DOLAR

38,8385$% -0.01

EURO

44,1822% 0.65

GRAM ALTIN

4.132,21%0,57

ÇEYREK ALTIN

6.796,00%0,42

TAM ALTIN

27.099,00%0,43

İmsak Vakti a 02:00
Şanlıurfa AÇIK 27°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Neşet Bozkurt

Neşet Bozkurt

27 Nisan 2025 Pazar

Procrastination and Loss

Procrastination and Loss
0

BEĞENDİM

ABONE OL

In life, we all have things we’ve lost or think we’ve lost. But did we really lose them, or did we just postpone them? In fact, most of what we believe we’ve lost in life are things we’ve postponed. Delaying our emotions and thoughts, sending them to dusty shelves, and later forgetting about them might have led to our loss. Many things we’ve postponed and forgotten over the course of our lives later turn into things we’ve lost. In other words, what we’ve lost has often been nothing more than what we’ve postponed. Instead of giving ourselves a chance, we’ve been so busy stepping on our own opportunities that we didn’t even realize how valuable they were until they were gone. So, isn’t it time we took a moment to reflect? Wouldn’t it be better to prioritize things and think before we lose them, instead of saying “I wish” later and saying “I’m glad” instead? In fact, making room on clean pages instead of dusty shelves will be enough to avoid loss. Creating this mindset in every area of life will help us be happier, even if just a little. We could think of it like this: as the saying goes, “Don’t put off until tomorrow what you can do today” – meaning, don’t postpone. When you postpone, loss will occur. Just like postponing tasks and forgetting about procedures at work leads to losing your job, it will happen in life too. Therefore, let’s bring things forward and understand their value before we lose them. That way, we can enjoy life more.

Devamını Oku

Neşet Bozkurt – İki Koltuk Tek Yalnızlık

Neşet Bozkurt – İki Koltuk Tek Yalnızlık
15

BEĞENDİM

ABONE OL

21 Temmuz

“Bir sonbahar akşamının yağmuru altında ıslanan anılarımız vardı. Üşüyen tenimin teninde soluklanışlarını hala hisseder gibiyim. Şimdi geriye dönüp bakınca ;- zaman ne kadar da çabuk geçmiş, bir zamanlar yangın yeri olan yüreklerimiz, şimdi kendi korlarından arta kalan küllerle boğulmuş.

-Zaman derdin ağzından düşmemek için dudaklarına sarılmış olan sigaradan araladığın dudaklarınla, sonra zamana yenik düşeceğimizi hep bilirdin bunu gözlerinde ki ifaden de hissedebiliyordum.

Unutmadan yazayım hiç de sevmediğin o sonbahar tekrar geliyor ve dizlerinin serzenişlerine boyun eğmeyecek kadar inatçı olsan da, kafa tutman bir işe yaramayacak. Sonbaharlar gelecek gelmesine de kalacak mı yoksa benim gibi gidecek mi orası belli olmaz. Sonbahara benzetirdin beni ve hep dudağından düşürmediğin sigarandan arta kalan cümlelerinle

– Senden sonrası kıştır bana…. diye böbürlenirdin nikotin yüklü dumanınla.”

Devamını Oku

Sevgili Geçmiş

Sevgili Geçmiş
9

BEĞENDİM

ABONE OL

Sevgili geçmiş,
Ben senin yerinde olsam, güzel yarınlara açılan geleceği
doğururdum avuçlarımla. Bu kadar kötülüğün
arasında temiz kalmaya çalışan bütün insanlık uğruna, yeniden yoğururdum geleceğin hamurunu. Şimdi
diyeceksin ki, “insanlar kendi seçimlerinin sonuçlarını yaşarlar.” Haklısın da, bazen haklı olmak yetmiyor
bu hayatta. Gerçi sen haklı olduğun halde haksız olmayı diledin mi hiç? Sanmıyorum…
Ne yazık ki geçmiş olmaya doğru gitmeyen hiçbir
şey yeryüzünde değer kazanmıyor. Bu sudan çıkan
balığın öleceğini bilmesi gibi bir durum değil. İnsan
olarak elimizde bulunanların kıymetini anlamamız
için yok olmaları gerekiyor. Sürekli var olacağını düşündüğüm
her şey bir müddet sonra kaybolacak ve
biz ancak o zaman anlama erdemine ulaşmış olacağız.

body of water between green leaf trees

Sevgili Geçmiş,
Şimdi sen “buda buradan ahkâm kesiyor ama…”
diye başlayan ve bütün pişmanlıklarıma doğru devam
eden bir cümlenin yolculuğuna kapılacaksın. Biliyorum, sen
beni en az benim kadar iyi biliyorsun ve bilmelisinde. Üzüntülerimiz, yaşam içinde gelgitlerimiz
oluyor ve bu gelgitler sağlıklı bir gelecek planlamamıza engel
oluyor. Yalnızlılığın paslı duvarlarına kapılan bütün kırlangıçlar kanat çırpmadan ölüyorlar.
İnsanın insana varabilmesi gittikçe uzaklaşıyor ve bir
yüreğin diğerine ülke olması mümkün gözükmüyor.
Kalplerimiz hüznü maskelemek için Künde-kâr gibi
zamanın döngüsüyle çalışmaya devam eder. Zamanı
durdurmanın ya da geriye sarmanın yolunu ararken
geleceğin güzelliklerinden fazlasıyla uzaklaşıp duruyoruz.
Sabrımız taşıyor bazen gelecek denen illetin
bize getirdikleri karşısında ve bazen geçmişi yani seni
anımsayıp kaçmayı seçiyoruz bütün gerçekliklerden.
Dünya bazen kendi ekseni etrafında dönmüyor,
insanlar kendi çıkarları etrafında dönerken. Âmin
Maalouf’un da dediği gibi, “Geçmişin geçmiş olması için
zamanın geçmesi yetmez.”


