Kürt Kültürünün Anatomisi – Mehmet Akbaş
Bir ulusun yaşamasında en önemli unsur sözlü ve yazılı edebiyattır. İnsanlık tarihi boyunca sürekli savaşın hüküm sürdüğü Kürdistan coğrafyası yaşanılan büyük trajediler kadar Kürt edebiyatına sözlü ve yazılı katkılar sunmuştur.
Dünya edebiyatında da kendisine yer bulan birçok eser Kürt kültürünü ve yaşam biçimini de tanıtma fırsatı bulmuştur.
Baba Tahir’in “DUBEYTİ” romanıyla başlayan ilk Kürt yazılı eser furyasını, Ahmed-i Hânî, Feqîyê Teyran (Fakî-yi Tayran) ve Ali Hariri gibi o dönemde bu coğrafyada yaşayan en önemli isimler de geliştirerek devam ettirmişlerdir.
Kürt edebiyatının ilham aldığı konular oldukça büyük bir coğrafya olmasına rağmen, gerektiği kadar önemsenmemesinin nedenini Ahmed-i Hânî şöyle açıklıyor:
Eğer birlik ve beraberlik içinde olsaydık,
Romanlar ve Farslar bizi yönetemezlerdi.
O zaman elde ederdik ilmi ve kalemi
Yalan sözler ortaya çıkar ve elenirdi.
Hakikat mutlak ortaya çıkardı.
Birinci dünya savaşından sora ise Kürtlerin yaşadığı topraklar, Türkiye, Suriye, İran ve Irak sınırları içinde kalmasıyla bu bölgelerde yeşeren Latin alfabesi Kürt yazar ve şairler tarafından da kullanılmaya başlanmıştır.
Celadet Ali Bedirhan tarafından 57. Sayısı basılmış olan Kürt Edebiyatı Dergisi (Havar) Latin alfabesi ile yazılmıştır. Yakın tarihimize iz bırakmış Mehmet Uzun gibi Kürt yazar ve Şairler de Edebiyatta sadeleşme ve Modernleşme hareketlerinden etkilenerek Kürt edebiyatı ve Dünya Edebiyatına katkı sunmuşlar.