Şiirleri, Zonguldak Halkevi’nin çıkardığı Kara Elmas adlı yerel sanat dergisi ile Varlık dergisinde yayımlandı. Ömrünün son altı yılını verimli olarak geçirdiği için uzun yaşayamayacağını seziyordu. Bu yüzden şiirlerini alelacele bir kitapta topladı, 1945 yılında Şimdilik adlı tek kitabını yayımladı. Bu yapıta adaşı ve arkadaşı Muzaffer Soysal tanıtıcı ve uzun bir önsöz yazdı. Bu eser, henüz yirmi üç yaşındaki genç bir şairin tek, ama başarılı şiirlerin yer aldığı bir kitaptır. Bu şiirlerin bir kısmını daha lise sıralarında yazılmışt. İlk gençlik yıllarında yazılan ve Orhan Veli çizgisinde görülen şiirlerinde acemilikler, yerine oturmamış dizeler bulunması doğaldır. Buna karşın Muzaffer Tayyip’in temiz dili ve duygulu söyleyişi hemen dikkati çekmektedir.
Ölümünden on yıl sonra Necati Cumalı, şairin bütün şiirlerini ve onun için yazılanları Muzaffer Tayyip Uslu başlıklı küçük bir kitapta topladı.
“Muzaffer Tayyip, Orhan Veli’nin şiire önerdiği ya da şiirini yaptığını söylediği ‘küçük adam’ı ondan daha iyi tanır. Taşrada tam küçük adam yaratan ortamda, yaşamasının verdiği güdüyle daha saf durumunda bulup sunar onu. Ne var ki Muzaffer Tayyip’in küçük adam’ı biraz yalınkattır; sadece para sıkıntısı çektiği için küçük adamdır. Hemen her şiirinde parasızlıktan yakınır; bu yakınmada belli belirsiz bir ‘durumundan hoşnut olma’, hatta övünme payı da bulabiliriz. Bu övünme payı onun hiç yitirmediği, yitirmemeye çalıştığı ‘yaşama sevinci’nden çıkartılabilir. Böylelikle, Türk şiirine getirilen küçük adam miti, daha başlangıçta, bu tipin bütün davranışlarının ilk defa geldiği biçimde kalıplaştırılmasından ötürü ölü doğar, yaşarsa da kendine aykırı bir çeşit mitoman gibi dolaşır aramızda.
“Bu çeşit şiirlerde ‘parasızlık’ bir ‘leit motive’dir. Karşılık görmeyen sevgi, vazgeçilmez bir durumdur; el ele tutuşmak büyük bir mutluluktur; hüzün, ilkel bir alaycılığa dönüşür. Yani bütün bu durumlar ister istemez takınmadır, çünkü ‘şiir adına’ yapılır. Sözgelimi yaşama sevinci ‘kimse benim gibi bir pilakinin tadına varamaz, kimse benim gibi Evadoksiya’yı öpemez’ gibi bir kolaylıkta karar kılar. Yaşama sevincinin gelmişi-geçmişi, bütünlüğü yoktur bu duygulanmalarda, şairlerin önermek istedikleri hümanizmanın temel değerlerini taşımaz.” (Turgut Uyar)
“Muzaffer Tayyip Uslu’nun daha yirmi üç yaşında iken yayımladığı tek kitabı olan Şimdilik çok genç ölen bir şair için önemli bir yapıttır. Bu şiirleri kendi çağına ve ortamına göre değerlendirmek gerekir.
“Muzaffer Tayyip’in yaşadığı yıllarda Türk şiirinde garip akımı egemenliğini bütün gücü ile sürdürüyordu. Genç şair bu akımın etkisinde kalmış olsa da Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet’e öykünme yoluna gitmemiş, kendi çizgisinde yürümüştür. Şiirin asıl öğelerine bağlı kalmış, ‘uç’lara kaçmamış, temiz dili, rahat ve kolay gibi görünen usta söyleyişi ile ayakta kalmasını bilmiştir.
“Türk şiirinde en zor ve en az rastlanan özellik lirizmdir. Muzaffer’in yaşadığı dönemde ‘lirizm’ akım olarak bilinmiyordu. Fakat şairimiz bilinçaltı bir sezi yakalamış ve Türk şiirine getirmiştir. Belki de Muzaffer Tayyip Uslu’nun büyük özelliği O’nun gerçek lirik bir şair olmasıdır. Kırk kuşağının bu talihsiz şairi bugün bile yeniyse, hâlâ okunup beğeniliyorsa bunun gizi işte bu özelliğindedir.” (Selahattin Tuncer)
KAYNAK: Necati Cumalı / Muzaffer Tayyi Uslup (1956), TDE Ansiklopedisi (c. 8, 1976-98), Atilla Özkırımlı / Türk Edebiyatı Ansiklopedisi (1982), Seyit Kemal Karaalioğlu / Resimli Türk Edebiyatçılar Sözlüğü (1982), Turgut Uyar / Bir Şiirden (1982), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), TBE Ansiklopedisi (2001), Selahattin Tuncer / Genç Ölen Şair Daha Muzaffer Tayyip Uslu 1922-1946 (Türk Dili Dergisi, Mayıs – Haziran 2003), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili