34,5493$% 0.14
36,2419€% -0.09
2.978,80%0,58
5.075,00%0,62
20.237,00%0,63
Hammurabi Kanunları, MÖ 18. yüzyılda Babil Kralı Hammurabi tarafından oluşturulan ve yazılı olarak kaydedilen ilk yasalardır. Bu kanunlar, toplumun düzenini sağlamak için çeşitli konuları düzenler ve adalet ilkesine dayanır. Hammurabi Kanunları’nın tarihsel, kültürel ve hukuki etkileri günümüze kadar sürmüştür. Bu makalede, Hammurabi Kanunları’nın ne olduğunu, Hammurabi Kanunları’nın nasıl oluşturulduğu, neyi düzenlediği ve neleri etkilediği hakkında bilgi edineceksiniz.
Hammurabi (veya Hammurapi), Babil’in ilk hanedanının altıncı kralıdır. MÖ 1792-1750 yılları arasında hüküm sürmüştür. Mezopotamya ovasındaki Babil egemenliğini askeri yetenekleri, diplomasisi ve hainliği sayesinde sağlamıştır. Babil’i güçlü bir imparatorluk haline getirmiş ve çevresindeki krallıkları fethetmiş veya itaat altına almıştır. Örneğin Elam’ı, Larsa’yı, Mari’yi ve Eshnunna’yı ele geçirmiş veya vergiye bağlamıştır.
Hammurabi sadece bir savaşçı değil aynı zamanda bir yönetici ve yasamacıydı. Krallığını merkezi bir otorite altında toplamış ve idari reformlar yapmıştır. Vergileri düzenlemiş, sulama sistemlerini geliştirmiş, tapınakları yeniden inşa etmiş ve tanrılara kurbanlar sunmuştur. En önemli eseri ise Hammurabi Kanunları olarak bilinen yasa koleksiyonudur.
Hammurabi’nin saltanatından sonra Babil İmparatorluğu zayıflamaya başlamıştır. Oğlu Samsu-iluna’nın hükümdarlığı sırasında Babil’e karşı isyanlar çıkmış ve bazı topraklar kaybedilmiştir. Hammurabi’nin soyundan gelen krallar Babil’i MÖ 1595 yılında Hititler’in istilasına kadar yönetmişlerdir.
Hammurabi Kanunları, Hammurabi’nin saltanatının sonuna doğru toplanan ve yazılan yasal kararlardır. Hammurabi, bu kararları tanrıların kendisine verdiğini ve adaleti sağlamak için yazdığını iddia etmiştir. Hammurabi Kanunları’nın girişinde şöyle yazmaktadır:
“Tanrı Anu ve tanrı Enlil tarafından Babil’in kralı olarak seçildim. Adaleti ülkede sağlamak ve kötülüğü ve zulmü ortadan kaldırmak için güçlü bir kral oldum. Zayıfları güçlülerin zulmünden korumak için tanrı Marduk’un emriyle bu yasaları yazdım.”
Hammurabi Kanunları’nın kaynağı tam olarak bilinmemektedir. Bazı araştırmacılar, Hammurabi’nin kendisinden önceki kralların yasalarını derlediğini veya bunlardan esinlendiğini düşünmektedir. Örneğin Ur-Nammu’nun yasaları (MÖ 2100-2050) veya Lipit-Ishtar’ın yasaları (MÖ 1934-1924) gibi. Bazı araştırmacılar ise Hammurabi’nin yasalarının özgün olduğunu veya kendi tecrübelerine dayandığını savunmaktadır.
Hammurabi Kanunları’nın asıl metni Akadça dilinde yazılmıştır. Ancak Sümerce bir versiyonun da var olduğu düşünülmektedir. Çünkü bazı Sümer terimleri ve deyimleri metinde kullanılmıştır. Ayrıca Hammurabi Kanunları’nın bir kopyası Sümer kenti Nippur’da bulunmuştur.
Hammurabi Kanunları, Babil’in ulusal tanrısı Marduk’un tapınağında dikilen bir diyorit stel üzerine kazınmıştır. Bu stel 2.25 metre yüksekliğinde ve 1.9 metre genişliğindedir. Stelin üst kısmında kabartma olarak Hammurabi ve tanrı Şamaş’ın görüntüsü vardır. Şamaş, Babil’in adalet tanrısıdır ve Hammurabi’ye yasalarını vermektedir. Stelin alt kısmında ise yaklaşık 4130 satır cuneiform yazısı vardır. Bu yazının beşte biri şiirsel bir üslupla yazılmış giriş ve sonuç bölümlerini, geri kalan dörtte üçü ise genellikle yasalar olarak adlandırılan bölümü içermektedir.
Hammurabi Kanunları’nın orijinal steli MÖ 1158 yılında Elam kralı Şutruk-Nahhunte tarafından Babil’den yağmalanarak Susa’ya götürülmüştür. Stel burada unutulmuş ve parçalanmıştır. Stel 1901 yılında Fransız arkeolog Jean-Vincent Scheil tarafından Susa’da yeniden keşfedilmiştir. Stel şimdi Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir.
