34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
Ben de size teşekkür ederim.
Okumayı, yeni şeyler öğrenmeyi ve bunu başkalarına da anlatmayı seven; yazmaktan lezzet alan bir yazar. Tecrübelerini paylaşmayı seven bir editör.
Küçük şeylerden mutlu olan ve her soruna bir çözüm bulunabileceğine inanan bir iyimser.
Kitap okumayı daha ilkokuldayken seviyordum. Türkçe dersiyle de aram hep çok iyiydi. Üniversiteyi bitirdikten on üç yıl sonra yüksek lisans yapmaya başladım. Yazı yazmayı hep sevsem de yüksek lisans tezimi yazarken yazmanın bana çok iyi geldiğini anladım. Sekiz yıldır çocuklar için yazmaktayım. Şu anda da yazarken çok mutlu oluyorum.
Çocuklarım, okuduklarım ve yaşadıklarım bana ilham verir diyebilirim.
İyi bir aşçı elindeki malzemelerden kendine özel bir yemek pişirdiği gibi; yazar da yaşadığı zaman, mekân ve tanıdığı kişilerden bir ürün ortaya çıkarır.
Yemek yaparken tat, kıvam ve sunumun bir arada olması yemeği cazip kıldığı gibi bir metnin de kıvamında olması çok önemlidir. Karakterler, kurgu, heyecan ve merak unsurlarını yerinde kullanarak okununca lezzet alınan bir yazı ortaya koymak bu işin ustalığıdır. İlham veren unsurlar elbette olacak ama iyi yazmak için ilham gelmesi ya da iyi bir yemek için elinizde çok lüks malzemelerin olması yeterli değildir. Emek, tecrübe ve sevgi de eklemek gerekir.
Hayatın içinden ve tanıdığım insanlardan hikayeler ve örnekler alsam da anlatmak istediğim konuları belirledikten sonra ona uygun bir kurgu oluşturuyorum. Bir vaiz ve öğretmen olarak çocuklara faydalı bilgiler vermeyi arzu ediyorum fakat didaktik olmamaya da özen gösteriyorum. İyi bir çocuk kitabında olması gereken unsurları yerleştirmeye dikkat ediyorum.
Hikayelerle öğretmek insanlık tarihi kadar eski ve geçerli bir metottur. Tüm önemli insanların ve büyük markaların hep ilginç bir hikayesi vardır. Masalların olmadığı bir toplum mevcut değildir. Okulların olmadığı dönemlerde annelerin ve ninelerin anlattığı masallar ve hikayeler çocukları ve toplumu eğitmiştir.
Evet yazmak istediğim konular ve başladığım bazı dosyalarım mevcut fakat şu anda önceliğim çocuk edebiyatı.
İyi planlanmış bir mesai tanzimi, sağlam bir bilgisayar, yazmanın lezzeti ve alanında uzman bir editör.
Metni yazarken olduğu kadar yazdıktan sonra yayınlanma aşamasında da yazarın desteğe ihtiyacı oluyor. İyi bir editör her aşamada yanınızda olmalı. Editörüm Mesude Bozkurt, bu desteği hiç esirgemeden veriyor. Çocuk kitapları söz konusu olunca bir de çizer ile çalışmak gerekiyor. Bu noktada ise çizerim Funda Tunç çok güzel iş çıkarıyor. Çizimden sonra sıra yayınevine geliyor. Hangi yayınevi ile çalışacağıma karar verme aşamasında birtakım sıkıntılar yaşasam da şu anda çalıştığım yayınevim Düş Kurguları Yayınevi’nden çok büyük destek alıyorum. Kitap kapağının tasarlanmasından mizanpaja, her konuda çok yardımcı oluyorlar. Reklam noktasında da desteklerini esirgemiyorlar. Bu vesileyle hepsine teşekkür ediyorum.
Yazmaya ilk başladığınız anlarda; “Acaba doğru mu yazıyorum, daha nelere dikkat etmeliyim?” diye çok endişe ediyorsunuz. Yazdıklarınızı okuyup onaylayacak veya eleştirecek dostlara ihtiyacınız oluyor.
Yazdıklarınızı yayınlamaya karar verdikten sonra da bir yayınevi arayışına giriyorsunuz. Bu da birçok yazar adayı için zorlu bir aşama oluyor.
Yazarken zorlanmasam da daha iyi yazabilmek isteğiyle yazarlık, editörlük ve lektörlük atölyelerine katıldım. Bunlar da maddi anlamda ve zaman ayırma noktasında bir hayli zorluyor insanı ama Nasrettin Hoca misali; “Bizi ancak damdan düşmüş olanlar anlar.” diyerek bu işin uzmanlarına kulak veriyorsunuz. Katıldığım atölyeler sayesinde yayıncılık, editörlük ve yazarlık hakkında çok kıymetli tecrübeler biriktirdim.
Bir de aile ve yakın çevreden olumsuz tepkiler alabiliyorsunuz. Bir eser ortaya çıkıncaya kadar bir hayli zaman harcamak gerekiyor. Aile bireyleri, arkadaşlar ve komşularla yeterince vakit geçiremeyince size sitem ediyorlar.
Güzel olan her haber ve yapılan küçük bir iyilik beni sevindirir. Yazmak için yeni bir fikir bulunca ve yeni bir kitabım çıkınca çok mutlu oluyorum.
Hangi milletten olursa olsun insanların başına gelen tüm kötülükler ile canlı her varlığa ve çevreye zarar verilmesi de beni üzer.
Genellikle evde yalnızken ve sessiz bir ortamda yazarım. Daha çok sabahları yazıyorum. Uzun saatler buyunca değil de kısa aralıklarla yazmayı tercih ederim. Çayımı, kahvemi yazarken değil de kitap okurken içerim. Dışarıda olduğumda, film izlerken ve kitap okurken yazacaklarımla ilgili düşünür ve notlar alırım.
