Selçuklular Kimdir, Tarihi, Kültürü ve Mirası Nelerdir? (Detaylı Anlatım)
Selçuklular, Türk-İslam tarihinin en önemli ve en güçlü devletlerinden biridir. Oğuzların Üçoklar kolunun Kınık boyuna mensup olan Selçuklular, adlarını Oğuz Devleti’nin ordu kumandanı Selçuk Bey’den alırlar.
Selçuk Bey’in beş oğlu vardı: Mîkâil, Arslan (İsrâil), Mûsâ, Yûsuf ve Yûnus. Mîkâil’in iki oğlu Dâvud (Çağrı Bey) ve Muhammed (Tuğrul Bey) dedeleri tarafından büyütüldüler ve anneleri Türk geleneğine göre amcaları Yûsuf ile evlendirildiler.
Selçuklular 10. yüzyılın sonu ile 11. yüzyılın başlarında İslam’ı kabul ettiler. Aral Gölü yakınında güç kazandıktan sonra ilk olarak Horasan’ı ele geçiren Selçuklular, buradan İran içlerine doğru ilerlediler ve ardından Anadolu’daki şehirleri kontrol altına aldılar. Selçuklular Hindukuş Dağları’ndan Batı Anadolu’ya ve Orta Asya’dan Basra Körfezi’ne kadar uzanan geniş bir alanı kontrol ettiler.
Selçuklular’ın Kurduğu Devletler
Selçuklular’ın kurdukları devletler şunlardır:
Büyük Selçuklu İmparatorluğu (1040-1157): Selçuklular’ın en güçlü dönemi olan Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Tuğrul Bey tarafından kuruldu ve Alp Arslan, Melikşah, Sencer gibi sultanlar tarafından geliştirildi. Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Malazgirt Savaşı’nda Bizans’ı yenerek Anadolu’nun kapılarını Türklere açtı ve Haçlı Seferleri’ne karşı direndi. Ancak iç karışıklıklar ve Moğol istilası sonucunda yıkıldı.
Anadolu Selçuklu Devleti (1077-1308): Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra ortaya çıkan Anadolu Selçuklu Devleti, Kılıç Arslan tarafından kuruldu ve Alâeddin Keykubad, Sultan Mesud gibi sultanlar tarafından güçlendirildi. Anadolu Selçuklu Devleti, Miryakefalon Savaşı’nda Bizans’ı yenerek Anadolu’nun hakimi oldu ve Moğol istilası sonrasında da varlığını sürdürdü. Ancak ilhanlılarla yapılan savaşlar ve beyliklerin bağımsızlıklarını ilan etmeleri sonucunda yıkıldı.
Kirman Selçukluları (1048-1187): İran’ın Kirman bölgesinde Büyük Selçuklu İmparatorluğu’na bağlı olarak kurulan Kirman Selçukluları, Kavurd Bey tarafından kuruldu ve Turan Şah, Ahmed Sencer gibi sultanlar tarafından yönetildi. Kirman Selçukluları, kültürel ve ekonomik açıdan gelişmiş bir devletti. Ancak Oğuzlar ve Harzemşahlar tarafından yıkıldı.
Irak Selçukluları (1118-1194): Irak bölgesinde Büyük Selçuklu İmparatorluğu’na bağlı olarak kurulan Irak Selçukluları, Mahmûd b. Muhammed Tapar tarafından kuruldu ve Muhammed b. Mahmûd, Zengî gibi sultanlar tarafından yönetildi. Irak Selçukluları, Haçlı Seferleri’ne karşı mücadele etti. Ancak Harzemşahlar tarafından yıkıldı.
Suriye Selçukluları (1079-1117): Suriye bölgesinde Büyük Selçuklu İmparatorluğu’na bağlı olarak kurulan Suriye Selçukluları, Tâcüddevle Tutuş tarafından kuruldu ve Dukak, Böri gibi sultanlar tarafından yönetildi. Suriye Selçukluları, Haçlı Seferleri’ne karşı mücadele etti. Ancak Eyyubiler tarafından yıkıldı.
