34,6482$% -0.02
36,6107€% 0.6
2.934,53%0,11
4.931,00%-0,46
19.723,00%-0,45
KaKarl Marx, 19. yüzyılın en etkili filozoflarından, ekonomistlerinden, tarihçilerinden, sosyologlarından, politik teorisyenlerinden, gazetecilerinden ve siyasi ekonomi eleştirmenlerinden biridir. En bilinen eserleri 1848 yılında yayımlanan Komünist Manifesto ve dört ciltlik Kapital (1867–1883) adlı kitaplarıdır. Marx’ın siyasi ve felsefi düşünceleri sonraki entelektüel, ekonomik ve politik tarihe büyük bir etki yapmıştır. Adı bir sıfat, bir isim ve bir sosyal teori okulu olarak kullanılmıştır.
Bu makalenin amacı, Karl Marx’ın hayatını, eserlerini ve etkisini akademik bir biyografi olarak sunmaktır. Makalede, Karl Marx’ın doğumundan ölümüne kadar yaşadığı olaylar, yazdığı kitaplar ve geliştirdiği teoriler anlatılacaktır. Ayrıca, Karl Marx’ın düşüncelerinin 19. ve 20. yüzyılda dünya tarihine nasıl yön verdiği ve günümüzdeki akademik, ekonomik, politik ve sosyal alanlarda nasıl yankılandığı incelenecektir. Son olarak, Karl Marx’ın düşüncelerinin eleştirileri ve sınırlılıkları tartışılacaktır.
Karl Marx, 5 Mayıs 1818’de Prusya Krallığı’na bağlı Trier kentinde doğdu. Babası Heinrich Marx, Yahudi kökenli bir avukat, annesi Henriette Pressburg ise Hollandalı bir tüccarın kızıydı. Marx, Bonn, Berlin ve Jena üniversitelerinde hukuk ve felsefe eğitimi aldı. Doktora tezini antik felsefe üzerine yazdı ve Demokritos ile Epikuros’un doğa felsefelerini karşılaştırdı.
Marx, üniversitede Hegel’in felsefesine ilgi duydu ve genç Hegelciler olarak bilinen radikal düşünürlerle tanıştı. 1842’de Köln’de çıkan Rheinische Zeitung adlı liberal gazetede yazmaya başladı ve daha sonra editörlüğünü üstlendi. Gazetede yazdığı makalelerle Prusya hükümetinin dikkatini çekti ve sansürle karşılaştı.
1848’de Avrupa’da başlayan devrim hareketlerine katılan Marx, Brüksel’den sınır dışı edildikten sonra Köln’e döndü ve Neue Rheinische Zeitung adlı gazeteyi çıkardı. Ancak devrim hareketlerinin bastırılmasıyla birlikte Marx tekrar sürgüne gönderildi ve 1849’da Londra’ya yerleşti.
Londra’da Marx, hayatının geri kalanını geçirdi. Burada Engels’in maddi desteğiyle ailesini geçindirmeye çalıştı. Yedi çocuğundan sadece üçü yetişkinliğe ulaşabildi: Jenny, Laura ve Eleanor. Marx, Londra’da Britanya Müzesi’nde araştırma yaparak Kapital adlı kitabını yazmaya başladı. Bu kitapta Marx, kapitalist sistemin işleyişini, çelişkilerini ve krizlerini analiz etti.
Marx, aynı zamanda sosyalist hareketin içinde de aktif bir rol oynadı. 1864’te Uluslararası İşçiler Birliği’nin kuruluşuna katkıda bulundu ve birinci kongresinde konuşma yaptı. 1871’de Paris Komünü’nü destekledi ve onun deneyimlerini Sivil Savaşta Fransa adlı kitabında değerlendirdi.
Marx, 1881’de eşi Jenny’nin ölümünden sonra sağlığı bozuldu ve 14 Mart 1883’te Londra’da bronşitten hayatını kaybetti. Öldüğünde hiç toprağı olmadığı için Londra’nın Highgate Mezarlığı’na gömüldü. Mirası 250 sterlin olarak değerlendirildi.
