Yağmura Uçan Kelebek

Sonra birlikte kaldığı lojmana annesinin yanına giderek çay içtik. Emir, genç bayan öğretmeni çok beğenmişti. Annesiyle konuşup ciddi ve hayırlı bir iş için geldiklerini söyleyince, öğretmenin annesi de, “Memlekete haber gönderelim, senin ailenle tanışalım, düşünürüz.” demişti. Bir hafta sonra da onlar gelip Emir’in ailesine misafir olacaklardı. Bir hafta, temizlik ve hazırlıklarla geçmişti. Bahar ve Zeynep toprak avludaki yabani ot ve dikenleri, ellerine bıçak alarak temizlemişler, gelecek olan misafirlere güzel görünsün diye onlar da katkıda bulunmuşlardı. Berivan, her zamanki gibi erken kalkmış, beslediği kazlardan bir tanesini kestirmiş, temizleyip yemek işine koyulmuştu. Yemekleri çok güzeldi Berivan’ın. Mehmet hoca, zaten hiç masraftan kaçınmaz, ailesine ne giyim ne yiyecek olarak hiçbir şeyin eksikliğini yaşatmazdı. Saat ikindi civarındayken, evin önüne bir araba gelmiş durmuştu. Bahar ve Zeynep dört gözle bekleyip, beklemekten sıkıldıkları misafirlerinin, nihayet geldiklerini görünce, utana utana, gelenlere, ‘hoş geldiniz’ diyerek ilk karşılamayı yaptılar. Genç öğretmen, Zeynep’in anlattığından da güzeldi. İnce, uzun boyu, uzun kirpikli kocaman gözleri, giydiği mini ceket ve eteğiyle uyumlu, üstü püsküllü çantasıyla, bir mankeni andırıyordu. Misafirler hazırlanmış odaya geçtiler. Akşam yemeği ve çay derken, müsaade isteyip, geldikleri köyün arabasıyla birlikte, memnun bir şekilde ayrıldılar. Bir hafta sonra Hatay’dan, bekledikleri olumlu haber gelmişti. Emir ve ailesini ‘tanışalım’ diye beklediklerini söylemişlerdi. Berivan, uzak yola gidecekleri için, yanında anlaştıkları takdirde, nişan takmak için gereken takıları da alarak, Emir ile birlikte Hatay’a gittiler. Ailenin iyi niyeti karşısında, nişan işlemini de yapıp mutlu bir şekilde geri döndüler. Bir ay sonra düğün için tarih alındığı için, Rabia kaldığı ilçeden gelmiş, Gülistan, merkezden gelmiş, hep birlikte yatak yün vs işleri elbirliğiyle bitirdiler.