MEMLEKETİMİN İNSANLARI HAKKINDA

MEMLEKETİMİN İNSANLARI HAKKINDA “Ağladığımda yalnız kalıyorsam Avuçlarımda ateş yakıyorsam Ve sen bunu umursamıyorsan Yere batsın senin insanlığın” Bu dörtlük Mehmet Acıoğlu’nun. Şiir “Memleketimin İnsanları” adlı kitabında altı kıta olarak sonlandırılmış. Bu şiirde genelde tüm dünya insanlığına bir mesaj, özelde de bu kadim topraklarda yaşayan bizlere bir sitem var. Nasıl olmasın ki; hemen her gün ne olaylarla karşılaşıyor, ne olumsuzluklara şahit oluyor fakat bir vurdumduymazlık, bir umursamazlık içinde hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyoruz. Bakıyoruz fakat görmüyor gibi davranıyoruz. İşte şairleri bu bakıp da görmeyenlerden ayıran şey de tam burada devreye giriyor. Şairler bildiğimiz gibi duygulu insanlardır. Hisli insanlardır. Gördükleri her şeyi his dünyasında misafir eder, onunla hemhal olur, onun dertleriyle dertlenir. Empati yapar. Nihayetinde o da bir insandır. Elinden gelen duygularını kaleme almaktır. Yazınca şiir olur, dillere düşer. Kitap olur ellere geçer. Bizde bu satırları şairin şiirlerinin kitaplaşması sonrası okuduğumuz şiirler sonrası kaleme almaktayız. Acıoğlu eğitim kökenli bir şairimiz. Aynı zamanda meslektaşız. Öğrencilerinden, onların ailelerinden ve diğer halkla iç içe olmanın verdiği bir avantaj ile gözlemlemeleri daha bir gerçekçidir. Doğduğu topraklarda hüküm süren töreyi en iyi bilenlerdendir. Yapılan ihanetler, çocukların çocukluklarını yaşayamamaları, yanık yanık söylenen hoyratlar, çekilen zılgıtlar hep hafızasındadır. Bunları bir dörtlüğünde şöyle dile getirir: “İhaneti bir taç yapmışsan başına Çocuk çığlıkları anlamsızsa kafanda Türküler sessiz kalmışsa yaşamında Yere batsın senin insanlığın” “Memleketimin İnsanları” yazarın ilk şiir kitabıdır ve içinde 48 şiir vardır. Şiirleri serbest şekilde, heceye, kafiyeye sıkıştırmadan içten geldiği gibi yazılmıştır. Hani şairler empati yapandır demiştik ya; Acıoğlu’da “Savaşta Kız Olmak” başlıklı şiirinde empati yapıp şöyle sesleniyor: “Beni yüreğimden vur baba Ve derine göm Tutsak baharın çiçeği olmaktansa Mezarımda yeşil ot olmayı yeğlerim Katlanamam artık Dağlarda yankılanan çığlıklara İnsanlık yerlerde sürüklenirken Meze olmak istemiyorum Hayvanlaşmış insanların gecesine…”  Şiirleri hep zulüm görenlerin çığlığı gibidir. Onlar adına isyanını dillendirmektedir. Hatta onlar adına ateşe atılmayı dahi göze almıştır. Belki bu sayede memleketin karanlıkları aydınlanacaktır kim bilir? “Atın Beni” şiirini bu duygularla yazmıştır: " Beni özgürlük ateşine atın Kucaklamak istiyorum alevlerini  Yanan bedenimde aydınlansın  Memleketimin her köşesi” AVA Yayınlarından çıkan “Memleketimin İnsanları” kitabını, bu memleketin bir ferdi olarak  acı gerçeklerimiz diyerek okudum. Ancak, memleketimizde bunların olduğu gibi nice güzelliklerin de olduğu bir gerçektir. Acaba okuyucuyu hep hüzünlendirecek şiirler yanında birkaç tane de umut verici şiirler olsa idi diye düşünmeden edemedim. Bunu da yazarın yeni kitaplarında göreceğimi ümit ediyorum. HALİL MANUŞ