Samim Kocagöz (1916 – 1993) – Yarıntı (Telli Kavak, 1941)

Samim Kocagöz bütün hikayelerinin konularını, gördüğü, tespit ettiği olaylardan çıkarmış ve içinde yaşadığı, yakından tanıdığı Batı Anadolu’yu tasvir etmiştir. Öykülerinde kişilerinin çevrelerine ve törelerine bağlı yaşayışlarını doğayla iç içe vermiştir. Öykülerinde köylülerin basit yaşayışlarını ve davranışlarını romanlarından daha başarılı olarak anlatmıştır. Romanlarıyla hemen hemen aynı yörelerde geçen öykülerinde de buralarda yaşayan ve yazarın tanıdığı ya da onların benzerleri olan kişileri buluruz. Yarıntı’da anlatılan mekan Aydın’ın Söke ilçesine bağlı olan Burunköy’dür. Kırk gündür yağan yağmur sonucu taşan Menderes Irmağı’nın tarlalarına zarar vermemesi için köyün erkeklerinin yaptıkları mücadele anlatılır. “Kırk gündür, mütemadiyen yağan yağmur, nihayet yapacağını yapmıştı. Sanki bulutlar, Beşparmak Dağı ile Samsun dağlarının arasına sıkışmış kalmış idi; başka bir tarafa gidemiyor, hep Balat Ovası’nı sele boğuyordu. Büyük Menderes’te bu işe memnun, kabarıyor, şişiyor, nazlı nazlı akıyordu… İşte şimdi de çoşmuş, koca ovayı kaplayıverecekti. Senelerden beri bu onun adeti idi. Bazı seneler ise yarıntıyı patlatamaz, yarıntıyı aşamazdı. Böyle senelerde, Söke halkının ve Söke’nin bütün köylerinin yüzü gülerdi.”

Richard Kalvar, Ankara, 1979