34,4714$% 0.02
36,3824€% 0.07
2.960,92%0,89
5.043,00%0,04
20.108,00%-0,26
Ludwig van Beethoven, Klasik dönemden Romantik döneme geçiş sürecine büyük katkı sağlamış ve gelmiş geçmiş en ünlü ve en etkileyici bestecilerden biri olarak kabul edilen Alman piyanist ve bestecidir. 9 senfonisi, 5 piyano konçertosu, 32 piyano sonatı, 16 yaylı dörtlüsü ve hayatı boyunca yazdığı tek opera olan Fidelio en çok bilinen eserlerindendir. Beethoven, müziği sadece hoş seslerin sanatı olmaktan çıkararak, duygu ve düşünceyi ifade etmenin yüksek bir sanat biçimi haline getirmiştir. Ayrıca, müzik tarihindeki en büyük yenilikçilerden biri olarak, geleneksel müzik formlarını geliştirerek, yeni müzik türleri yaratmış ve sonraki bestecilere ilham kaynağı olmuştur.
Bu makalede, Ludwig van Beethoven’in hayatını, eserlerini ve etkisini inceleyeceğiz. Makale şu alt başlıklardan oluşmaktadır:
Ludwig van Beethoven, 17 Aralık 1770’te Almanya’nın Bonn kentinde dünyaya geldi. Babası Johann van Beethoven, Bonn Elektörlüğü Saray Orkestrası’nda tenor şarkıcıydı. Annesi Maria Magdalena Keverich ise sarayın baş aşçısının kızıydı. Beethoven ailesinin kökleri Belçika’nın Mechelen kentinde yaşayan Brabantlılara dayanmaktaydı. Beethoven’in dedesi Ludwig van Beethoven (1712-1773) de aynı sarayda kapellmeister (müzik yönetmeni) olarak çalışmış ve Bonn’un seçkin müzisyenleri arasına girmişti.
Beethoven, ailenin yedi çocuğundan ikincisiydi. Ancak hayatta kalan tek erkek kardeşi oldu. Diğer iki kardeşi Kaspar Anton Karl (1774-1815) ve Nikolaus Johann (1776-1848) idi. Beethoven’in ilk müzik öğretmeni babasıydı. Johann van Beethoven, oğlunun bir harika çocuk olmasını istiyor ve onu Mozart’ın babası Leopold Mozart’ın izinden gitmeye zorluyordu. Beethoven’e çok sıkı ve acımasız bir şekilde müzik dersleri veriyor, bazen onu gece yatağından kaldırarak zorla çalıştırıyordu.
Beethoven, 7 yaşındayken ilk halka açık konserini verdi. Ancak babası onun 6 yaşında olduğunu söyleyerek daha genç görünmesini sağlamaya çalıştı. 8 yaşındayken Christian Gottlob Neefe adlı bir orgcu ve besteciden ilk bestecilik derslerini almaya başladı. 1783’te Neefe’nin yardımıyla ilk bestesini yayınladı. Bu, klavye varyasyonları içeren WoO 63 numaralı eseriydi. WoO, opus numarası olmayan eserler için kullanılan bir kısaltmadır. Daha sonra Beethoven, Neefe’nin asistanı olarak çalışmaya başladı. 1784’ten itibaren de saray orkestrasında org ve viyola çalarak ilk parasını kazanmaya başladı.
Beethoven, Bonn’da müzik eğitimine devam ederken, aynı zamanda genel kültürünü de geliştirdi. Alman klasiklerinden Goethe ve Schiller’i okudu. Fransız Devrimi’ne sempati duydu. Ayrıca Breuning ailesiyle yakın arkadaşlık kurdu. Bu aile, Beethoven’e hem maddi hem de manevi destek sağladı. Beethoven, bu ailenin kızı Eleonore’ye aşık oldu, ancak evlenemedi.
Beethoven, 1787’de Viyana’ya giderek Mozart’tan ders almaya başladı. Ancak annesinin hastalığı nedeniyle Bonn’a geri dönmek zorunda kaldı. Annesi o yılın Temmuz ayında öldü. Babası ise alkol bağımlısı oldu ve ailenin geçimini sağlamak Beethoven’e kaldı. Beethoven, 1792’de tekrar Viyana’ya gitti ve bu sefer Haydn’dan ders almaya başladı. Ancak aralarındaki ilişki çok iyi değildi. Beethoven, Haydn’ın kendisine yeterince ilgi göstermediğini ve eserlerini beğenmediğini düşünüyordu. Bu yüzden başka öğretmenlerden de ders aldı. Bunlar arasında Albrechtsberger, Salieri ve Schenk vardı.
