DOLAR

38,0183$% 0.23

EURO

42,0540% 1.03

GRAM ALTIN

3.637,77%0,04

ÇEYREK ALTIN

6.087,00%-0,63

TAM ALTIN

24.275,00%-0,61

İmsak Vakti a 02:00
Şanlıurfa KAPALI 19°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Mehmet ACIOĞLU

Mehmet ACIOĞLU

12 Mart 2025 Çarşamba

Prangalar

Prangalar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Prangalar

çöz artık bu prangaları

     izleri kalmasın

           yorgun bedenimde

kimsesizliğimle yalnız bırak beni

        yalnızlığımı içeceğim bu gece

bir ürperti dalgalanır göğsümde

     içim alabora olmuş

         kafamda bulutlu bir manzara

cemrelerin düşmesine gerek yok

   sen düştün ya yüreğime

    darmadağın oldu düşlerim, gülüşlerim

kasvetli gecelerde

     baharımı süsleyip durdu yokluğun

avuç içlerim

    yalnız sen kokar oldu

         kırağı çalan sabahlarda

bağrımda demlenen anıların

    zamanın altında ezilip

          düşe dönüştü bu gece

bir mülteci sarhoşluğu gibi

        yol ayrımındayım

tütsülü ayin gecelerinde

     esen rüzgârların sesinde

          dinlemiştim en güzel ezgileri

yokluğunda şiirler yazdım yalnızlığıma

     çürüdü kelimeler dudaklarımda

kör düğüm olmuş duygulara

    esir düştüm o ayaz gecelerde

ve ben bir düşü yaşıyorum

      boğulurken hücrelerim

              yaslanırken ağaracak şafaklara

sanki gün yüzü görmemiş

     duygular yaşıyor bedenim

sorguladıkça seni

 zamanın yansımasını görüyorum

       yorulmuş bedenimde

gök kızılı akşamlara astım

     en son gülüşlerimi

artık ne gelenim var ne de gidenim

sığınıyorum gün görmemiş

       düşlerime yapayalnız

bazen bir nefes kadar yakındır diyerek

    kendimi avutup duruyorum

oysa sessizliğin gömülü olduğu yüreğim                

     çöl sıcağı kadar yalnızlık dolu

               bir hasat mevsimi yaşıyor

çöz artık yüreğime vurduğun prangaları

Devamını Oku

Bana öyle bakma oğul

Bana öyle bakma oğul
0

BEĞENDİM

ABONE OL

               Oğul

 

bana öyle bakma oğul

  sensiz geçen baharlara küskünüm

 her andığımda seni

          titrer bütün hücrelerim

                 ellerim tutmaz olur

ruhunun kokusunu alırım

       ta uzaklardan

unutmadım seni

       ne kışta ne de baharda

bazen geceme karışan bir düş

       bazen baharda açan bir çiçek oldun

artık kanayan yarama tuz basma oğul

   ölmeden kıyıya vurmuş

          yorgun bir bedenim var

sensiz girdaplarda

      vurgun yemiş gibiyim

sen yok musun sen

düşlerime ektin umutlarımı

yokluğun

    ruhuma sızan bir kokuydu

                          sanki

bana öyle bakma oğul

gözlerime vurur yokluğun acısı

geceye karışan hüzünlerim var

               tütün kokan

üşüyen yüreğimin titreşimleri

    vururken bedenime

        gece üstüme üstüme geliyor

yokluğun

 depremler yaratırken içimde 

    dağların menekşe kokulu yamaçlarında

      tiz bir çığlık yankılanır

            yağmurda ıslanan düşlerime

    vurgun yemiş türküler duyarım

          asi ve çıplak rüzgârların sesinde

 

bana öyle bakma oğul

   hasretini bulutlara çizdim

         nar kızılı akşamlarda  

eğer sen yoksan

     bırak eksik kalsın gülümseyişlerim

acımı saklarken

    kızıl ayın gölgesinde

       kan düştü ıslak gözlerime

bu gece

 yine ay sessiz ve suskun

 güneş yine sensiz doğacak

     yüreğimin kıvrılmış sahillerinde

ve ben gözyaşlarımı   

   iyot kokan     

       esmer tenli kumsallara gömdüm oğul

                         bana öyle bakma

     

 

 

Devamını Oku

Yazar Olmanın Önemi

Yazar Olmanın Önemi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yazar Olmanın Önemi

İnsanlık tarihi boyunca yazı, düşüncelerin ve duyguların nesiller boyu aktarılmasını sağlayan en güçlü araçlardan biri olmuştur. Yazarlar, toplumların hafızasını oluşturan, insanlara ilham veren ve dünyayı değiştiren bireylerdir. Yazar olmanın önemi, sadece bireysel bir ifade aracı olmakla kalmaz, aynı zamanda toplumların gelişiminde ve kültürel mirasın korunmasında da büyük bir rol oynar.

Düşünceyi Kalıcı Kılmak

Yazı, düşüncelerin kaybolmasını önleyen bir araçtır. Söz uçar, yazı kalır anlayışı, yazının ne kadar kıymetli olduğunu ortaya koyar. Yazarlar, fikirlerini kâğıda dökerek gelecek nesillere aktarır ve insanlığın bilgi birikimini artırır. Büyük filozofların, bilim insanlarının ve edebiyatçıların eserleri, günümüzde hâlâ rehberlik eden kaynaklar olarak okunmaktadır.