Hammurabi Kanunları’nın metni Mezopotamyalı yazıcılar tarafından Mezopotamyalı yazıcılar tarafından bin yıldan fazla bir süre boyunca kopyalanmış ve çalışılmıştır. Hammurabi Kanunları’nın çeşitli kopyaları Mezopotamya’nın farklı yerlerinde bulunmuştur. Bu kopyalar arasında bazı farklılıklar vardır. Örneğin bazı kopyalarda yasaların sırası veya sayısı farklıdır. Bazı kopyalarda ise bazı yasalar eksiktir veya eklenmiştir.
Hammurabi Kanunları, Babil toplumunun çeşitli yönlerini düzenleyen 282 yasadan oluşmaktadır. Bu yasalar, koşullu cümleler şeklinde yazılmıştır. Örneğin “Eğer … ise, o zaman …” şeklinde. Bu yasalar genellikle “eğer … ise” bölümünde bir suç veya dava durumunu, “o zaman …” bölümünde ise bunun cezasını veya çözümünü belirtir.
Hammurabi Kanunları’nın kapsamı geniştir. Ekonomik hükümler (fiyatlar, tarifeler, ticaret ve ticaret), aile hukuku (evlilik ve boşanma), ceza hukuku (saldırı, hırsızlık) ve medeni hukuk (kölelik, borç) gibi konuları içerir. Ayrıca doktorluk, tarım, hayvancılık, inşaat gibi meslekleri de düzenler.
Hammurabi Kanunları’nın temel ilkesi lex talionis’tir. Yani göze göz, dişe diş ilkesidir. Bu ilke, suçluya aynı zararı vererek cezalandırma anlamına gelir. Örneğin 196. yasa şöyledir:
“Eğer bir adam bir başka adamın gözünü çıkartmışsa, onun gözünü çıkartacaksın.”
Bu ilke sadece fiziksel zararlar için değil, maddi zararlar için de geçerlidir. Örneğin 230. yasa şöyledir:
“Eğer bir inşaatçının inşa ettiği ev çöker ve ev sahibinin oğlunu öldürürse, inşaatçının oğlunu öldürecekler.”
Ancak bu ilke her zaman uygulanmaz. Bazı durumlarda ceza para cezasına veya köleliğe indirgenebilir. Bu durum genellikle suçlunun veya mağdurun sosyal statüsüne bağlıdır. Babil toplumu üç sınıfa ayrılırdı: awilum (serbest insanlar), mushkenum (bağımlı insanlar) ve wardum (köleler). Serbest insanlar en üst sınıftı ve en çok hakka sahipti. Bağımlı insanlar orta sınıftı ve bazı haklara sahipti. Köleler ise en alt sınıftı ve hiçbir hakka sahip değildi.
Hammurabi Kanunları’nda sosyal sınıflar arasında farklı muamele vardır. Örneğin 198. yasa şöyledir:
“Eğer bir adam bir başka adamın dişini kırarsa, ona gümüş ödeyecek.”
Ancak bu yasa sadece serbest insanlar için geçerlidir. Aynı suçu bağımlı bir insan yaparsa 199. yasa şöyledir:
“Eğer bir adam bir bağımlının dişini kırarsa, ona üçte bir gümüş ödeyecek.”
Aynı suçu bir köle yaparsa ise 200. yasa şöyledir:
“Eğer bir adam bir kölenin dişini kırarsa, onun dişini kırarak cezalandıracak.”
Bu örneklerde görüldüğü gibi Hammurabi Kanunları’nda adalet eşit değildir. Suçlunun veya mağdurun sınıfına göre ceza değişmektedir. Serbest insanlar en ağır cezalara maruz kalırken, köleler en hafif cezalara maruz kalmaktadır. Bu durum Babil toplumunun hiyerarşik yapısını yansıtmaktadır.
Hammurabi Kanunları, antik Yakın Doğu’nun en uzun, en iyi düzenlenmiş ve en iyi korunmuş yasal metnidir. Hammurabi Kanunları, hem eski hem de modern hukuk sistemleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.
Hammurabi Kanunları’nın eski hukuk sistemleri üzerindeki etkisi şöyledir:
Hammurabi Kanunları’nın modern hukuk sistemleri üzerindeki etkisi şöyledir:
Hammurabi Kanunları’nın etkisi sadece hukuk alanında değil, kültür ve sanat alanında da görülmektedir. Örneğin:
Hammurabi Kanunları, Babil toplumunu düzenleyen 282 yasadan oluşmaktadır. Bu yasalar, göze göz, dişe diş ilkesine dayanmaktadır. Ancak bu ilke her zaman uygulanmaz. Bazı durumlarda ceza para cezasına veya köleliğe indirgenebilir. Bu durum genellikle suçlunun veya mağdurun sosyal statüsüne bağlıdır. Hammurabi Kanunları, hem eski hem de modern hukuk sistemleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Hammurabi Kanunları, yazılı hukuk geleneğinin başlangıcı olarak görülmektedir. Hammurabi Kanunları, insan hakları ve adalet kavramlarının oluşmasına yardımcı olmuştur. Hammurabi Kanunları, kültür ve sanat alanında da önemli bir yere sahiptir.
Kazaklar: Orta Asya’nın Türk Halkı