ZAMANSIZ GİDİŞLER
Yıllar ardı arkası kesilmeden ilerler hem de öyle bir ilerleyiş ki lakırdısı ya da dönüp dolaşıp aynı noktaya gelen ne Akrep ne de yelkovan gibi kısır döngüy mahkûm olmadan. Her günüyle, ayıyla farklıdır. Üzüntü, sevinç ve niceduygularla doludur. Anlam verilmeyen olay sislileri,belirsizlikle donanmış gelecek kaygıları ve daha nice can sıkan olay örgüleriyle yaşamaya devam ederiz. Her ne kadar da kötü duyguların ön planda olduğunu bazen düşünsek de aslında içimizde hep bir umutla bakarız her yeni güne ve unutulmamalıdır ki hayat bitmeden umut asla bitmemelidir. Umut her zaman başucumuzda duran hayaller gibi kalbimizin başköşesinde olmalıdır. Zira umut en kötü belirsizliklere veya olaylara karşı takındığımız en büyük silahtır.
*** “Yürürsün omuzunda geçmişin yüküyle, Ağırlaşmış bir paltoyla, Yağmurun şarıltısında, Buğulu camların parıltısından, Ve sokakların en tenhasından geçersin, Ardında kalan pişmanlıklar, Ertelenmişlikler, geç kalmışlıklar yakar benliğini, En çok da ertelenmiş aşlar yakar, Bedenin hassas başkenti olan kalbi. Zira ertelenmiş aşklardır, Kalbin ölüm fermanına atılan, En büyük imza silsilesi…”