Toplumsal Değişime Katkı Sağlamak

Tarih boyunca birçok yazar, toplumsal olaylara ışık tutmuş, insanların bilinçlenmesine yardımcı olmuştur. Toplumun değişimine ve insanların farkındalık kazanmasına katkı sağlamıştır. Yazarlar, toplumun aynasıdır ve yazılarıyla insanları düşündürmeye, sorgulamaya ve harekete geçmeye teşvik ederler.

Kültürel Mirası Koruma ve Aktarma

Her toplum, geçmişini yazılı metinler sayesinde öğrenir. Destanlar, romanlar, şiirler ve tarih kitapları, bir milletin kimliğini şekillendirir ve onu geleceğe taşır. Eğer bir toplumun yazarları olmazsa, kültürel miras unutulmaya yüz tutar. Bu nedenle, yazarlar sadece bireysel eserler üretmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal belleğin korunmasına da katkıda bulunurlar.

Eğitim ve Bilgi Aktarımı

Eğitim, yazılı kaynaklar olmadan düşünülemez. Kitaplar, makaleler ve ders materyalleri, bilgiyi yaymanın en temel yollarından biridir. Yazarlar, bilimden sanata, tarihten psikolojiye kadar pek çok alanda bilgi üreterek insanlığın gelişimine katkıda bulunurlar. Bir kitap, bir makale veya bir hikâye, okuyucuların bilgi dağarcığını genişletir ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirir.

İlham ve Duygusal Bağ Kurma

Bir yazar, okurlarına yalnızca bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda onlara ilham da verir. Yazarların kaleme aldığı karakterler, olaylar ve duygular, okuyucuların kendi hayatlarını anlamlandırmalarına yardımcı olabilir. Bir romanın kahramanı, bir okuyucuya cesaret verebilir; bir şiir, bir insanın ruhunu aydınlatabilir. Yazı, insanların birbirine duygu ve düşünce yoluyla bağlanmasını sağlayan güçlü bir köprüdür.

Sonuç

Yazar olmak, sadece kelimeleri bir araya getirmekten ibaret değildir; dünyaya iz bırakmanın, insanlara ışık tutmanın ve toplumun gelişimine katkı sağlamanın en etkili yollarından biridir. Yazının gücüyle, geçmişin bilgisi günümüze taşınır ve gelecek inşa edilir. Bu yüzden, yazmanın ve yazarların önemi hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.

Devamını Oku

Sen Gidince

Sen Gidince
0

BEĞENDİM

ABONE OL

    Sen gidince

sen gidince

üşümüştü ellerim

yüreğime yağan yağmurlardan

hücrelerimde sensizliğin dikenleri yeşerdi

küf kokulu baharlarda

iplere astım artık soğuk acılarımı

kanarken içimdeki yaram

ölümü avuçlarıma sıkıştırdım sen gidince

sen gidince

safran sarısı düşler kaldı avuçlarımda

vurgunlar yedim hep sol yanımdan

mavi düşlerin pasaklığında

dilimin ucunda ıslandı gülüşlerin

zemheri ayında ağıt yüklü buluttan

anadan doğma bir kar yağar

beni yasa boğan

ıslanır aniden kirpiklerim

sığınırım o an bulvarların buğulu ışıklarına

ve gökten kızılca bir kıyamet kopar üstüme

sen gidince

sen gidince

bir kıvılcım alır yüreğimi

yanar ince ince

gömülür karanlığa ışıldayan gözlerim

kaybolur umutlarım, düşlerim

zamana yenik düşer bedenim

dökülür yüzümden gülüşlerim

ıslanır maviye çalan umutlarım

ve bir alevin sıcaklığıyla

sarar beni tüm acılarım

sen gidince…

 

sen gidince

şehre bir yalnızlık,

yüreğime bir ağrı düşer

sabahın felç olmuş şafağında

havada ıslak türkülerin izi kalır

ve çığlıklarım yükselir tutsak ayın gölgesinde

yarına umudum yok artık

çarmıha gerilmiş gözlerime

sarı yağmurlar yağar sen gidince

sen gidince

sürgüne gönderilmiş yüreğimden

çığlıklar yükselir apansız

yanar dilimin ucundaki ezgiler

kayıp gider avuçlarımda

maviye çalan anılarım

acıdan nasır tutmuş gözlerimden

ince yağmurlar düşer bedenime

şimdi soğuk bir düş alıyorum

kızgın güneşin bakışları arasında

bir yanık kokusu sarar beni

alevlenir bedenim sensiz doğan güneşle

bastığım her toprak

zehirli çiçekler açar

sen gidince

sen gidince

kaç zemheri sardı

kaç fırtına vurdu beni yüreğimden

anlıyor musun

ve bir martının çığlığı düşerken düşlerime

acımı okşayıp hep sustum

renksiz, soluksuz bir ölüm seçtim kendime

gece gelirken üstüme

ruhum, anılarımın altında kaldı

sen gidince

Devamını Oku