DOLAR

38,8634$% 0.15

EURO

43,7624% 0.12

GRAM ALTIN

4.040,22%0,27

ÇEYREK ALTIN

6.695,00%-0,40

TAM ALTIN

26.699,00%-0,55

İmsak Vakti a 02:00
Şanlıurfa KAPALI 24°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

“Sevgili Otobüs Yolcuları: Bir Hayat Dersi”

Gecekondu evlerin arasında büyümüş çocuklar, erken uyanmayı öğrenmiş anneler, yorgun babalar… İnsanlar yorgunluklarını içlerine gömer. Ama insanlar hep işler ,tıpkı halk otobüsleri gibi. Durakta, sabah ayazında çoğu zaman göz göze gelinmez, ama herkes tanır birbirini.Yıllarca  aynı durakta buluşup belki de daha önce hiç konuşmamış insanlar…

Ankara’da sabah altıda başlardı hayat.

Daha hava karanlıkken, ayaz yüzünüze çarparken, karın üzerinde çatırdayan ayakkabılarla düşersin yollara.

Gecekondu mahallesinin kar küreyici geçmeyen yollarından ,yokuş aşağı inersin.

Herkesin bir yerlere yetişmeye çalıştığı ama kimsenin kimseye gerçekten yetişemediği o yerlerde.

Ankara’nın kenar mahallelerinden biridir burası.

Tepecik mesela…

Gecekondu evlerin arasında büyümüş çocuklar, erken uyanmayı öğrenmiş anneler, yorgun babalar…

İnsanlar yorgunluklarını içlerine gömer. Ama insanlar hep işler ,tıpkı halk otobüsleri gibi.

Durakta, sabah ayazında çoğu zaman göz göze gelinmez, ama herkes tanır birbirini.Yıllarca  aynı durakta buluşup belki de daha önce hiç konuşmamış insanlar…

Aynı telaş, aynı endişe:

“Geç kalırsam ne olur?”

Otobüs gelir. Kalabalıktır.

İtmek, kakmak serbesttir çünkü herkes kendini kurtarmak zorundadır.

Kibar olmak bazen bir lüks gibi gelir.

Yer versen, arkadakinin hakkını yemiş sayılırsın.

Ve o küçücük iyilik, seni bir sonraki otobüse bırakabilir.

Sen o otobüslerin nazik yolcususundur.

Her zaman kendinden önce başkasını düşünmüşsündür.

Ama hayat seni çoğu zaman en arkaya koymuştur.

Defalarca geç kalmışsındır.

Ama kimse sormamıştır “Neden?” diye.

Ama bazen…

Bazı insanlar çıkar karşına.

Yaptığın bütün iyiliklere karşılık, sana yer gösterir, gülümser;

“Yanındayım, ben de senin gibiyim,” der gibi bakar.

O an, bütün o yorgun sabahlar anlam bulur.

Ve belki de ilk kez, gerçekten bir yere vardığını hissedersin.

Sonra bir gün…

Kalabalığın içine karışmayı öğrenmişsindir.

Kendini ezdirmeden, kimseyi ezmeden.Tam da kalabalığın ortasına dalmış ve onların seni içeri,otobüse itmesine izin vermişsindir .

Başka bir gün, otobüse yetişmek için koşarsın.

Kapıya tam vardığında, otobüs gözünün önünde kalkar.

Sen kalırsın orada, yalnız…

İçeriden sana bakan gözleri hissedersin.

Ama kapılar açılmaz.

Çünkü o gün, sen dışarıdasındır.

Ve içeride olanlar, dışarıyı hatırlamaz bazen.

Sonra roller değişir.

Sen içeridesindir bu kez.

Birini görürsün camdan…

Koşar, yetişmeye çalışır, eliyle işaret eder…

Ama sen sadece bakarsın.

Belki bir an içinden “Keşke yetişseydi” dersin…

Ama otobüs gider.

Hayat o gün senden yanadır.

Ve o eski otobüsler…

Ankara’nın virajlı yokuşlarında, içi tıka basa dolu…

Sallanır, eğilir, yamulur…

Ama yine de düşmez. Hatta bazen o kadar doludur ki ,yokuş yukarı çıkarken geriye kaçmasından korkarsın.

Tıpkı insanlar  gibi.

Yorulsa da, sıkışsa da, geri kaçsa da…

Ayakta kalır.

Çünkü bizler tam da o zamanlar öğrendik ,o otobüslerden yaşamayı,hayatta kalabilmeyi,

Dengeyi, sabrı, mücadeleyi…

Toplumu, insanı…

Bazen bir omuz temasında, bazen bir göz kaçırışında anladık hayatı.

Bazısı sustu, bazısı söylenip geçti.

Ama herkes kendi derdiyle binip indi o yolculuğa.

Ve bir sabah…

Bir otobüse daha bindiğinde fark edersin:

Otobüstekiler arasında sessiz bir kolektif bilinç doğmuştur.

Birbirini hiç tanımayan insanlar sabahın köründe, aç karnına, camlara yaslanmışlardır,kalabalığa askılığa birbirine tutunmuşlardır. Hatta zaman zaman otobüs aşkları bile yaşandığı opmuştur.

Kimi kahvaltı yapmamıştır, kimi ailesinin derdini düşünür,

Kimi cebindeki son bilet parasını,faturasını,karısını ,kocasını,kaynanasını,patronunu,ev kirasını…

Ama hepsi aynı durakta, aynı yolda, aynı hayatta bir araya gelir.

Ve hayat…

Hayat işte tam da burada başlar:

Bir otobüsü kaçıranla,

O otobüste oturanın bakışında.

Bir gün içindesin, bir gün dışında…

Ama her zaman yoldasın.

Ve her zaman bir yere varmaya çalışıyorsun.

“Otobüs kaçsa da hayat geçmiyor… Bir gün sen de bineceksin. Sabret, hazır ol ve içindeyken dışarıyı unutma.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

TOPLAN SEVDİĞİM GİDELİM

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.