34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
Öğrenmeyi bırakan herkes yirmi ya da seksen fark etmez, yaşlıdır. Öğrenmeyi sürdüren herkes genç kalır. Hayatta en büyük şey zihninizi genç tutmaktır.
Ne zaman ki hayata negatif gözlerle bakmaya başlarız işte o zaman başlıyor yaş almamız. Hiçbir şeyin yolunda gitmediği düşüncesi sardığında, harekete geçmekten sizi alıkoyan şeylerle meşgul olduğunuzda, bir şeyleri kaybetme korkunuzun kazanma heyecanınızı bastırmasına izin verdiğinizde, sadece başkalarını düşünüp kendinizi düşünmediğinizde, manevi değerlerden çok maddi değerlere önem verdiğinizde, sizi üzmelerine izin verdiğinizde, hoşlanmadığınız şeyleri yapmak zorunda olduğunuzda, küçük şeylerden mutlu olmadığınızda, bahane üretip her şeyden şikayet ettiğinizde, her şeye biliyorum dediğinizde, ümitsiz olduğunuzda, bir hedefiniz olmadığında, sorumluluk almadığınızda, kibirli olduğunuzda, peşin hükümlü olduğunuzda, sık sık pişman olduğunuzda, bir hatanızda sürekli şikayet ettiğinizde, kendi ayıbınızı görmeyip başkasında kusur aradığınızda, onun bunun dolduruşuna geldiğinizde, birine menfaatiniz için yaklaştığınızda ve güçlü bir karaktere sahip olmadığınızda yaşlanmaya çökmeye ve gerilemeye başlarsınız. Öğrenmeye kendinizi kapattığınız her an yaşlanırsınız. Adeta çürümeye başlarsınız.
Kronolojik olarak sadece zaman akar ve bir sayı olarak devam edersiniz. Bu bir gerçek olabilir fakat eksik bir gerçektir. Yaşın sosyal, psikolojik ve biyolojik olarak boyutları da vardır. Bunlar göz ardı edilemez. Yaş sadece sayılardan ibaret değildir. Yaşantılar ve düşünceler yaş kavramını daha geniş bir pencereden izlememizi sağlar. Mesela otuz yaşındaki herhangi birine yaşını sorsanız size otuz yaşındayım da diyebilir on sekiz yaşındayım da diyebilir. Bazen hayatın bize sunduğu yaşantılar, tecrübeler ve bakış açımız farklılıklar gösterir. Hayatta acı dolu tecrübeler yaşan biri belki de yaşı otuz olsa bile altmış yaşındayım da diyebilir. Ya da hayattan zevk alan şükür bilinciyle yaşayan yaşamın birçok güzelliğinin farkındalığına sahip olan biri belki de ben yeni doğdum diyebilir. Zaman kavramını farklı algılayan iki farklı insan tabi ki aynı cevabı vermeyecektir. Herkes inandığı gerçeklerle yola devam eder. Yaşantılar büyük rol oynar.
Mutlu bir aile ortamında yetişen biri ile hayatın zorluklarıyla savaşan biri asla aynı yaşta değildir. Nüfus cüzdanında aynı görünebilir fakat bir boyutla değerlendirmek doğru olmaz. Her acı bir tecrübe bir yaş olarak eklenebilir. Veya her mutlu bir an bir yaş gençleştirebilir. Öğrenmeyi seven ve her gün bir adım daha ileri gitmek isteyen her daim genç kalacaktır. İşleyen demir pas tutmaz. Hiçbir şey düşünmeyen üretmeyen ve öğrenmeyen bir birey kronolojik olarak ne kadar genç olursa olsun kendiniz tanıyan bir birey tarafından değerlendirilse ona yaşlı gözüyle bakabilir. Hatta ona ölü bile diyebilir. Hayat enerjisini nereden aldığımıza iyi bakmalıyız. Kronolojik olarak aynı gün doğan ve yaşayan insanlar aynı duygu, düşünce, davranış ve ihtiyaçlara asla sahip değillerdir. Kimi geleceğe güvenle bakarken kimi korkarak bakar. Kimisi yaşadıkları yenilgileri tekrar ayağa kalkmak için fırsat olarak düşünür. Kimisi öylece bir köşede yığılır kalır. Kimi cesaretle her işin üstesinden geleceğine inanır ve yapar. Kimisi korkularının esiri olur. Kiminin ihtiyaç duyduğu sevgidir. Kiminin ise paradır.
Hayata nasıl bakarsanız o yaştasınız. Psikolojik, sosyal ve biyolojik yaşınız hiçbir zaman aynı olmaz. Birkaç tane yaşınız olabilir. Hangi yaşınızı ne zaman ve nerede kullanacağınızı bilirseniz o kimse sizin yaşlı mı genç mi çocuk mu olduğunuzu sorgulamaz. Ne zaman ve nerede hangi yaşı hissediyorsanız siz o an için o yaştasınız.
Ateş Böceği -Funda Gündüz