0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kitap okumak lüks değildir. Yemek ve temel ihtiyaçlar ne kadar önemliyse, kültürel bilgi ve birikim de bir o kadar önemsenmeli. Kitap okumanın ne kadar önemli olduğunu sorunlarla karşı karşıya geldiğimiz zaman anlıyoruz.
Bir insanı, hayvanı, doğayı anlamak durumundaysak eğer, kitap okuyan daima çözüm odaklıdır, okumayan problem odaklı olur.
Öğrenciye kitap okutmanın tek yolu eğitim sistemini değiştirmektir. Öğrencinin okuması için eğitimi etkileyen teşvik edici etkinlikler tercih edilmeli. Teşvik eden davranışlarla elbette öğrenci geliştirilebilir. Başarısına başarı katılır.
Sistemin dayattığı mevcut eğitim sistemini bir an evvel eleştiriyoruz. Bilimsel gelişmişlik ve okullardaki öğrenciler destekleyici koşullarla yaratılmalıdır.Ezber yapmak, kulaktan dolma bilgilerle insanlığa sunulan düşüncelerle gelişmişlik doğru gerçeklik olmaz. Merak uyandıran, sorgulayan, fikir üreten bireyler yaratmak zorundayız.
İnsanlığın medeni anlamda gelişimi ilericilik ile gericiliğin çatışması olarak tarih sahnesindeki yerini korumaya devam ediyor. Medeniyetin bir adım ileri gitmesi, onlarca yıllık insan oğlunun mücadelesiyle, bütün insanlarının aydınlarının büyük bedel ödemesiyle olmuştur.Bu zorlu süreç, insan oğlunun daha aydın yarınlara olan özlemi olarak devam ediyor. Bu mücadele bazen gizli, bazen çok açık olarak ortaya çıkıyor.
Yaşadığımız çağda teknoloji gelişmiş de olsa, medyanın şirketlerin ve yönetici sınıfın kontrolünde olması, beğrilerden sansürlerden medyanın kendi çıkarları için halkı manipülatif bilgi bombardımanına tutması, gerçekleri ters düz eden yalan haberler, tek yanlı, taraflı haberlere hizmet eden bilgilerle zaten araştırma kabiliyeti olmayan halkı araştırmadan tek yönlü haberlere inandırmakta.
Yeni keşiflerin, yeni teknolojik gelişmelerin ise yalnızca dünya sermayesi tarafından yönlendirilerek, halkın yararına kullanılmak yerine, yalnızca sermayedarların ve onların emrinde olan yöneticilere hizmet eden bir anlayışla hareket edildiğini halka ikna etmeye çalışmak boşunadır. Çünkü bilimin de kendi egemenliklerinin bir devam aracı haline dönüştürülmek istendiği ortadadır.
Bugün egemenlerin savaşa ayırdığı bütçenin onda birini ne sağlığa ne de eğitime harcamadıkları, hala günümüzde en basit hastalıklardan binlerce, yüzbinlerce insan hayatını kaybetmektedir. Oysa yeterli bütçe ve bilimin insanlığın tamamına ulaşmasını sağladığında insanlık, su ve bunun gibi belalardan kolaylıkla kurtulacaktır.
Bilim egemenlerin elinden halkın eline geçtiğinde, insanlığın ve medeniyetin ilerlemesi daha hızlı olacak, aydınlık yarınlar ve sosyal gerçeklik sağlanacaktır.

                                                                                               NESRİN YATKIN