Büyük Selçuklu İmparatorluğu
Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Türk-İslam tarihinin en güçlü devletlerinden biridir. Oğuzların Kınık boyuna mensup olan Büyük Selçuklular, adlarını Oğuz Devleti’nin ordu kumandanı Selçuk Bey’den alırlar. Selçuk Bey’in beş oğlundan ikisi olan Dâvud (Çağrı Bey) ve Muhammed (Tuğrul Bey), dedeleri tarafından büyütüldüler ve anneleri Türk geleneğine göre amcaları Yûsuf ile evlendirildiler.
Büyük Selçuklular 10. yüzyılın sonu ile 11. yüzyılın başlarında İslam’ı kabul ettiler. Aral Gölü yakınında güç kazandıktan sonra ilk olarak Horasan’ı ele geçiren Büyük Selçuklular, buradan İran içlerine doğru ilerlediler ve ardından Anadolu’daki şehirleri kontrol altına aldılar. Büyük Selçuklular Hindukuş Dağları’ndan Batı Anadolu’ya ve Orta Asya’dan Basra Körfezi’ne kadar uzanan geniş bir alanı kontrol ettiler.
Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Tuğrul Bey (1016–63) tarafından 1037’de kuruldu. Tuğrul’u büyüten dedesi ve Oğuz Yabgu Devleti’nde yüksek makam sahibi olan Selçuk Bey, adını hem ülkeyi yöneten hanedana hem de imparatorluğa verdi. Tuğrul Bey, Gazneliler ile yaptığı savaşlarda başarılı oldu ve Horasan’ın tamamını ele geçirdi. 1055’te Bağdat’a girdi ve Abbasi halifesi tarafından “Doğu’nun ve Batı’nın Sultanı” unvanını aldı.
Tuğrul Bey’in ölümünden sonra yerine kardeşi Çağrı Bey geçti. Çağrı Bey de Gazneliler ile mücadele etti ve Merv’i başkent yaptı. Çağrı Bey’in ölümünden sonra yerine oğlu Alp Arslan (1063–72) geçti. Alp Arslan, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun en önemli sultanlarından biridir. Alp Arslan, Gazneliler’i tamamen ortadan kaldırarak Hindistan’a kadar ilerledi. Ayrıca Bizans ile yaptığı Malazgirt Savaşı’nda büyük bir zafer kazandı ve Anadolu’nun kapılarını Türklere açtı.
Alp Arslan’ın ölümünden sonra yerine oğlu Melikşah (1072–92) geçti. Melikşah da babası gibi başarılı bir sultandı. Melikşah döneminde Büyük Selçuklu İmparatorluğu en geniş sınırlarına ulaştı. Melikşah, Anadolu’da Türkiye Selçuklu Devleti’ni, İran’da Kirman Selçukluları’nı, Suriye’de Suriye Selçukluları’nı ve Irak’ta Irak Selçukluları’nı kurdu. Bu devletler Büyük Selçuklu İmparatorluğu’na bağlı olarak yönetildi. Melikşah ayrıca Haçlı Seferleri’ne karşı mücadele etti ve Kudüs’ü korudu.
Melikşah’ın ölümünden sonra yerine oğlu Sencer (1097–1157) geçti. Sencer, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun son büyük sultanıdır. Sencer, babası gibi imparatorluğu genişletmeye çalıştı ancak karşılaştığı sorunlar nedeniyle başarılı olamadı. Sencer döneminde imparatorluk iç karışıklıklar, isyanlar, taht kavgaları ve Moğol istilası gibi tehditlerle zayıfladı ve parçalandı. Sencer’in ölümünden sonra Büyük Selçuklu İmparatorluğu resmen sona erdi.
Anadolu Selçuklu Devleti
Anadolu Selçuklu Devleti, Türklerin Anadolu’ya girdikten sonra oluşturdukları ilk siyasi yapıdır. Devlet, Süleyman Şah tarafından kurulmuş ve Türk-İran sentezli bir devlettir. İslam dinini devletin resmi dini olarak benimsemiş olan devlet mezhep olarak sunniliği seçmiştir.
