Kırmızı Kurdele – Betül Yıldız
Öyle heycanlıydım ki okula gideceğim için ,okul vaktinin gelmesini istiyordum .Dün öğretmen kırmızı kurdele takacağını söyledi sonunda annemden "aferin kızıma"lafını duyacaktım .Okul vakti yaklaşınca hazırlanmaya başladım hava öyle soğuktu ki rüzgarın kuru soğukluğu yüzümü iğneliyordu ,annem sıkı sıkı giydirdi .Yolumuz annemin benim için ne kadar uğraştığını, ne fedakarlıklar... dinleyerek geçerdi .Boynumda kocaman bi mahçupluk hissiyatı taşıyarak sadece susardım hiç konuşmıyacak gibi...
Okula gelmiştim en arka sıraya geçtim oturup öğretmeni bekledim öyle sınıfta koşacak ,oyun oynayacak... biri değildim çekingen utangaç biriydim. Karalanmış eski sıralar, çimen yeşili tahta ,toz pembe duvarlara bakardım duvarlar da renkli resimler,çarpım tablosu ,haritalar... sınıfı sıramdan izlemeyi severdim .Öğretmen sınıfa girince herkes yerine geçti bir süre ders işledi ,masasına oturup siyah poşetten kırmızı kurdeleleri çıkardı teker teker iğneledi. İçimden öyle dua ediyordum ki kalbimin sesini duyabiliyordum.Sonunda hazırlamıştı sırayla yanına çağırdı giden gülümseyerek yerine oturuyordu.
—"Berrin gel"diye seslendi öğretmen, koşarak yanına gittim yakama taktı kurdeleyi sırama geçerken öyle çok gülümsüyordum ki yanaklarım sızladı .Bi an önce anneme göstermek istiyordum benle gurur duysun,takdir etsin , bi işe yaradığımı gözünde başarılı olmayı o kadar çok istiyordum ki.Akşam için hayaller kurarken birden öğretmen; "kurdeleyi iki kişiden almam gerekiyo"dedi,Neden böyle bir şey dediğini düşünürken ismimi duydum ne olduğunu anlayamadan yanına çağırdı öğretmen sırasına giderken boğazım düğümlendi yutkunamıyordum,gözlerim dolmuş ağlamamak için nefesimi tutuyordum yakamdaki kırmızı kurdeleyi aldı .İçimden sorrdum öğretmene madem alıcaktın niye taktın? bu öyle bi hissiyattı ki ömrümün sonuna kadar unutamayacaktım. İlk defa kendimi bir şey başarmış hissettim o da kursağımı deldi geçti.Öylece geçtim yerime.Başarısızlık kaderimde var sanırım belki haklıydı annem benden bi halt olmaz. Ne üzülürdüm anneme onun istediği gibi bi evlat olamamak , onun gurur duyabileceği bir şey başaramamak bana ne güveni vardi ne de umudu hiçbir beklentisi yoktu en çok da bu üzerdi beni. Şu hayatta illa bi baltaya sap olmak mı gerekir ya olamıyorsak...