Ülkü Tamer, Ahmet Arif’le ilgili anısını anlatıyor
Bütün işlerini kendi kendine yapan bir insandı. Doğal olarak insanlarla ve özellikle esnafla hep iç içeydi, mahallenin Ahmet Abisi. Ölürsem cenazemi Hacı Bayram’dan kaldırın demişti. Orası daha garibanların gittiği bir yerdi. Maltepe ise şehirli insanların gittiği bir yer. Fakat öldüğünde Hacı Bayram’da restorasyon vardı. Dolayısıyla cenaze Maltepe’den kalktı.
Neredeyse hayatının sonuna kadar parasızlık çekti Ahmed Arif. Yoksul, çaresiz, aşık... Bu yüzden, yaklaşık 40’lı yaşların başında evlendi ve 45’inde baba oldu.
Ülkü Tamer, Ahmet Arif’le ilgili anısını anlatıyor:
“Ahmed Arif en sevdiğim şairlerden biri. İnsan olarak da inanılmaz derecede sıcak bir dosttu. Muzaffer Erdost’la bazı geceler 12’den sonra bir karpuz alıp onu gece sekreteri olarak çalıştığı gazetede ziyarete gider, saatlerce çene çalardık. Kahkahalar atarak sık sık anlattığı bir olayı hiç unutmadım.
Diyarbakır’dan Ankara’ya gitmiş. Annesi memlekette. Komşu kadınlar boyuna övünürmüş. Benim oğlum İstanbul’a gitti, memur oldu. Benim oğlum İzmir’e gitti, bankacı oldu. Ahmed Arif’in annesi durur mu, o da başlarmış övünmeye. Benim oğlum da Ankara’ya gitti, komünist oldu. “Ne bilsin anam!” derdi Ahmed Arif. “Komünistliği de mühendislik, doktorluk gibi meslek sanıyor.”
HÜS