Anadolu Selçuklu Devleti, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra ortaya çıkan devletlerden biridir. Büyük Selçuklu İmparatorluğu, 1092 yılında bölünerek 4 parçaya ayrılmış ve daha sonra beyliklere bölünerek Osmanlı İmparatorluğu’nun tarih sahnesine çıkmasına neden olmuştur. Anadolu Selçuklu Devleti, 1077 yılında Süleyman Şah tarafından kurulmuştur. Süleyman Şah, Bizans ile yaptığı savaşlarda başarılı oldu ve Nikaia (İznik) şehrini başkent yaptı.
Süleyman Şah’ın ölümünden sonra yerine oğlu Ebu’l Kasım geçti. Ebu’l Kasım da Bizans ile mücadele etti ancak başarılı olamadı ve öldürüldü. Ebu’l Kasım’ın ölümünden sonra yerine kardeşi Kılıç Arslan (1092–1107) geçti. Kılıç Arslan, Anadolu Selçuklu Devleti’nin en önemli sultanlarından biridir. Kılıç Arslan, Bizans ile yaptığı savaşlarda başarılı oldu ve Anadolu’nun büyük bir kısmını ele geçirdi. Ayrıca Haçlı Seferleri’ne karşı mücadele etti ve Konya’yı başkent yaptı.
Kılıç Arslan’ın ölümünden sonra yerine oğulları geçti ancak aralarında taht kavgaları çıktı. Bu dönemde Anadolu Selçuklu Devleti zayıfladı ve Danişmentliler gibi beylikler güç kazandı. Bu durumdan yararlanan Bizans imparatoru Aleksios Komnenos, Anadolu’da ilerledi ve bazı şehirleri geri aldı. Ancak bu durum uzun sürmedi ve Anadolu Selçuklu Devleti yeniden toparlandı.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin son parlak yılları Alâeddin Keykubad (1219–37) dönemidir. Alâeddin Keykubad, babası Gıyaseddin Keyhüsrev’in öldürülmesinden sonra tahta geçti. Alâeddin Keykubad, hem iç hem de dış düşmanlara karşı başarılı oldu. Alâeddin Keykubad, Anadolu’daki beylikleri kontrol altına aldı ve Bizans ile yaptığı savaşlarda başarılı oldu. Ayrıca Moğol istilası sonrasında Anadolu’ya gelen Türkmenleri yerleştirdi ve Anadolu’nun Türkleşmesine katkıda bulundu.
Alâeddin Keykubad’ın ölümünden sonra yerine oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev II (1237–46) geçti. Gıyaseddin Keyhüsrev II, babası gibi başarılı bir sultan değildi. Gıyaseddin Keyhüsrev II, Moğollar ile yaptığı Kösedağ Savaşı’nda yenildi ve Anadolu Selçuklu Devleti Moğol egemenliğine girdi. Bu durum Anadolu Selçuklu Devleti’nin sonunu hazırladı.
Anadolu Selçuklu Devleti, Moğol egemenliği altında zayıflamaya devam etti. Sultan Mesud (1280–98) döneminde Moğollara karşı ayaklanmalar çıktı ancak başarılı olamadı. Sultan Mesud’un ölümünden sonra yerine oğlu Alâeddin Keykubad II (1298–1302) geçti ancak kısa süre sonra öldü. Alâeddin Keykubad II’nin ölümünden sonra yerine oğlu Gıyaseddin Mesud II (1302–08) geçti ancak taht kavgalarına girdi. Bu sırada Anadolu’da Osmanlı Beyliği gibi yeni beylikler güç kazandı ve Anadolu Selçuklu Devleti 1308 yılında resmen sona erdi.
Selçuklu Kültürü ve Uygarlığı
Selçuklu kültürü ve uygarlığı; Orta Asya, İran ve Anadolu gibi üç farklı coğrafyanın harmanlandığı bir kültür olarak karşımıza çıkmaktadır. Selçuklu Devleti çok uluslu bir yapılaşmaya sahip olduğu için sanat anlayışı bireysellikten çok kültürel çeşitliliğin birlikteliğine dayanmaktadır.
