34,5252$% 0.18
36,4805€% 0.33
2.959,58%0,84
5.065,00%0,21
20.176,00%0,25
22 Mart 2024 Cuma
Gözlerinden sürme akan sevdiğim
Bukle saçlarına gönülden eridiğim
Kalbim hicranla sana deli atar mı?
Değme yarama gülüm bu güneş hiç batar mı?
Yarık dağların arasından güzel yüzün ışıldar
Ahu gözlerine sürgün bu can sana kımıldar
Tut ellerimi bırakma suya gölgen düşsün
Hayalin aklımda uzun yıllar sürsün
Mina Funda Gündüz
(Senden Bir Parça adlı kitabından)
Size yapılanlardan ve yaşatılanlardan hayal kırıklığına uğramayın, özellikle bilerek yapılmadıysa. İnsanın aklında kendince kurduğu kurgularla kaçış psikolojisine girmesi onun olayları net göremediğinin işaretidir. Sevdiklerimizi çok severiz, sevmediklerimizle ilgilenmeyiz. Bu, çoğu insan için böyledir. Kimseyi incitmemek için dikkatli konuşur ve davranırız. Hak etmediğimiz şeyleri görünce söyleriz ama bu sevmediğimiz anlamına gelmesi demek değildir. Sevgi su konulan bir kap kadar dolu ve yoğun bir duyguyken hafif serzenişler ve sarsıntılar o suyu taşırabilir mi? Sevdiğimiz, emek verdiğimiz kimseleri hayatımızdan çıkartmayı istemeyiz ama onlar bunu isteyip tercih ettiğinde hayal kırıklığı yaşarız. Canımız acır, incinir, kuru dal uzatılmış gibi aniden içimizde bir sonbahar yerini alır. Bir yerde, bir yaşamda istenmediğimizi sandığımızda yanıldığımızı hiç düşündük mü? Bazen insan tersine algılar, algıları ters çalışır. Yapılan serzenişler, geçirilen sarsıntılar istenmediğimizden değil, tam aksine henüz arada bir şeyler kopmadığı için yapılır. Sevgide susan insan gitmiş demektir, susuyorsa korkun ama mücadele ediyorsa sevinin derler. İnsanlar sevildiklerini gönülden bilir ve anlar. Serzenişler canımızı sıkabilir ama bunun niye olduğunu düşünmek, anlamak bize düşer. Sadece empati kuralım ve düşünelim. Çözüm aklımızda ve gönlümüzdedir. Diyeceğim o ki hemen pes etmeyelim, hiçbir şey için. Kaçışı değil çözümleri hayata geçirebilmemiz dileğiyle. Funda Gündüz “Senden Bir Parça” adlı kitabından
Seni sevdim,
Ekmeği bala bandırır gibi
Çisil çisil yağan yağmurla
Kıpırdanan yaprak gibi
Sevdim ama ölmedim
Rüzgârı önüme katıp
Üstümden yükü atar gibi
Elem rüyadan uyanınca
Açılmayan gonca gibi
Durulmayan sularda yıldızların ışığına
Ulaşmaya çalışan mecnun gibi
Seni sevdim,
Dünyama girdin gireli
Yüzümde dinmeyen acı gibi
Vakur bakışınla dolan
Bir içimlik tulum gibi
Nazlı aksinle dinmeyen
Kederli bir çarkla
Sarılmaya çalışıp
Kavuşamadığım mehtap gibi
Funda Gündüz
Mayıs 2023
“Senden Bir Parça” adlı kitabından
Dün gece bir ateş böceğinin hayatının son anlarını görmek üzücü oldu benim için. Sokak lambasının altında salına salına mutlu bir şekilde dolaşırken yanlışlıkla lambaya değerek elektrik akımına kapıldı ve hayatını kaybetti ateş böceğim.
Küçük bedeni kendine göre çok büyük bir alev akımıyla düştü aşağıya. Belki tekrar kalkar, lambanın etrafında salınır diye düşündüm ama nafileydi sonuç. O ve onun gibileri hayattan akıp gitti, hiç sesleri bile duyulmadan.
Ateş böceğinin sessizce gidişi gibi kadınlarımızda öylece aktı bu hayattan. Gidişleri gibi sessizdi belki de hayatları. Belki de kahkahaları etrafı çınlatıyor, en güzel tınıları yansıtıyordu evrene. Tüm güzelliklerin ya da yaşadıkları zorlukların içinde elektrik çarpması gibi yok olup gittiler bu hayattan. Onları yok eden elektrik akımları neyin neden olduğunu anlayamayan birer vahşi yaratıktan farksızdı herkesin önünde.
Onların bir suç makinesi gibi ellerinde tuttukları suç aletleri elektrik akımı kadar güçlü ve öldürücüyken, hiç umurlarında değildi bu kadar cana nasıl kıyıldığı. Ateş böceği onlardan bir farkla şanslıydı. Ahlâk yoksunu, zalim bir elektrik akımı yüzünden ölmemişti. Çok daha masumdu onun ölümü.
Kirli ellerin kurbanı olmamış, mutlu halde gezinirken kader ağına takılmıştı. Ya kadınlarımız? Hayatın zorluklarıyla boğuşurken hangi ağa takıldılar? Hangi kin, nefret, kıskançlık zincirinde yok oldular? Hangi amaç için öldürüldüler?
Ateş böceğimi geri istiyorum desem gelir mi? Kadınlarımızı geri istiyorum desem duyan olur mu? Yitip giden kadınlarımızı geri istiyorum! Bugün değil her gün kadınlarımızı geri isteyelim. Cinayetlerin son bulmasını isteyelim. Evren sesimizle yankılansın, sesimizi unutmasın! Onları geri verebilecek misiniz bize?