Meryem Yılmaz Çabalar Kimdir?

Okurlar sizi nasıl bir şair olarak tanımalı? Şiir yolculuğunuz nasıl başladı ve şiirinize ilham veren ilk kıvılcım genellikle nereden doğar; bir duygu mu, bir kelime mi, yoksa bir sessizlik mi?  

Şiir yazıyor olabilirim ama şair değilim. Bu yolda emek harcamış şairlere haksızlık etmek istemem. Benimkisi belki bir dışa vurum, duygu ortaklığı diyebilirim. İlkokula başladığım yıllardaki öğretmenimin öğrenim duyarlılığındaki çabaları etkili olmuştur. Özellikle derste gazete okutma alışkanlığı ve okuduğumuz haberle ilgili yorum, ana fikir üzerindeki yazım ve tartışma etkili olmuştur. Bazen de bir kelime, bir cümle veya bir konu üzerinde kompozisyon yazdırma tekniği etkili olmuştur. Yaşantımın farklı dönemlerinde yazmışımdır ve yazmaya da devam ediyorum. Yaşama dâhil olan bütün etkenler farklı şekilde ilham verir. Duygu da var, sözcüklerde var.

Şiirlerinizdeki imgeler ve sesler nasıl oluşuyor? Gerçek yaşamdan mı besleniyorlar, yoksa içsel sezgilerinizin bir yansıması mı?

Yaşamın kendisi besler beni. Toplum, doğa dinamiklerini oluşturan her şey yüreğime, zihnime ne kadar vuruyorsa öyle çıkıyor. Bazen bir sözcüğün arkasına, bazen bir olayın kendisine bazen de bende bıraktıklarına takılırım sanırım.

Yazma sürecinizde tıkandığınızı hissettiğiniz anlar oluyor mu? Bu duraklamalarla ve içsel suskunluklarla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Mutlaka olur. Duraksamalar süreci biriktirme ve olgunlaştırma sürecidir. Zihnimde sık yoklamalar olur, kelimeler cümleler çarpışır. Zihnimin sayfaları sürekli açılır kapanır, huzursuzluk hissederim.

Şiirlerinizle okura bırakmak istediğiniz temel bir duygu, düşünce ya da iz var mı? Bu etkiyi hangi şiirinizde daha belirgin hissediyorsunuz?

Aslında bütün şiirlerimde bir duygu, bir iz vardır; çünkü insan, psikoloji, toplum, doğa odaklı hayatın içinden yazıyorum. Hepimize bir ucundan dokunuyor mutlaka. Hepsi de çok etkiliyor. Dünümde Tutuklu Kaldım, Yansımalar, Üşüten Ateş, Anneye Mektup, Ülkemin Kadın Karnesi gibi her okuduğumda yeniden yeniden etkiler beni.

Şiirde kurduğunuz “ben” ile kendi benliğiniz arasında nasıl bir bağ var? Şiir sizin için bir özdeşleşme mi, yoksa bir mesafe kurma alanı mı?

Şiir kendinizle kurduğunuz bağlantıdır. Mesafe koyduğunuzda duygudan uzaklaşırsınız. İnsansınız, bu dünyada yaşıyorsunuz, var olanı görmezden gelemezsiniz, gözlerinizi kapatamazsınız. İnsan olmanın en büyük kazanımı duygu ve akıldır.

Şiir yazarken sizi besleyen edebi kaynaklar ve disiplinler nelerdir? Klasik şiir, çağdaş şiir ya da başka sanat dalları şiirinizi nasıl etkiliyor?

Sanatın bütün dalları birbirleriyle bağlantılıdır ve birbirlerini besler. Bütün sanat dallarından etkilenme oranı duygu durumunuza göre farklılık gösterir. Bazen bir şiirin bir cümlesine takılırsınız, bazen bir şarkının sözlerine, bazen bir heykelin duruşuna, bazen bir film sahnesine.

Bir şiir genellikle nasıl doğar? Bir dizeyle mi, bir ritimle mi, yoksa tarif edilemeyen bir duyguyla mı başlar? Yazarken şiirin sizi yönlendirmesine izin verir misiniz?

Hepsi de mümkün. Bazen siz şiiri tamamlarsınız, bazen şiir sizi tamamlar.

Şiirlerinizde yer alan imgelerin ya da seslerin gerçek hayatta karşılığı olan anlar veya kişiler bulunuyor mu?

Yaşamdan besleniyorsunuz, hayatın içindesiniz, mutlaka olacaktır.

Şiirlerinizin okurda nasıl bir etki bırakmasını umut ediyorsunuz? Sessiz bir sarsıntı mı, kalıcı bir iç konuşma mı?

Farkındalık, duyarlılık, empati sorgulama ve sorgulanma isterim.

Şiirinizde hangi dilsel, biçimsel ya da tematik sınırları zorlamayı önemsiyorsunuz?