Selçuklu Devleti’nde devlet teşkilatı, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’ndan miras alınmıştır. Devletin başında Sultan bulunurdu. Sultan adına hutbe okutulur, para basılır, büyük mahkemeye başkanlık ederdi.
Sultan’ın en büyük yardımcısı Vezir’di. Vezir, devlet işlerini yürütür, divanlara başkanlık ederdi. Divanlar ise devletin çeşitli kurumlarını yöneten dairelerdi. Divan-ı Saltanat, Divan-ı Tuğra, Divan-ı İstifa, Divan-ı Arz ve Divan-ı İnşa gibi divanlar vardı. Taşra teşkilatında ise eyaletlerin başında Melikler bulunurdu. Melikler Sultan’a bağlı olarak eyaletleri yönetirlerdi.
Selçuklu Devleti’nde sosyal hayat, İslam dininin etkisi altındaydı. Halkın büyük çoğunluğu Sünni Müslümandı. Hanefi mezhebi yaygındı. Ayrıca Şafiî ve Maliki mezhepleri de vardı. Selçuklular döneminde tasavvuf akımı da gelişti. Ahmed Yesevî gibi mutasavvıflar halk arasında sevilerek dinlenirdi.
Selçuklular döneminde sınıfsız bir cemiyet hayatı vardı. Halkın büyük kısmını Türkmenler oluşturuyordu. Türkmenler göçebe veya yarı göçebe bir yaşam sürerlerdi. Şehirlerde ise ticaret ve zanaat erbabı ile memurlar ve ilim adamları yaşardı.
Selçuklu Devleti’nde eğitim-öğretim faaliyetleri önemli bir yer tutuyordu. Eğitim-öğretim ilk defa Sultan Alparslan zamanında devletin kontrolüne alındı ve korundu.
Bağdat’ta ilk örneği yapılan Nizamiye medreseleri zamanla ülkenin birçok merkezinde yaptırıldı. Medreselerde dinî bilgiler yanında müspet ilimler de okutulurdu. Matematik, astronomi, tıp, felsefe, mantık, coğrafya, tarih gibi ilimler gelişti. Selçuklu Devleti’nde yetişen önemli bilim adamları arasında Ömer Hayyam, İmam Gazalî, Kaşgarlı Mahmud, Farabi, İbn-i Sina, Biruni gibi isimler sayılabilir.
Selçuklu Devleti’nde sanat faaliyetleri de gelişmişti. Selçuklu sanatı, İslam sanatının bir kolu olarak kabul edilir. Selçuklu sanatında geometrik ve bitkisel motifler ile hayvan ve insan figürleri kullanılırdı. Selçuklu sanatının en önemli eserleri mimaride görülür. Cami, medrese, türbe, kervansaray, han, hamam, köprü gibi yapılar Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşır. Selçuklu mimarisinde tuğla ve taş malzeme kullanılırdı. Kubbeler, kemerler, sütunlar, revaklar, minareler ve portal gibi unsurlar mimariyi zenginleştirirdi.
Selçuklu mimarisinin önemli eserleri arasında Sultanhanı Kervansarayı, Alaeddin Camii, Çifte Minareli Medrese, İnce Minareli Medrese, Karatay Medresesi sayılabilir.
Selçuklu Devleti’nde edebiyat da gelişmişti. Edebiyat üç dalda gelişti: Divan Edebiyatı, Tasavvuf Edebiyatı ve Halk Edebiyatı. Divan Edebiyatı Arapça ve Farsça etkisi altında gelişti. Şiir ve nesir eserler verildi. Enverî, Nizamî, Hakanî divan edebiyatının önemli şairlerindendi. Tasavvuf Edebiyatı ise İslam mistisizminin etkisi altında gelişti. Tasavvuf edebiyatında şiir daha çok kullanıldı. Ahmed Yesevî, Yunus Emre tasavvuf edebiyatının önemli şairlerindendi. Halk Edebiyatı ise Türkçe’nin etkisi altında gelişti. Halk edebiyatında şiir ve destanlar verildi. Kaşgarlı Mahmud’un Divan-ü Lügati’t-Türk’ü halk edebiyatının önemli eserlerindendi.
