40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
02:00
Bireysel ve Kolektif Delilik Üzerine
Deliliğin ne olduğu sorusu, insanlık tarihi kadar eski bir sorudur. Bir bireyin alışılmış kalıpların, normların ve toplumsal beklentilerin dışına çıkması, çoğu kez “deli” olarak damgalanır. Oysa bu delilik, çoğu zaman yaratıcılığın, özgünlüğün ve hakikate yaklaşmanın yegâne yoludur. Toplumun gözünde uyumsuz olan, aslında varoluşun en derin sesine kulak veren kişidir.
Kolektif delilik ise bambaşka bir fenomendir. İnsan kalabalık hâline geldiğinde, bireyin vicdanı susar; yerini sürü psikolojisi alır. Cadı avlarında, savaş meydanlarında, toplu linçlerde, aklın yerini çığlıklar ve kör inançlar almıştır. İnsan tek başına yanıldığında yalnızca kendini tüketir; ama kalabalıklar yanıldığında bütün bir dünyayı ateşe verir.
Ben kendi yolumu seçtim. Toplumun yalancı uyumuna karışmadım.Buna, hayatım boyunca karşılaştığım acıların,ihanetlerin neden olduğunu düşünüyorum. Belki de bunlar olmasaydı ben de topluma uyumlu biri olacaktım.
Ama dışlandığımı ve onlardan olmadığımı defalarca hissedince ,bir mağarada herkesten uzak yaşamanın beni diğerlerinden koruyacağını düşündüm. Bireysel deliliğimi yaşadım: ağaçlara sarıldım, karıncaları suyun öteki kıyısına taşıdım, rüzgârla konuştum. Bana deli dediler; oysa ben yalnızca kendimle hakiki bir ilişki kurmaya çalışıyordum.
Bir gün geride bıraktığım topluluğa baktım. Birbirlerine saldırıyor, düşman icat ediyor, ateşler yakıyorlardı. Onların deliliği artık bireysel değil, kolektifti. Ve bu yüzden daha tehlikeliydi. Çünkü bireysel delilik insanı özgürleştirebilir, yaratabilir, derinleştirebilir. Oysa kolektif delilik yalnızca yıkar, körleştirir ve öldürür.
Belki de bu yüzden felsefe, tarih boyunca bireysel deliliğe gizli bir övgü sunmuştur. Çünkü insanı ve insanlığı kurtaran, kalabalığın kör aklı değil; kendi yolunu seçme cesaretini gösteren “deli”dir.
Neşet Bozkurt – İki Koltuk Tek Yalnızlık