bağlantılıdır ve birbirlerini besler. Bütün sanat dallarından etkilenme oranı duygu durumunuza göre farklılık gösterir. Bazen bir şiirin bir cümlesine takılırsınız, bazen bir şarkının sözlerine, bazen bir heykelin duruşuna, bazen bir film sahnesine.
Hepsi de mümkün. Bazen siz şiiri tamamlarsınız, bazen şiir sizi tamamlar.
Yaşamdan besleniyorsunuz, hayatın içindesiniz, mutlaka olacaktır.
Farkındalık, duyarlılık, empati sorgulama ve sorgulanma isterim.
Beş duyunun yanı sıra yüreklerini zihinlerini zorlamayı hedeflerim. Biraz dilsel, biraz tematik uyaranları kullanırım.
Zihnim ve yüreğimde baş başa kaldığım zamanlardır. Bazen yalnız olursunuz ama ne zihin yüreği içine alır, ne de yürek zihni içine. İkisinin karşılıklı daveti lazım.
Zorluktan çok kararsızlıklar, yayınevine güven, ekonomik yükü toplumdaki karşılığı daha çok düşündürüyor. Günümüzde ve ülkemizde bu tür çalışmalar çok karşılık bulmuyor. Oysa bir toplumu ayakta tutan, insanı iyileştiren en güçlü şey sanattır. Benimkisi biraz farkındalık sağlamaktır.
Olayların insan üzerinde yarattığı psikolojik etkilerinden daha çok besleniyorum. Bende ve karşıda bıraktığı, bırakacağı duygu ve düşüncelerle düşünmeye ve duymaya davet ediyorum. Sanıyorum çalışma ortamımın birebir insan odaklı olması etkiliyor.
Disiplin ve sezgi diyelim. Sezgi olmadan kelimeler yanana dizilemiyor. Yaşam felsefesi olarak disiplinli olmayı seviyorum. İşlerinizi daha rahat yapıyorsunuz ve üretiyorsunuz.
Hayatın içinden görmek, fark etmek ve duyumsamak süzgecinden geçiyor.
Bendeki etki bu, ya sizlerde nasıl? Biraz sorgulamak, biraz kendilerinde özeleştiri yapmak, birazda olaylara farklı yönden bakma penceresini açmayı hedefliyorum.
Zihninizde olgunlaştırdığınız sözcükler elinize kalem almanızı sağlıyor zaten. Yazdıklarınızı yeniden okuyup seslendirip tekrar tekrar dinliyorsunuz. Yüreğinizden tamam diyorsanız; özgürlüğe yelken açmış gibi oluyorsunuz, rahatlamış, dingin ve mutlu.
Toplumun içinde yaşadığı sorunları bilmek, toplumun bakış açısını, sosyolojik yapısını, değerlerini, normlarını, psikolojisini, iletişim ve beden dilini anlamak kısacası toplumun içinde her şeyiyle olmakla ve onların yerine olmakla aktarabiliyorsunuz.
Bu coğrafya çok zengin, geçmişten günümüze kadar gelen her hikâye aklıma düştükçe, okudukça, dinledikçe ayrı etkiler Günümüzün sorunları o kadar çok ki, dünyanın herhangi bir köşesinde yaşanan bir olaya hemen dâhil olabiliyorsunuz. İnsanın etkilenmemesi mümkün değil. Bende şiire dönüşüyor, bir diğerinde şarkı sözü oluyor, bir diğerinde resim oluyor. Herkeste yansımalar farklı olabiliyor.
Okumak, gözlemlemek, izlemek, duyumsamak pratiğinde ilerler. Algıdaki seçicilik empatiyle birleşince yazıya dönüşüyor.
Tükenme demeyelim, yoğunluğun değiştiği zamanlar olabiliyor. Hayatın kendisi gibi inişli çıkışlı ama özünüzü kaybetmiyorsunuz. Biliyorsunuz bir yerlerde mutlaka çıkacaktır.
Doç.Dr.Yeliz Yeşil Kimdir Eserleri nelerdir?