Sevgili Geçmiş,
Biz insanlar çömez varlıklar olarak hayatımızı en
usta şekilde yaşmaya kalktıkça beden beden büyük
hayatların tokatlarından yıkılmayı başarı saydık.
Başaramadığımız her şey için suçlanacak bir hedef tahtamız vardı. Doğru ya biz insanlar “Eşref-i
Mahluk”
yani varlıkların en şereflisiydik. En azından öyle
dünyaya gelmiştik. İşin tuhaf yanı önce şerefimizi
kaybederek başladık, zamanla insanlık ve vicdan
adına ne
varsa birer birer bizleri terk ettiler… Hayat yaptığımız
hatalara karşı bir bir dişlerini biledikçe biz boynumuzu hataların kanlı ağzına emanet ettik. Cesaret
diye
adlandırdığımız kaç intihar çemberinde debelendiğimizi hiç bilemedik. Bir avuç göz yaşından
başka bir
ders kalmayınca elimizde yavaş yavaş eriyerek yok
olmaya devam ettik.

Sevgili Geçmiş,
Aslında hayat tamda senden ibaret! Yaşadığımız
mutluluklar, hüzünler ve bizi biz yapan o tokat
dolu tecrübelerin hepsi senden bize birer armağan
olsa gerek. Anı yaşamak ve senden daha fazla istifade etmek yerine sadece geleceğe odaklanmak
neden? Sanırım
cevabını bilmediğimiz bir hastalık içerisindeyiz
ve her zaman ilacın gelecekte olduğunu düşleriz.
Olduğu zaman diliminin hiçbir zaman kıymetini bilemeyecek varlıklarız. Bizler kışın yaz
aylarını, yazın ise
kış aylarını hayal edip durmaktan öteye gidemeyen
yaşam döngüsünün en zayıf halkalarıyız.

Neşet Bozkurt

Devamını Oku

Kırık bir dal “Sahi sen taşıyabilir misin kırık bir dalın yükünü?”

Kırık bir dal “Sahi sen taşıyabilir misin kırık bir dalın yükünü?”
11

BEĞENDİM

ABONE OL

Bazen bütün hüzünler bu şehre yağar. Bir şehrin bütün köşeleri sarılacakken yüreğin ıslanır. Koruyamaz hiç bir duvar yağan hüzünlerden yüreğini. Öyle ya şiir dediğin göz yaşı değil mi şairin? Hiç bir gözün dökmeye cesaret edemediği bütün damlalar ilmek, ilmek işlenir kirlenmeye hazır beyaz tenli yalnızlığa. Şimdi Son demlerini yaşayan mürekkep danesi gibiyim değdim mi tenine sonum olur bu zemheri kıyılar.

Zaman ömrümüzü demler, Yürek dediğin sevdiğini kendine nakşeder. Bazen Vuslata ermek önünde dururken Hasreti seçer beşer. Bilirim ince sızım yüreğin vuslat ister… İster de… Vuslat her zaman can vermez canana, bazen Can alır canan uğruna…

Bazı umutlar kavuşunca biter… Zaman bir tutam umuttan başka bir şey koymuyor avuçlarıma. Gecenin ahengi dönerken dünyanın tenha sokaklarında, yüreği buruk bir dal sallanıyor rüzgarın kollarında. Ne ben gözlerinin yokluğuna dayanabilirim ne de zaman bunu kaldırabilir. Ben, kaldırım tenhalarında soluklanışlardan ileri gitmeyen kısır döngüden ibaret bir fani, Nasıl doyurur dünya sevdası bir yüreği? Yürek dediğin anlamalı kırık dalın yükünü… Sahi sen taşıyabilir misin kırık bir dalın yükünü?

Neşet Bozkurt

Devamını Oku

Neşet Bozkurt -SANAT KARANLIĞI AYDINLATIR

Neşet Bozkurt -SANAT KARANLIĞI AYDINLATIR
10

BEĞENDİM

ABONE OL

Bütün çağlara dönüp baktığımız zaman sanatın önemini anlamamak çok zor olmasa gerek. Yüz yıllardır gelen savaş mantığını bile ele alıp yumuşatan ve barışa huzura katkı sağlayan bu olgu daha çok geliştirilmeli. İnsanlar sanata edebiyata yöneldiği zaman hoş görü, iyilik ve güzelliklerle dolar.

Sanat başlı başına sadece sahnede sergilenen rol değildir. Aslında sanat çağın eğitim birimlerinden biridir. Sanatçı hoş görüyü, sevgiyi, saygıyı ve nice değerli olguları kazanarak hayatına devam eder. Böylece toplumda önemli yerlere gelmekle beraber güzel davranışlarda aşılamış olur.

Sanat insanlara ulaşmanın en kolay ve güzel yoludur. Topluma ulaşan bu olgu elbette güzel ahlakları ve değerleri insanlara aktarmakta zorlanmayacaktır. Savaşı çiğneyen ve barışa yol açan sanat anlayışıyla beraber savaşlar yerine barış ve huzur dolacaktır yeryüzüne. Gelelim meselenin özüne; Sözüm ona basiretsizce sanatı aşağılayıp savaş mantığını yürütmek isteyenler bilmelidirler ki sanat onların oluşturduğu her kaosu ve her kargaşayı aydınlatarak yok edecek kadar büyük maneviyata sahiptir.

Bu olgular insanlar tarafından zararsız bulunmuş değerlerdir. Bu nedenle sanat zararı esas almayan en büyük oluşumdur diye biliriz. Zira sanatın hiçbir dalında savaş acı çektirmemiş insanlar ölmemiştir.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.