Beethoven, Viyana’da hem piyanist hem de besteci olarak ün kazanmaya başladı. Özellikle piyano için yazdığı sonatlar, varyasyonlar ve bagateller ile dikkat çekti. Ayrıca kendi eserlerini çaldığı konserler verdi. Bu konserlerde genellikle doğaçlama yaparak seyircileri etkiledi. Beethoven’in piyano tekniği çok güçlü ve yenilikçiydi. Piyano için yazdığı eserlerde yeni müzikal formlar denedi. Örneğin, Opus 27 numaralı iki sonatını “sonat biçiminde fantezi” olarak adlandırdı. Bunlardan ikincisi olan Do diyez minör sonat, daha sonra “Ayışığı Sonatı” olarak ünlendi.
Beethoven, Viyana’da aristokrat çevrelerden de destek gördü. Özellikle Lichnowsky, Lobkowitz, Kinsky, Razumovsky gibi prensler onu himaye ettiler. Onlara özel olarak bestelediği eserler de oldu. Örneğin, üçüncü senfonisi “Eroica” başlangıçta Napolyon’a adanmıştı, ancak Napolyon kendini imparator ilan edince Beethoven bu adanışı iptal etti ve eserini “Eroica” olarak değiştirdi. Bu senfoni, Beethoven’in ikinci döneminin başlangıcı sayılır.
Beethoven’in ikinci dönemi, 1801-1814 yılları arasında kapsar. Bu dönemde Beethoven, müzikal tarzını daha da geliştirdi ve en ünlü eserlerini besteledi. Bu dönemin eserleri arasında beşinci senfoni (“Kader Senfonisi”), altıncı senfoni (“Pastoral Senfoni”), yedinci senfoni (“Apotheosis of Dance”), sekizinci senfoni (“Küçük Senfoni”), dokuzuncu senfoni (“Koral Senfoni”), Fidelio operası, “İmparator” piyano konçertosu, “Waldstein” ve “Appassionata” piyano sonatları, “Kreutzer” ve “Bahar” keman sonatları, “Razumovsky” yaylı dörtlüleri, “Choral Fantasia” ve “Missa Solemnis” gibi eserler bulunmaktadır.
Bu dönemde Beethoven, hem duyma engeli hem de kişisel sorunlarla mücadele etmek zorunda kaldı. 1801 yılında duyma kaybının başladığını fark etti ve bu durum onu büyük bir bunalıma soktu. 1802 yılında Heiligenstadt Testamantı adlı bir mektup yazarak intiharı düşündüğünü, ancak sanatına olan bağlılığı sayesinde hayata tutunduğunu belirtti. Bu mektup, Beethoven’in hayatının en dramatik belgelerinden biridir.
Beethoven’in kişisel hayatı da çok mutlu değildi. Aşk hayatında pek başarılı olamadı. Birçok kadına aşık oldu, ancak hiçbiriyle evlenemedi. Bunlar arasında Giulietta Guicciardi, Therese Malfatti, Josephine Brunsvik ve Antonie Brentano gibi soylu kadınlar vardı. Beethoven’in “Ölümsüz Sevgiliye Mektuplar” adıyla bilinen gizemli mektupların kime yazıldığı hala tartışma konusudur. Bazı araştırmacılar Antonie Brentano’yu işaret ederken, bazıları da Josephine Brunsvik’i öne sürmektedir.
Beethoven’in kardeşi Kaspar Anton Karl 1815 yılında öldüğünde, Beethoven onun oğlu Karl’ın velayetini almaya çalıştı. Ancak bu süreç çok uzun ve zorlu oldu. Karl’ın annesi Johanna ile arasında büyük bir çekişme yaşandı. Beethoven, Johanna’yı ahlaksız bir kadın olarak göstermeye çalıştı. Bu davayı kazandıktan sonra Karl’ı yanına aldı ve ona sert bir şekilde davrandı. Karl da bu durumdan çok mutsuzdu ve 1826 yılında intihar girişiminde bulundu. Bu olay Beethoven’i çok sarstı ve sağlığını olumsuz etkiledi.
Beethoven’in son dönemi, 1815-1827 yılları arasını kapsar. Bu dönemde Beethoven, daha az üretken oldu, ancak daha derin ve karmaşık eserler besteledi. Bu dönemin eserleri arasında son beş piyano sonatı (Opus 101-111), son beş yaylı dörtlüsü (Opus 127-135), Büyük Füg (Opus 133), Diabelli Varyasyonları (Opus 120), Hammerklavier Sonat (Opus 106) ve dokuzuncu senfoni (Opus 125) gibi eserler bulunmaktadır.
Bu dönemde Beethoven’in duyma kaybı tamamen ilerledi ve tamamen sağır oldu. Bu yüzden iletişim kurmak için konuşma defterleri kullanmaya başladı. Bu defterlerde Beethoven’in arkadaşlarıyla, doktorlarıyla ve ziyaretçileriyle yaptığı konuşmalar kaydedilmiştir. Bu defterler, Beethoven’in düşüncelerini, duygularını ve günlük hayatını anlamak için önemli bir kaynaktır.
