Toprakta Büyüyen Dostluklar: Köyden Mahalleye Uzanan Bir Ömrün Sessiz Hatırası

Toprak kokan bir çocukluğun içinden birlikte geçtiler. Aynı harmanlarda yuvarlandılar, aynı bağa gittiler. Bağlarını yaban domuzlarından korumak için gece beklerken, karanlıkta yepyeni bir dünya kurdular. Aynı kulübeye sığındılar. Herkes evinden ne bulduysa azığına koyardı: kimi yumurtalı ekmek, kimi çökelekli, kimi ballı dürüm… Ballı dürüm getirenin paketi en önce açılırdı çünkü onun tadı, çocukluğun bayramı gibiydi.

Toprakta Büyüyen Dostluklar: Köyden Mahalleye Uzanan Bir Ömrün Sessiz Hatırası Köyde Başlayan Bir Hikâye Onlar önce köy arkadaşlarıydı. Toprak kokan bir çocukluğun içinden birlikte geçtiler. Aynı harmanlarda yuvarlandılar, aynı bağa gittiler. Bağlarını yaban domuzlarından korumak için gece beklerken, karanlıkta yepyeni bir dünya kurdular. Aynı kulübeye sığındılar. Herkes evinden ne bulduysa azığına koyardı: kimi yumurtalı ekmek, kimi çökelekli, kimi ballı dürüm… Ballı dürüm getirenin paketi en önce açılırdı çünkü onun tadı, çocukluğun bayramı gibiydi. Oyunların Ortasında Büyüyen Hayat Kaplumbağalardan koyun, kuzu, inek yaparlar; taşlardan duvar örer, kulübeyi ahır belleyip oyunlarına devam ederlerdi. Sıcaktan bunaldıklarında, aşağıdaki çeşmenin oluktan akan buz gibi suyuna girer, çıplak ayakla toprağa basıp serinliğin tadını çıkarırlardı. Gençlik, Evlilik ve Umutlar Yıllar geçti. Çocukluk bitti. Her biri birer birer evlendi. Kiminin gelinliği danteldi, kimininki pazardan alınmaydı. Ama hepsinin gözlerinde aynı parıltı vardı: Hayata birlikte baş koymanın sıcaklığı… Gecekonduda Yeniden Bir Araya Geliş Aradan yıllar geçti. Kaderin incecik ördüğü iplik onları yeniden bir araya getirdi. Bu kez şehirde, aynı gecekondu mahallesinde… Yan yana evlerde komşu oldular. Kimi tandırda ekmek pişirir, kimi yufka açar, kimi kapı önünde torun bezi örerdi. Kimi oğlunu askere yollar, kimi kızını gelin ederdi. Acıları da sevinçleri de yine birlikte yaşadılar. O mahalle de tıpkı eski köy gibi sıcak ve samimiydi. Belki biraz daha gürültülü, belki biraz daha kalabalıktı ama dostluklar hâlâ eskisi gibiydi. Bir Vedanın Sessizliği Ta ki bir gün… İçlerinden biri taşınacağını söyledi. “Etme bacım,” dediler. “O zengin apartmanlarında yufka nasıl pişecek?” “Bahçesiz evde nane nerede büyür, tere nerede toplanır?” “Ayakların betona basacak, nefesin kesilecek…” Ama kadın yorgundu. “Artık emekli oldu benim adam,” dedi. “İnsan gibi yaşamak istiyorum. Bu çatısı çatlamış gecekondu evinden çıkmak, toprak toprak kokan yorgunluğu üzerimden atmak istiyorum. Sessiz bir balkonum olsun… Çoluk çocuk da evlendi nasılsa...” Balkona Giden Yolun Ardındaki Hüznü Taşındı. Tüm arkadaşları onu uğurlamak için toplandı. Kamyonun arkasında sallanan eski koltukları, yorgun halıları, kırık sandalyeleri izlediler. Gözleri doldu. Sanki onunla birlikte çocuklukları, gençlikleri, bahçede kurdukları hayaller de gidiyordu. Kadının evi boş kaldı. Ama duvarlarında hâlâ dostluğun sesi yankılanıyordu. Yeni Evin Parıltısı ve Eski Mahallenin Gölgesi Aylar sonra içlerinden biri, o taşınan kadını ziyarete gitti. Döndüğünde, mahalledeki kadınlar merakla toplandı. Anlattı: “Bir güzel evi var ki… Her yeri bembeyaz, pırıl pırıl. Yeni koltuk takımı almış, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi… Mutfağı madalya gibi dizilmiş. Balkonu var, çiçeklerle dolu. Gelin gibi evi olmuş.” Kadınlar gülümsedi. Sonra ığde ağacının gölgesine geçip ayaklarını toprağa uzattılar. Sessizce örgülerine devam ettiler. O Beklenmeyen Haber Kısa bir süre sonra yeni bir haber geldi. O taşınan arkadaşları hastalanmıştı. Ağır bir hastalığa yakalanmıştı. Tedavi gördü. Ama olmadı. Gitti. Çok üzüldüler. “Yeni evin, yeni eşyaların tadını bile çıkaramadan gitti,” dediler. “O kadar çabaladı, sonunda rahat edecekti… Meğer rahatı ölümdeymiş.” Mahalleye Çöken Sessizlik Ve uzun bir sessizlik oldu. Sanki tüm mahalle, o boş kalan gecekonduya dönüp yeniden baktı. Ev değil, bir ömür boş kalmıştı artık. Çocukluklar, kahkahalar, bahçede sarılıp ağlanan günler… Hepsi bir gölge gibi çekilmişti oradan. Çünkü toprakta büyüyen arkadaşlık, betonun üstüne sığmıyordu. Ve bazı dostluklar, yalnızca toprakta kök salabiliyordu. Meltem Yalçın #ToprakKokanÇocukluk #MahalleKültürü #GöçHikayesi #YufkaAçılanEvler #Nostalji #KadınHikayeleri #SessizVeda #GecekonduHayatı #MahalleArkadaşlığı #HayatınKırılganlığı #BirÖmrünHatırası #GöçmenKadınAnlatıları