Mahmud Yesari – Makbule Ateş

      Mahmut Yesâri’nin vücudunu çok hırpalayan coşkun ve nizamsız bir hayat tarzını sevmesi, ruhunun yalnız beden denilen mahbese değil, bütün bir cemiyet ve dünya yapısına karşı yarı şuurlu isyanının da neticesidir. Yarı şuurlu, çünkü tam olsaydı, bu köpürüş, onun mizacında ısırgan bir istihza ve eserinde romantik bir merhamet halinde kalmıyacak, ya sosyal ideallerin meşalesi halinde bir heyecan, yahut onları bir fikirler nizamı halinde sistemleştiren bir tefekkür bünyesi doğuracaktı. Kendi kendinden başka yakacak şey bulamayan  bu ateş, ocağını yıkarak söndü. Hedefini tâyinde zorluk çeken her ruh isyanının kaderi.

      Mahmut Yesari, 5 Mayıs 1895 tarihinde İstanbul’da Hattat Yesârîzâde Mustafa İzzet’in oğlu olarak doğmuştur. Hattat Yesârî Mehmed Esad’ın torunu olan Mahmut Yesari, soyadını sol eliyle yazdığı için Yesâri lâkabıyla anılan hattat dedesinden alır. Arapça bir kelime olan ‘yesar’, ‘sol taraf- sol’ anlamlarına gelmektedir. Mahmut Yesari yirminci yüzyıl romancısı ve piyes yazarıdır. Mahmud Yesari, İstanbul Lisesini bitirdi. Sanat hayatına daha on beş yaşında iken atılmış, “Gıdık” adlı mizahi bir dergide karikatürlerini yayınlamakla başlamıştır. Yesari’nin lise yıllarındaki esas hedefi resim eğitimi görmek ve bunun için de yurtdışına gitmektir. Resim öğrenimi için Avrupa’ya gideceği sırada. Dünya Savaşı çıktı. Bunun üzerine yedek subay olarak askere alındı. Çanakkale Anafartalar cephesinde görev aldı. Savaş bitince İstanbul’a döndü. Dönüşünde 1918–1919 yıllarında Diken ve Gıdık dergilerinde karikatürleri yeniden çıkmaya başladı.

  1920’lerde ise oyun yazarlığına yönelmiş yazın hayatına da ilgi göstermeye başlamıştır. Bu alandaki ilk ürünü olan Fidan Zehra adlı oyunu uyarlama bir eserdir. Oyunlarının çoğu Darülbedayi tarafından sahnelenmeye başlayınca tiyatro tenkitleri de yazmaya başlamıştır. Gazeteciliğe atıldığı bu yıllarda tiyatro etkinlikleri yapmakta, tiyatro oyunlarını eleştirmekte, dergi de çıkarmaktadır. 1920- 1921 yıllarında yazılarının çıktığı “Yarın” adlı dergidir.

     Oyun yazarlığından sonra öykü ve roman yazarlığına yönelmeye başlar. İlk öyküleri “Resimli Her şey”, “Yedigün” ve “Yarımay” gibi dergilerde yayımlanır. İlk romanları da gazetelerde tefrika edilmeye başlamıştır. Bu yıllar arasında telif ve uyarlama oyunlar da yazmayı sürdürmektedir.

Mahmut Yesari, 1923 yılında Refik Ahmet Nuri Sekizinci ve Reşat Nuri Güntekin ile birlikte “Kelebek” adında haftalık mizah dergisi çıkardı. Kelebek dergisinde ileride Çulluk, Tipi Dindi ve Su Sinekleri gibi eserlerle oldukça ustalaşacağı bir türün denemesine girişir; ilk romanı Bir Namus Meselesi’ni tefrika eder. Piyesler yazmaya başladı. Daha sonra roman ve hikayeler yazdı. Bunlarda hayattan alınmış sahneler çoktur.

Romanları daha romantiktir. İlk romanının adı Namus’tur. Tiyatro sahnesine trajedi yazmakla girdi, sonra komediye yöneldi. Piyeslerinden ekserisi, Darülbedayi tarafından temsil edilmiştir. Günlük gazetelerde edebiyat ve tiyatro alanında kısa tanıtım ve eleştirileri çıktı. Tiyatro uyarlamaları yaptı. Romanlarında sade bir dile ve gerçekçi diyaloglara yer verdi.

Mahmut Yesari’nin “Çoban Yıldızı” adlı romanı 1983’te               

Y. Yılmaz tarafından filme alındı. “Kudret Helvası” adı ile uyarladığı oyunu ise Nazım Hikmet (Mümtaz Osman adı ile) senaryolaştırdı ve Muhsin Ertuğrul tarafından “Söz Bir Allah Bir” adı ile filme çekildi. Hayatının sonuna kadar çeşitli dergi ve gazetelerde yazı hayatını sürdürdü. 1945’te verem tedavisi gördüğü Yakacık Sanatoryumunda 50 yaşında vefat etti.

Gün oluyor onu ,ölecek gibi seviyorum; gün oluyor, bucak bucak kaçıyorum...Tutulmak kolay, ama vazgeçmek biraz güçce...

                                                                                                                                         Makbule Ateş