Neşet Bozkurt -Zihin karmaşası

Tamda son zamanlarımı yaşıyorum derken karşıma çıkan ilk fırsata atladım.

Dilimde dünden kalma anason kokusu, duvarlarda yalnızlık kokulu rüyalar ve en son çöp kenarında uyuklamalarım dururken. Yeni bir umut peydahladım şu bakire zihnimin uçkur köşlerinde... İnsandık ya yenik düşmek kaderimizde vardı. Hayır!

Diye baş kaldırdı bedenim ve zihnim. Asla mahkum olmayacaktım dünyanın ve bedenimin bana dikte ettiği hiç bir şeye...

Çöp kovası bütünlüğünde yaşama tutunma savaşlarından, teknolojik dürzülüklere kadar her şey garip bir kurmacanın eseri olsa gerek... Büyük sanılan ve bizleri yıllarca esir alan başarı zırvalarından kurtulmak adına son yalpalayışlarımla baş başayım artık. Derin dehlizlerden geçerken umudum denen silahın son tanelerini de kaybetmek olumsuz dünyanın en olumlu peydahlarındandı.

Bir karınca sırtında yüksek damlaların ahengine kapılan gözlerim rüyalar aleminin en derin karanlıklarında kendi zamanının olgusuna kapılmak üzereyken uyanmanın zamanı gelmişti. Belki de uyanmak en kötü seçimdi. Uyanmak ve uyumak hangisi kader denen zilletten kurtarabilirdi ki insanı. Uyumak iyi gibi görünse de uyurken kötü olabilirdi insan. Uyumak kötü rüyalara gebe bir atmosferin beyin uyuşukluğuyla bütünleşmesi, uyumak zihnin insanı sabote edip etkisiz kılması olabilir miydi?

Bir çok serzeniş beyin denen et parçasında dönüp dururken kötü olan koynumda bir çöp kovası kenarını benimle paylaşan hamam böceği mi?