34,7621$% 0.05
36,6393€% 0.19
2.957,77%-0,03
4.907,00%-0,04
19.626,00%-0,05
Friedrich Nietzsche, yazmaya aforizmalarla başladı. Tek satırdan birkaç sayfalık kısa denemelere uzanan, akılda kalıcı sözlerle… Bu, dağlarda uzun yürüyüşler yapan Nietzsche’nin zaman zaman durup fikirlerini not etmesinden kaynaklanıyor olabilir. Nedeni her ne olursa olsun, karışık ve yeterince düşünmeden yazması Nietzsche’ye hak etmediği türden bir ün getirdi.
tzsche üzerine çalışan akademisyenlerden Michael Tanner şöyle diyor: “Aforizma riskli bir yazım tarzıdır. Zekice kurgulanmış, akılda kalıcı iyi bir aforizma okura çarparken kötü aforizma hemen unutulur. Fakat Nietzsche zeki bir aforizmacıydı. Bununla birlikte okur aforizmaya doğrusal, analitik savdan farklı yaklaşmalıdır. Analitik yaklaşım kademeli biçimde akar ve önermelerini sırayla ortaya koyar. Diğer taraftan her bir aforizma, hem bağımsız hem de daha büyük bir bütünün parçası olarak değerlendirilmelidir. Nietzsche’nin zaman zaman fazla dikkat çekmeden kullandığı bir aforizma okuru bunun bağlantısı üzerine düşünmek durumunda bırakır. Bazen de bu bağlantının netleşmesi için kitapta ilerlemek gerekir ve ancak o zaman okur bunu okuduğunu hatırlayabilir! İyi şiir gibi, aforizma da aydınlatıcı ve hayat değiştirici olabilir.”
Portrait of Friedrich Nietzsche, Edvard Munch, 1906
Nietzsche’nin eserlerinden Tan Kızıllığı, İnsanca Pek İnsanca ve Şen Bilim, Kitaplar, İyinin ve Kötünün Ötesinde ve Putların Alacakaranlığı’nın bazı bölümleri aforizmalardan oluşur ve Zerdüşt’ün aforizmalardan hoşlandığı muhakkak.
Çok az çekerdi bilgi bizi, yolunun üstünde bu denli çok ortadan kaldırılacak utanç olmasaydı.
Deha sahibi insan, en azından iki şeye daha sahip değilse, hiç çekilmez. Dünyayla barışık olmak, saflık.
Barış zamanında savaşçı insan kendisine saldırır.
Güdü. Ev yandığında, insan öğle yemeğini bile unutabilir. Evet; ama sonra küller arasında yer.
Kadınlar, büyülemeyi unuttukları ölçüde nefret etmeyi öğrenirler.
Kadın ve erkekteki aynı duygu yine de tempo olarak farklıdır. Bu yüzden kadın ve erkek asla birbirlerini yanlış anlamaya ara vermezler.
Kim etmez, iyi bir ün için, bir kez kendini feda?
Kibirsizlikte insandan nefret yoktur, oysa işte tam bu yüzden de, çok fazla insanı aşağılama vardır.
Ahlaksızlığından utanmak: Son basamağında insanın ahlaklılığından utandığı merdivende bir basamak.
Kendimizin önünde, olduğumuzdan daha basit oluruz. Birlikte olduğumuz insanlardan sıyrılır, huzur buluruz.
İnsan vicdanını terbiye ettiğinde, vicdan bizi ısırırken, öper.
Ahlaksal olay yoktur, yalnızca olayların ahlaksal yorumu vardır.
Aşk ve nefretin yer almadığı oyunda, kadın orta dereceli bir oyuncudur.
Hayran olmada bir masumluk var. Kendilerine de bir gün hayran olunabileceği hiç akıllarına gelmemiş olanlarda bulunur.
Duygusallık sık sık aşkın büyümesini çabuklaştırır, böylece kök zayıf kalır ve kolayca sökülüp çıkarılır.
Öğretmeyi istediğimiz hakikat ne denli soyutsa, o denli saptırırsınız duyuları. Karşı cinsler birbirlerini aldatırlar. Temelde yalnızca kendilerini ya da kendi ideallerini, daha hoş söylersek – işte böyle, erkekler huzurlu kadınları sever – ama kadınlar aslen huzursuzdurlar, kendi gibi, ne denli kendilerini huzurlu göstermek için çabalarsalar da.
İnsan, en çok erdemleri yüzünden cezalandırılır.
Kim idealine ulaşmayı bilmiyorsa, ideali olmayan insandan dahi kayıtsız daha pervasız yaşar.
İntikamda ve aşkta kadın, erkekten daha barbardır.
Yakınındakini iyi bir düşünceye ayartmak, ardından yakındakinin bu iyi düşüncesine bütün kalbiyle inanmak. Kadınlar kadar kim becerebilir bu işi?
Delilik, tek tek insanlarda pek seyrektir, ama gruplarda, partilerde halk arasında çağlarda kural olarak bulunur.
En güçlü itkimiz, içimizdeki zalim, yalnızca aklımızı değil, vicdanımızı da boyunduruk altına alır.
Her partiyle ilgili olarak: Çobanın daima sürünün önünde giden bir koça gereksinimi vardır ya da kendisi fırsat buldukça bir koç olabilir.
Kendimiz hakkında çok konuşma, kendini gizlemenin bir yolu da olabilir.
İnsan, aşağı gördüğü sürece değil, yalnızca eşit ya da yüksek gördüğünde nefret eder.
Sonunda insan arzularını sever, arzuladıklarını değil.
Bana yalan söylemiş olman değil, artık sana inanmamam sarsıyor beni.
Kaynak
Friedrich Nietzsche, İyinin ve Kötünün Ötesinde (Bir Gelecek Felsefesini Açış), Çeviri: Prof. Dr. Ahmet İnam, Nietzsche Kilit Fikirler, Roy Jackson, Çeviri: Nevra Yaraç, Optimist Yayınları
BU YARA SENİN SIZLATTIĞINDIR
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.