DOLAR

34,2452$% 0.28

EURO

37,6376% -0.37

GRAM ALTIN

2.921,73%0,22

ÇEYREK ALTIN

4.978,00%0,00

TAM ALTIN

19.847,00%-0,02

Öğle Vakti a 12:58
Şanlıurfa AÇIK 24°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Şehmus Yardımcı Yazdı “OKUMA VE YAZMA ÜZERİNE…”

ad826x90
ad826x90

Edebi nitelik taşıyan bir yazıyı kaleme alırken salt duygu yoğunluğu veya konu belirleme yeterli olmamaktadır. Bununla birlikte düşünceyi yansıtma şekli, kelime haznesi, biçim kuralları, anlam bütünlüğü, uyumsal duygu örüntüsü, anlam geçişi ve o anki hissiyat gibi göstergeler de bir eserin tamamlayıcıları arasındadır.

Diğer yandan bir eseri okuyup o eserle bütünleşebilmenin de birtakım bileşenleri bulunmaktadır. Bunlar arasında; eserin okunduğu ortam, okuyanın ilgi alanı, içinde bulunulan durum, okuma isteği, anlama çabası ve karakteri yaşama gibi durumlar sıralanabilir.

Alan yazına bakıldığında yazma ve okumaya ilişkin birtakım eleştirisel yaklaşımların olduğu görülmektedir. Bu yaklaşımlardan biri, okunan eserin okuyanın kendi düşünceleri doğrultusunda neden şekillenmediği ile ilgilidir. Aslında bu durum, okumalarımızda sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bunun nedeni, yazarın, okuyanın zihninde ucu açık düşüncelerin oluşmasını istemesi veya eser hakkındaki sonuç duygularının tartışılabilmesinin önünü açmak istemesi olarak gösterilebilir. Bu durumu daha da açıklayıcı bir hale getirebilmek için bir örnekle açıklamak yerinde olacaktır. Bir Martin Eden ve Uğultulu Tepeler gibi eserleri okuduğumuzda sınıfsal statü çatışmalarından sonra ortaya çıkan kimlikleri bazılarımız eleştirmekte, bazılarımız ise doğru bulmaktadır. Dolayısıyla yazar ve okuyucu arasındaki bu düşünsel gelgitler aslında bir eserin önemini ortaya çıkarması açısında değerlidir. Herkes tarafından kabul görmüş kalıplaşmış duygusallık kavramının yeni anlamlar kazanması, eser- okuyucu arasındaki zihin dünyasının gelişimi açısından olumlu görülmelidir.

Sonuç itibariyle bir eserin yazma veya okuma sürecinde anlam, düşünsel farklılık ve yorumlama gibi etkenler birbiri ile uyumlu ve bütünleşik bir duygu yoğunluğunun sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde okuma ve yazma sürecindeki evreler duygu ve düşüncelerin zengin bir eser olarak karşımıza çıkmasını sağlamaktadır.

ad826x90

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Yıkık Hayallerin Gölgesindeki Kadın- Merve Karaman

HIZLI YORUM YAP