Karl Marx, yaşamı boyunca çok sayıda kitap, makale, broşür ve mektup yazdı. En bilinen eserleri Komünist Manifesto ve Kapital’dir. Bu eserlerde Marx, kapitalizmi eleştirdi ve sosyalizm ve komünizm için bir teorik temel oluşturdu.
Broşür, dört bölümden oluşur:
Bu bölümde Marx ve Engels, kapitalist toplumun iki temel sınıfı olan burjuvazi (üretim araçlarını elinde bulunduran zengin sınıf) ve proletarya (emek gücünü satan yoksul sınıf) arasındaki çelişkiyi ve mücadeleyi anlatır.
Bu bölümde Marx ve Engels, komünistlerin proletaryanın en ileri ve en bilinçli kesimi olduğunu ve proletaryanın çıkarlarını savunduğunu belirtir. Ayrıca komünistlerin amaçlarını ve taleplerini sıralar.
Bu bölümde Marx ve Engels, farklı sosyalist ve komünist akımları eleştirir ve bunları ütopik, reaksiyoner veya burjuva sosyalizmi olarak niteler. Ayrıca Almanya’daki sosyal demokrat hareketi destekler.
Bu bölümde Marx ve Engels, komünistlerin farklı ülkelerdeki devrimci hareketlere nasıl katılacaklarını ve nasıl bir uluslararası dayanışma içinde olacaklarını açıklar.
Kapital, Marx’ın en önemli eseridir. Dört ciltlik bir kitap olan Kapital, kapitalist sistemin işleyişini, çelişkilerini ve krizlerini analiz eder. Kitabın ilk cildi 1867’de Marx tarafından yayımlanmıştır. İkinci ve üçüncü ciltler 1885 ve 1894’te Engels tarafından Marx’ın notlarından derlenerek yayımlanmıştır. Dördüncü cilt ise 1905’te Karl Kautsky tarafından yayımlanmıştır.
Kitapta Marx, şu temel kavramları geliştirir:
Emek-değer teorisi: Bu teoriye göre bir malın değeri, onu üretmek için harcanan emek miktarına eşittir.
Artı-değer: Bu kavram, kapitalist sistemin temel çelişkisini ifade eder. Artı-değer, işçinin emek gücünü satması karşılığında aldığı ücret ile ürettiği malın değeri arasındaki farktır. Bu fark, kapitalistin kârı olarak elinde kalır.
Sermaye birikimi: Bu kavram, kapitalist sistemin temel dinamiğini ifade eder. Sermaye birikimi, kapitalistin artı-değeri yeniden yatırım yaparak üretim araçlarını genişletmesi ve böylece daha fazla artı-değer elde etmesi sürecidir.
Sermaye dolaşımı: Bu kavram, kapitalist sistemin temel hareketini ifade eder. Sermaye dolaşımı, sermayenin para, mal ve üretim araçları olarak farklı biçimlerde dönüşmesi ve piyasada alınıp satılması sürecidir.
Sermayenin organik bileşimi: Bu kavram, kapitalist sistemin temel ölçütünü ifade eder. Sermayenin organik bileşimi, bir üretim sürecinde kullanılan sabit sermaye (üretim araçları) ile değişken sermaye (emek gücü) arasındaki orandır. Bu oran arttıkça, artı-değer oranı düşer ve kâr oranı azalır.
Sermaye birikiminin yasaları: Bu kavramlar, kapitalist sistemin temel eğilimlerini ifade eder. Sermaye birikiminin yasaları, sermayenin merkezileşmesi (sermayenin daha az sayıda kapitalist elinde toplanması), sermayenin yoğunlaşması (sermayenin daha büyük ölçekli üretim süreçlerine yatırılması), nüfusun göreli fazlalığı (işsiz işçi ordusunun oluşması) ve kâr oranının düşme eğilimi (kapitalist rekabetin artması ve teknolojik gelişmenin etkisiyle artı-değer oranının azalması) olarak belirlenir.
