34,4947$% 0.07
36,4607€% 0.24
2.947,00%0,42
5.060,00%0,39
20.163,00%0,56
Eskiden her mahallenin bir Bakkal Amcası vardı. Çocukların sevdiği, çoşkuyla selamladığı Bakkal Amcalar. Her şey satılırdı dükkanlarında; çata pat, acıyüz, patlayan şeker, leblebi tozu… Hatta bedava dondurma çubuklarıyla bakkala yarış yapardı tüm mahalle. Tabi tüm bu coşku tek taraflı değildi Bakkal Amcalar da bizi sevinçle karşılardı.
Günümüze bakarsak Bakkal Amcalar artık bedava dondurmaları da çocuklara para ile satmaya başladı. Çoşku deseniz yok oldu. Yarışlar? Tabiki nesli tükendi. İşte belki de her şey para ile satılan bedava dondurmalar ile başladı.
Oysa eskiden mahallede en güvendiğimiz kişilerdi Bakkal Amcalar. Kızım hastanede işim uzadı okul çıkışı Bakkal Amca’nın dükkanında bekle hem ona da yardım edersin diyen analarımız yok artık maalesef. Çünkü bedava dondurmaları para ile satıp çocuk görünce ekşiyüz gibi yüzünü ekşiten Bakkal Amcalar sardı etrafımızı.
Zaman biraz daha ilerledi ve Bakkal Amcalar dükkanlarını kapatmak zorunda kaldı. Coşkulu Bakkal Amcalar yerini Ekşiyüzlü Bakkal Amcalara bırakmıştı ama daha da kötüsü kapanan dükkanlar yerini ruhsuz, her şeyin belli bir düzenle dizildiği büyük yapılara bıraktı. Burada artık coşkuyu bırakın tebessüme hasret kaldık. Sadece duyduğumuz ‘dıt’ sesinden ibaret olmaya başladık. On kuruşun çıkışmazsa ürününü alamaz oldun. Oysa Bakkal Amcalar öyle miydi? Ekmek almaya giderdin sana sakız uzatırdı, çikolata uzatırdı. Bu da senin yolluğu olsun derdi. Ah Bakkal Amcam…
Bir de Bakkal Defterleri vardı. “Bakkal Amca, yaz babamın hesabına bir gofret” derdik. Kapıp kaçardık. “Tamam evlat benden olsunnn, bu seferlik” diye bağırırdı arkamızdan. Sonra ne oldu? Hesap kartı, kredi kartına döndü babalarımız. İçi borçla dolu. Bu sefer de benden olsun diyen Bakkal Amcasız bir eşya…
Halbuki pekçok şey saklıydı Bakkal Dükkanlarında; çocuk gülüşleri, heyecanlar, keşifler, sevgi, saygı, mutluluk…
Hergün, ‘acaba bugün dükkâna ne getirdi?’ deyip şıp şıp terliklerimizle koşardık. Gelen değişik ürünleri inceler, bakar, sorar, vakit geçirirdik. Sabırla anlatırdı bizlere Bakkal Amca. Günümüzde ise dokunma evladım, sus evladım, almayacaksan elleme çocuğum gibi laflar söyleniyor çocuklara. Hatta duvarlara yazı asılıyor “Lütfen, almayacağınız ürüne dokunmayınız!” Peki, nasıl keşfedeceğim ben Bakkal Amca? Benim en önemli keşif yolum dokunma ve sürekli soru sorma. Sen ikisine de kilit vuruyorsun tıpki Bakkallara vurulan kilit gibi.
Kapanışı başımdan geçen bir olayla yapmak istiyorum. Otuz iki yaşındayım Kapanmamış bir Bakkal görünce hemen bir şeyler almak için şıp şıp dükkanına koştum. Bakkal Amcaya selam verdim ama cevap alamadım. Neyse belki duymamıştır diyerek etrafı inceledim. Birkaç soru sorup yine cevap alamayınca bir tane dondurma seçtim ve tam fiyatını soracakken “5 lira” diyen sesini duydum. Üzerimde yüz liram vardı uzattım bana sert bir bakış attı. Para üstünü uzatıp “al” dedi. İyi günler dedim son bir umut kırıntısı ile ama yine cevap alamadım. Dükkânın kapısından çıktım ve kendimi çok kötü hissettim. Ne oldu bize Bakkal Amca, neden kapanan Bakkal Dükkanlarıyla birlikte sevgimizi de kapattık? Şimdi buradan çıkıp soğuk, ruhsuz olan büyük dükkanlara gideceğim. Güleryüz reyonu nerede acaba? diye soracağım. Cevap: Maalesef, efendim elimizde yok. Peki ne alabilirim onun yerine? Sert bir bakışımız var üstelik yanında da kaba kunuşma bedava. Yok, yok ben istemiyorum. Sizin olsun. Peki, efendim buyrun para üstünüz. Onu da istemiyorum, kalsın. Belki bir çocuğun parası yetmez, “Bu seferlik benden olsun” dersiniz.
Tüm yüreği güzel Bakkal Amcalara selam ve saygı ile…
Yazan: BÜŞRA ŞAHAN
İŞKOLİK AİLE