Beş duyunun yanı sıra yüreklerini zihinlerini zorlamayı hedeflerim. Biraz dilsel, biraz tematik uyaranları kullanırım.

Yazarken size eşlik eden bir ritüeliniz var mı? Belli bir zaman, mekân ya da ruh hâli şiiri çağırır mı?

Zihnim ve yüreğimde baş başa kaldığım zamanlardır. Bazen yalnız olursunuz ama ne zihin yüreği içine alır, ne de yürek zihni içine. İkisinin karşılıklı daveti lazım.

İlk kitabınızı yayımlama sürecinde karşılaştığınız zorluklar nelerdi? Bu sürecin sizi bir şair olarak nasıl dönüştürdüğünü düşünüyorsunuz?  

Zorluktan çok kararsızlıklar, yayınevine güven, ekonomik yükü toplumdaki karşılığı daha çok düşündürüyor. Günümüzde ve ülkemizde bu tür çalışmalar çok karşılık bulmuyor. Oysa bir toplumu ayakta tutan, insanı iyileştiren en güçlü şey sanattır. Benimkisi biraz farkındalık sağlamaktır.

Şiirlerinizde derinliği nasıl kuruyorsunuz? İmgeler, boşluklar ve suskunluklar sizin için ne ifade ediyor?

Olayların insan üzerinde yarattığı psikolojik etkilerinden daha çok besleniyorum. Bende ve karşıda bıraktığı, bırakacağı duygu ve düşüncelerle düşünmeye ve duymaya davet ediyorum. Sanıyorum çalışma ortamımın birebir insan odaklı olması etkiliyor.

Bir şairin yazma sürecindeki en büyük dayanağı sizce nedir? Disiplin mi, sezgi mi, sabır mı?

Disiplin ve sezgi diyelim. Sezgi olmadan kelimeler yanana dizilemiyor. Yaşam felsefesi olarak disiplinli olmayı seviyorum. İşlerinizi daha rahat yapıyorsunuz ve üretiyorsunuz.

Şiirleriniz daha çok kişisel yaşantılardan mı besleniyor, yoksa hayal gücünün dönüştürücü gücünden mi doğuyor?

Hayatın içinden görmek, fark etmek ve duyumsamak süzgecinden geçiyor.

Okurla nasıl bir bağ kurmak istiyorsunuz? Şiirlerinizin okurda uyandırmasını istediğiniz duygu ya da düşünce nedir?

Bendeki etki bu, ya sizlerde nasıl? Biraz sorgulamak, biraz kendilerinde özeleştiri yapmak, birazda olaylara farklı yönden bakma penceresini açmayı hedefliyorum.

Yazma sürecinde kendinizi nasıl motive ediyorsunuz? Bir şiiri tamamladığınızda içinizde nasıl bir duygu kalıyor?

Zihninizde olgunlaştırdığınız sözcükler elinize kalem almanızı sağlıyor zaten. Yazdıklarınızı yeniden okuyup seslendirip tekrar tekrar dinliyorsunuz. Yüreğinizden tamam diyorsanız; özgürlüğe yelken açmış gibi oluyorsunuz, rahatlamış, dingin ve mutlu.

Şiirlerinizde duyguyu ve içsel hâlleri nasıl aktarıyorsunuz? Okuru bu iç dünyaya hangi yollarla davet ediyorsunuz?

Toplumun içinde yaşadığı sorunları bilmek, toplumun bakış açısını, sosyolojik yapısını, değerlerini, normlarını, psikolojisini, iletişim ve beden dilini anlamak kısacası toplumun içinde her şeyiyle olmakla ve onların yerine olmakla aktarabiliyorsunuz.

Bugünlerde sizi etkileyen şairler, kitaplar ya da metinler neler? İçinde bulunduğunuz dönem şiirinizi nasıl besliyor?

Bu coğrafya çok zengin, geçmişten günümüze kadar gelen her hikâye aklıma düştükçe, okudukça, dinledikçe ayrı etkiler Günümüzün sorunları o kadar çok ki, dünyanın herhangi bir köşesinde yaşanan bir olaya hemen dâhil olabiliyorsunuz. İnsanın etkilenmemesi mümkün değil. Bende şiire dönüşüyor, bir diğerinde şarkı sözü oluyor, bir diğerinde resim oluyor. Herkeste yansımalar farklı olabiliyor.

Bir şair olarak kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz? Okuma, yazma ve düşünme pratiğiniz nasıl ilerliyor?

Okumak, gözlemlemek, izlemek, duyumsamak pratiğinde ilerler. Algıdaki seçicilik empatiyle birleşince yazıya dönüşüyor.

İlhamın tükendiğini hissettiğiniz anlarda ne yaparsınız?

Tükenme demeyelim, yoğunluğun değiştiği zamanlar olabiliyor. Hayatın kendisi gibi inişli çıkışlı ama özünüzü kaybetmiyorsunuz. Biliyorsunuz bir yerlerde mutlaka çıkacaktır.