Kitapta Marx, ayrıca kapitalist sistemin çeşitli biçimlerini (basit metalaşma, para ekonomisi, ticari sermaye, faizci sermaye, rant sermayesi vb.) ve çeşitli krizlerini (aşırı üretim krizi, gerçekleşmemiş artı-değer krizi, finansal kriz vb.) incelemiştir. Kitapta Marx, ayrıca kapitalist sistemin farklı yönlerini ve sorunlarını analiz etmiştir .
Marx, Komünist Manifesto ve Kapital dışında da birçok eser yazmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Alman İdeolojisi (1845): Bu kitapta Marx ve Engels, Hegel’in felsefesini eleştirir ve tarihsel materyalizm adını verdikleri tarih anlayışını ortaya koyarlar.
Felsefenin Sefaleti (1847): Bu kitapta Marx, Fransız sosyalist düşünür Pierre-Joseph Proudhon’u eleştirir ve onun ütopik sosyalizmini reddeder.
18 Brumaire Louis Bonaparte’ın (1852): Bu kitapta Marx, 1848 devrimlerinin ardından Fransa’da iktidara gelen Louis Bonaparte’ın darbesini ve diktatörlüğünü analiz eder.
Grundrisse (1857–58): Bu kitapta Marx, Kapital’in taslağını oluşturur ve kapitalist sistemin temel kategorilerini tartışır.
İşçi Sınıfının İngiltere’deki Durumu (1845): Bu kitapta Engels, İngiltere’deki sanayi devriminin işçi sınıfı üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne serer.
Sivil Savaşta Fransa (1871): Bu kitapta Marx, Paris Komünü’nü destekler ve onun komünist bir deneyim olduğunu savunur.
Karl Marx, 19. ve 20. yüzyılda dünya tarihine ve düşüncesine büyük bir etki yapmıştır. Onun felsefi, ekonomik, tarihsel ve politik teorileri, pek çok akademik, ekonomik, politik ve sosyal alanda yeni bakış açıları ve hareketler ortaya çıkarmıştır. Onun adı bir sıfat, bir isim ve bir sosyal teori okulu olarak kullanılmıştır.
Marx’ın tarihsel etkisi, özellikle 20. yüzyılda kendini göstermiştir. Marx’ın düşüncelerinden esinlenen işçi hareketleri, sendikalar, sosyalist partiler ve komünist devrimler, dünyanın pek çok yerinde kapitalist sisteme karşı mücadele etmiştir. Örneğin:
1917’de Rusya’da Bolşevik Devrimi gerçekleşmiş ve Sovyetler Birliği kurulmuştur.
1949’da Çin’de Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisi iktidara gelmiş ve Çin Halk Cumhuriyeti kurulmuştur.
1959’da Küba’da Fidel Castro liderliğindeki Küba Devrimi gerçekleşmiş ve Küba Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuştur.
1960’larda ve 1970’lerde Latin Amerika, Afrika ve Asya’da pek çok solcu gerilla hareketi ortaya çıkmıştır.
Marx’ın tarihsel etkisi sadece komünist devrimlerle sınırlı değildir. Aynı zamanda kapitalist ülkelerde de işçi sınıfının haklarını savunan sosyal demokrat partilerin ve refah devletinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Ayrıca uluslararası işçi dayanışmasının ve işçi örgütlenmesinin sembolü haline gelmiştir.
Marx’ın akademik etkisi, pek çok disiplinde yeni teorilerin ve okulların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Marx’ın teorileri, özellikle sosyal bilimlerde büyük bir ilgi görmüştür. Örneğin:
Ekonomide Marx’ın emek-değer teorisi, artı-değer teorisi, sermaye birikimi teorisi ve kriz teorisi gibi kavramları pek çok ekonomist tarafından tartışılmıştır. Marx’ın ekonomik analizi, Keynesyen ekonomi, neo-Marxist ekonomi, heterodoks ekonomi gibi akımları etkilemiştir.
