DOLAR

38,8589$% 0.14

EURO

43,7634% 0.11

GRAM ALTIN

4.042,38%0,32

ÇEYREK ALTIN

6.699,00%-0,35

TAM ALTIN

26.713,00%-0,50

İmsak Vakti a 02:00
Şanlıurfa KAPALI 24°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Bir Bez Bebek, Bir Karpuz, Bir Veda

O akşam, annem yer sofrasını kurdu. Babam da sofraya oturdu ama elini pilava uzatmıştı ki bir anda durdu. Bir lokma aldı, çiğnemeye başladı ama sonra elini ağzına kapatarak hıçkırdı. Başını eğdi, aniden sofradan kalktı ve arka odaya gitti.

Bir Bez Bebek, Bir Karpuz, Bir Veda

Babaannemin evi, bizimkinin hemen üst katındaydı. Son zamanlarda iyice yaşlanmış, artık yataktan kalkamaz olmuştu. Halam ve en büyük ablam başında nöbet tutuyor, geceleri ona refakat ediyorlardı. Zaman zaman aşağı inip, “Bacakları çok şişti, doktor gelecek,” diyorlardı.Babaannemin tüm çocuklarına durumu bildirdiler.

Bütün aile yavaş yavaş toplanmaya başlamıştı. Evde sessiz ama ağır bir keder dolaşıyordu. Babam geceleri uyuyamıyor, evin içinde bir gölge gibi dolanıyordu. Sigara içmek için balkona çıkıyor, gözleri hep uzaklara dalıyordu. Annem, onun haline bakıyor ama hiçbir şey diyemiyordu.

Ve sonra o gün geldi. Babaannem öldü.

Onu kaldırdılar, köye götürdüler. Mezarlığa gitmemi istemedikleri için beni bir akrabamızın köydeki evine bıraktılar.

Güzel bir köy eviydi. Bahçesinde kuş sesleri duyulan, eski taş duvarlı, serin, sessiz bir ev. Merdivenlerinden çıktım, genişçe bir balkonu vardı. Orada, benim yaşlarımda bir kız çocuğu yere oturmuş oyun oynuyordu. Annesi beni görünce gülümsedi.

“Hadi birlikte oynayın,” dedi.

Kızın önünde bir karton kutu duruyordu. Ama bu sıradan bir kutu değildi, özenle hazırlanmış bir bebek eviydi. İçinde küçük bir yatak vardı. Yatağın kenarları dantelle süslenmişti. Çarşafı, yünden örülmüş minik bir yorganı bile vardı. Yastığın üstüne bir minik kurdele iliştirilmişti.

Bir de bez bebeği vardı; ipten saçlı, sevimli.

“Ablam yaptı bunu,” dedi kız, bebeği yatağına yatırırken. Sonra üstünü örttü, saçlarını taradı, yatağını düzeltti. Biraz sonra bebeğin kıyafetlerini gösterdi: el örgüsü bir yelek, kazak, atkı, pijama, çorap…

O kutu ev ve bez bebek bana büyülü bir dünya gibi geldi. Sanki başka bir âleme açılan gizli bir kapıydı.

Tam o sırada annesi karpuz getirdi. Sıcak hava, ağır bir koku taşıyordu. Sinekler havada uçuşuyordu.

“Karpuzu hemen yiyelim, yoksa sinekler konar,” dedi kadın.

Büyük, parlak kırmızı dilimleri hızla ağzımıza attık. Karpuzun tatlı suyu boğazımdan geçerken içimde garip bir his vardı. Bir yanda yaz sıcağı, karpuz, oyun ve neşeli bir kız çocuğu… Öte yanda,bir hüzün vardı,benim görmemem gereken.Hayatın bir gerçeği…

Sonra beni aldılar, Ankara’ya döndük.

O akşam, annem yer sofrasını kurdu. Babam da sofraya oturdu ama elini pilava uzatmıştı ki bir anda durdu. Bir lokma aldı, çiğnemeye başladı ama sonra elini ağzına kapatarak hıçkırdı. Başını eğdi, aniden sofradan kalktı ve arka odaya gitti.

Annem peşinden bakakaldı.

Babamın annesi artık yoktu.

Üst kattaki evin ışıkları bir daha yanmayacaktı.

Ve evde, babaannemin ardından sessiz bir boşluk kaldı.

O gece, babamın odasından gelen sesi duydum. Hıçkırıklarını bastırmaya çalışıyor ama engel olamıyordu. Kapının arkasında durdum. İçeriye girmeye cesaret edemedim.

Babam ağlıyordu.

Onu ilk defa böyle gördüm.

Babaların ağlayabileceğini hiç bilmezdim.

O gece, babam çocuk gibi ağladı.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Yazarlarımızdan 10 Anadolu Öyküsü

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.