Beethoven’in sağlığı da giderek kötüleşti. Karaciğer hastalığı, böbrek taşı, romatizma, siyatik, bronşit gibi rahatsızlıklarla boğuştu. Ayrıca alkol bağımlılığı da vardı. 1826 yılında bir soğuk algınlığı geçirdi ve iyileşemedi. 1827 yılında zatürreye yakalandı ve 26 Mart 1827 tarihinde Viyana’da hayatını kaybetti. Ölümü, Viyana’da büyük bir yas ve üzüntüye neden oldu. Cenazesine yaklaşık 20 bin kişi katıldı. Mezarı Viyana Merkez Mezarlığı’nda bulunmaktadır.
Beethoven, müzik tarihinde Klasik dönemden Romantik döneme geçişin öncüsü olarak görülür. Müziğinde hem Klasik dönemin kurallarına bağlı kaldı, hem de Romantik dönemin özelliklerini önceden gösterdi. Beethoven, müziği sadece hoş seslerin sanatı olmaktan çıkararak, duygu ve düşünceyi ifade etmenin yüksek bir sanat biçimi haline getirdi. Ayrıca, müzik tarihindeki en büyük yenilikçilerden biri olarak, geleneksel müzik formlarını geliştirerek, yeni müzik türleri yarattı ve sonraki bestecilere ilham kaynağı oldu.
Beethoven’in müzikal tarzı ve yenilikleri şu şekilde özetlenebilir:
Beethoven’in eserleri genellikle opus numarasına göre sınıflandırılır. Opus numarası, bir bestecinin eserlerini yayınlama sırasına göre verdiği bir numaradır. Beethoven’in hayatı boyunca yayınladığı 138 opus numaralı eseri vardır. Bunların dışında opus numarası olmayan veya WoO (Werk ohne Opuszahl) olarak adlandırılan eserleri de vardır. Bunların sayısı da yaklaşık 200’dür.
Beethoven’in eserleri ayrıca türlerine göre de sınıflandırılabilir. Beethoven’in en çok bilinen türleri şunlardır:
Beethoven, müzik tarihinin en büyük ve en etkileyici bestecilerinden biri olarak kabul edilir. Müziği, hem Klasik dönemin hem de Romantik dönemin özelliklerini taşır. Müziğinde duygu ve düşünceyi ifade etmenin yüksek bir sanat biçimi haline getirdi. Ayrıca, müzik tarihindeki en büyük yenilikçilerden biri olarak, geleneksel müzik formlarını geliştirerek, yeni müzik türleri yarattı ve sonraki bestecilere ilham kaynağı oldu.
Beethoven’in müziği, 19. yüzyılın Romantik dönem bestecileri üzerinde büyük bir etki yarattı. Özellikle Schubert, Schumann, Chopin, Liszt, Brahms, Mendelssohn, Wagner gibi besteciler Beethoven’in müziğinden çok etkilendiler. Beethoven’in müziği, onlara hem teknik hem de estetik açıdan yeni yollar açtı. Beethoven’in müziği, aynı zamanda ulusal kimlik ve özgürlük gibi temaları da işlediği için, Avrupa’daki milliyetçi hareketler için de bir sembol haline geldi.
Beethoven’in müziği, 20. yüzyılın modern dönem bestecileri üzerinde de etkili oldu. Özellikle Schoenberg, Berg, Webern gibi atonal müziğin öncüleri Beethoven’in son dönem eserlerini çok önemsediler. Beethoven’in kullandığı kromatik ve kontrpuan teknikleri, onlara yeni bir müzik dilinin kapılarını açtı. Beethoven’in müziği, aynı zamanda Stravinsky, Bartok, Prokofiev gibi neoklasik besteciler için de bir referans noktası oldu.
Beethoven’in müziği, günümüzde de popülerliğini korumaktadır. Müziği hem klasik müzik severler hem de geniş kitleler tarafından sevilir ve saygı duyulur. Müziği hem konser salonlarında hem de film, televizyon, reklam gibi medya araçlarında sıkça kullanılır. Müziği hem eğlence hem de eğitim amaçlı olarak dinlenir ve çalınır. Müziği hem sanat hem de bilim açısından incelenir ve araştırılır.
Beethoven’in hayatı ve kişiliği de ilgi çekicidir. Hayatı boyunca yaşadığı zorluklar, duyma kaybı, aşk hayatı, kişisel sorunlar gibi konular hakkında çok sayıda kitap, film, belgesel yapılmıştır. Kişiliği ise hem tutkulu hem de inatçı olarak tanımlanır. Müzikal vizyonu ise hem idealist hem de gerçekçi olarak nitelendirilir.
Beethoven, kısacası müzik tarihinin en büyük dahilerinden biridir. Müziği insanlığın ortak mirasıdır. Müziği insan ruhunu yüceltir ve insan hayatını zenginleştirir.
Marilyn Monroe ’nun Acılı ve Büyüleyici Hayatı