Sosyolojide Marx’ın sınıf mücadelesi teorisi, yabancılaşma teorisi, tarihsel materyalizm teorisi gibi kavramları pek çok sosyolog tarafından kullanılmıştır. Marx’ın sosyolojik analizi, Marksist sosyoloji, eleştirel teori, Frankfurt Okulu, yapısal Marksizm gibi akımları etkilemiştir.
Felsefede Marx’ın diyalektik materyalizm teorisi, ideoloji eleştirisi, insan doğası teorisi gibi kavramları pek çok filozof tarafından değerlendirilmiştir. Marx’ın felsefi analizi, Marksist felsefe, analitik Marksizm, Batı Marksizmi, varoluşçu Marksizm gibi akımları etkilemiştir.
Marx’ın akademik etkisi sadece sosyal bilimlerle sınırlı değildir. Aynı zamanda sanat, edebiyat, kültür, psikoloji, antropoloji, coğrafya, tarih, hukuk gibi alanlarda da yeni yaklaşımların ve yorumların ortaya çıkmasına katkıda bulunmuştur.
Marx’ın politik etkisi, pek çok ülkede ve uluslararası alanda görülmüştür. Karl Marx’ın düşünceleri, pek çok politik parti, hareket, örgüt ve lider tarafından benimsenmiş veya eleştirilmiştir. Örneğin:
Sovyetler Birliği, Çin Halk Cumhuriyeti, Küba Sosyalist Cumhuriyeti gibi komünist devletler Marx’ın düşüncelerini resmi ideoloji olarak kabul etmiş ve uygulamaya çalışmıştır.
Lenin, Stalin, Mao Zedong, Fidel Castro, Che Guevara gibi komünist liderler Marx’ın düşüncelerinden esinlenerek kendi teorilerini ve pratiklerini geliştirmişlerdir.
Almanya Sosyal Demokrat Partisi, İngiltere İşçi Partisi, Fransa Sosyalist Partisi gibi sosyal demokrat partiler Marx’ın düşüncelerini reformcu bir şekilde yorumlayarak kapitalist sistemi değiştirmeye çalışmışlardır.
Uluslararası İşçiler Birliği, Komintern, Komünform gibi uluslararası işçi örgütleri Marx’ın düşüncelerine dayanarak işçi sınıfının uluslararası dayanışmasını sağlamaya çalışmışlardır.
Marx’ın politik etkisi sadece solcu hareketlerle sınırlı değildir. Aynı zamanda sağcı hareketler de Marx’ın düşüncelerine karşı çıkarak kendi ideolojilerini oluşturmuşlardır. Örneğin:
Faşizm ve Nazizm gibi totaliter rejimler Marx’ın düşüncelerini tehdit olarak görmüş ve onları bastırmaya çalışmışlardır.
Liberalizm ve Muhafazakarlık gibi burjuva ideolojileri Marx’ın düşüncelerini yanlış veya tehlikeli olarak nitelendirmiş ve onları reddetmişlerdir.
Neo-liberalizm ve Küreselleşme gibi kapitalist eğilimler Marx’ın düşüncelerini tarihsel olarak aşılmış veya geçersiz olarak göstermeye çalışmışlardır.
Marx’ın sosyal etkisi, pek çok toplumsal kesim ve hareket üzerinde görülmüştür. Marx’ın düşünceleri, pek çok toplumsal sorunun ve talebin anlaşılmasına ve dile getirilmesine yardımcı olmuştur. Örneğin:
Kadın hareketi Marx’ın düşüncelerinden yararlanarak kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadelesini geliştirmiştir.
Irkçılık karşıtı hareket Marx’ın düşüncelerinden yararlanarak ırkçılığın sınıfsal bir boyutu olduğunu ve ırkçılığa karşı sınıf mücadelesi verilmesi gerektiğini savunmuştur .
Ayhan Özden