Her gün veya iki günde bir yazdığım dosyayı yenilerim. Daha önce yazdıklarımı silmek yerine yapacağım değişikleri bu dosya üzerinde uygularım. Metin körlüğü başladığında ise dosyayı demlenmeye bırakır ve başka konular üzerinde çalışırım.
Tarih boyunca toplumların belirli bir kesimi eğitime ve kitaplara ulaşabilmiş ve okuma yazma imkânı bulabilmiştir. Bu günümüzde oldukça ilerlemiş durumda fakat ekonomik sıkıntılar, ahlaki çöküntüler gibi bazı sebeplerle maalesef okumayan, okuyamayan ve okuduğunu anlamayan nesiller yetişiyor. Klasikleri ve temel eserleri bilmeyen, bir yazar bile tanımayan, bir kitaplığı olmayan ve bunu normal gören bir toplumun parçası olduk.
Bunun düzelmesi için gayret göstermek de bizlere düşüyor. Daha çocukken okumayı seven bir kişi hayatı boyunca okumaktan vazgeçmez.
Bir de film sektörü yayıncılıktan çok daha revaçta ama filmlerin de kurgu ve senaryolarının bir yazarın kaleminden çıkmış olması beni teselli ediyor. Onun için kitapların sadece kâğıt üzerinden okunması gerekiyor algımızı biraz değiştirmemiz gerekebilir. Senaryosu iyi yazılmış bir film de sizin vermek istediğiniz mesajı iletilebilir çok rahatlıkla.
Çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususları ve güzel ahlakla ilgili konuları yazmaya özen gösteriyorum. Sadece anlatmak yerine yaşayarak uygulamalı öğrenebilecekleri bir kurgu sunmaya dikkat ediyorum.
Öncelikle aklıma gelen konuları not alıyorum. Kısa hikayeler şeklinde yazıp daha sonra üst kurguyla onları bir kitapta topluyorum.
Her ünlü aşçının gizli bir tarif defteri ve malzeme listesi olduğu gibi bir yazar olarak kendime özel yöntemlerim de var elbette.
Dosyayı yayınevine gönderdiğiniz andan itibaren kulaklarınız ve gözleriniz mail ve mesajlarda bekliyorsunuz. Pişmesi için fırına verilmiş bir keki, saksıdaki bir çiçeğin ilk açma anını görmeyi veya bahçeye diktiğiniz bir meyve fidanının ilk meyvesini tatmayı beklemek gibi heyecanlı bir duygu. En sevdiğim an, kapak tasarımının hayal ettiğim şekle girmesi. O anda artık bir kitabınızın olduğunu anlıyorsunuz. Kargodan gelen kitapların mis gibi kâğıt kokusu ise “Bütün sıkıntılar geçti artık, rahatlayabilirsin.” dercesine sizi teselli ediyor.
İlk kitabım basıldığında yedinci kitap dosyamı tamamlamıştım. Yani basım aşamasına biraz geç başlamış oldum. Şu anda yazmaya devam ettiğim yeni dosyalarım da var ama daha önce yazdıklarımı da sırayla gözden geçirip basımını gerçekleştiriyoruz. Bu nedenle okuyucu yorumlarına biraz geç kavuştum.
Okurlardan gelen kıymetli yorumlar ve paylaşımlar beni çocuk edebiyatında devam etme noktasında teşvik ediyor. Güzel yorumlardan hoşnut olsak da elbette çok acımasız eleştiriler aldığım da oluyor. Bunlar beni umutsuzluğa düşürmüyor. Haklı olduklarını düşünürsem o hususa dikkat ediyorum. Eğer bilgisizce yapılmış bir eleştiri ise de hiç kafaya takmıyorum.
İçsel bir yolculukla neyi kastettiğinizi çok anlayamadım. Yazmanın iyileştirme gücünü hissediyorum elbette. Yazdığım hikâye veya eser iyi bildiğim bir konu üzerine de olsa hem yazmadan önce hem de yazma esnasında çok fazla okuma ve araştırma yapıyorum. Yazmaktan daha çok bu okumalar kendimi geliştirmeme ve yetkinliğimi artırmama neden oluyor.
Bu kıymetli röportaj için sizlere çok teşekkür ederim.
Bir eser kolay hazırlanmıyor. Yazarken elimden gelen gayreti gösteriyorum. Saygı ve nezaket çerçevesini aşmayan her türlü yoruma açığım. Yazdığım eserlerle ilgili veya yazmamı istediğiniz konularla ilgili tavsiye ve isteklerinizi iletebilirsiniz.
Kitaplarım 8-12 yaş grubu çocuklar için yazılmış olsa da her yaş grubu severek okuyor. Keşke bizim zamanımızda da böyle kitaplar olsaydı demek yerine çocuklar görmeden veya onlar için alıp kendiniz de gizlice okuyabilirsiniz😊
Serbest editör olarak da çalışmaktayım. Tecrübelerimden yararlanmak isteyen yazar adaylarıyla çalışmaktan memnun olurum.
Basım aşamasında olan yeni bir dosyam var. Gizem’in üçüncü macerası. Gizem yine bir hazine avında. Bu defa hangi hazineyi bulacak acaba?
İstanbul 41. TÜYAP kitap fuarına katılacağım. Yaşadığım şehir olan Antalya’da bu kış yapılacak fuarlara ve diğer şehirlerde olan fuarlara da katılmayı düşünüyorum.
Tüm güzellikler sizinle olsun…
Yazara Ait Eserler:
Yazar-Şair “Meltem Güdemezoğlu” Kimdir? Eserleri nelerdir?