Selçuklu Devleti’nin Sonu ve Mirası
Selçuklu Devleti, 13. yüzyılın ikinci yarısından itibaren çeşitli sebeplerle zayıflamaya ve parçalanmaya başladı. Bu sebepler arasında şunları sayabiliriz:
Moğol istilası
Moğollar, 13. yüzyılın başlarında Orta Asya’dan batıya doğru ilerleyerek İslam dünyasını tehdit ettiler. Moğollar, 1243 yılında Kösedağ Savaşı’nda Anadolu Selçuklu Devleti’ni yenerek Anadolu’yu egemenlikleri altına aldılar. Moğol istilası, Anadolu Selçuklu Devleti’nin siyasi bağımsızlığını kaybetmesine, ekonomik ve sosyal hayatın bozulmasına, kültür ve sanat faaliyetlerinin gerilemesine neden oldu.
Taht kavgaları
Anadolu Selçuklu Devleti’nde sultanların ölümünden sonra tahta geçecek veliaht belirlenmemişti. Bu durum hanedan üyeleri arasında taht kavgalarına yol açtı. Taht kavgaları, devletin siyasi birliğini bozdu, iç karışıklıklara sebep oldu, devlet otoritesini zayıflattı.
Beyliklerin bağımsızlaşması
Anadolu Selçuklu Devleti’nde eyaletlerin başında bulunan melikler, sultanlara bağlı olarak eyaletleri yönetirlerdi. Ancak devletin zayıflamasıyla birlikte melikler bağımsızlaşmaya başladılar. Melikler kendi adlarına hutbe okutturup para bastırarak sultanlara karşı isyan ettiler. Böylece Anadolu Selçuklu Devleti parçalanarak birçok beyliğe bölündü.
Haçlı Seferleri
Haçlı Seferleri, 11. yüzyılın sonunda başlayan ve 13. yüzyılın sonuna kadar süren Hristiyan Avrupa’nın Kudüs’ü Müslümanlardan geri almak için düzenlediği askeri seferlerdir. Haçlı Seferleri, Anadolu Selçuklu Devleti’ni hem Bizans hem de Haçlılarla mücadele etmek zorunda bıraktı. Haçlı Seferleri, Anadolu Selçuklu Devleti’nin askeri ve ekonomik kaynaklarını tüketti, Anadolu’da istikrarsızlık yarattı.
Bu sebeplerden dolayı Anadolu Selçuklu Devleti 1308 yılında resmen sona erdi. Ancak Selçuklu Devleti’nin Türk ve dünya tarihindeki önemi ve etkisi büyüktür.
Selçuklu Devleti’nin önemi
Selçuklu Devleti’nin önemini ve etkisini şöyle özetleyebiliriz:
Selçuklu Devleti, Türklerin Anadolu’ya yerleşmesini sağladı. Anadolu, Türklerin yeni yurdu oldu. Selçuklu Devleti, Anadolu’da Türk-İslam kültürünü yaydı ve yerleştirdi. Selçuklu Devleti, Anadolu’nun Türkleşmesine ve İslamlaşmasına katkıda bulundu.
Selçuklu Devleti, İslam dünyasının en güçlü ve etkili devletlerinden biri oldu. Selçuklu Devleti, İslam dünyasını Haçlı Seferleri’ne karşı korudu. Selçuklu Devleti, İslam dünyasında siyasi, ekonomik ve kültürel birliği sağladı.
Selçuklu Devleti, kültür ve uygarlık alanında büyük gelişmeler kaydetti. Selçuklu Devleti, bilim, sanat, edebiyat, mimari gibi alanlarda önemli eserler verdi. Selçuklu Devleti, Türk kültür ve uygarlığının zenginleşmesine ve çeşitlenmesine katkıda bulundu.