KAYIP ARANIYOR

                                 

    Günlerden bir gün iş yerimin yolunu tutmuş sokaklarda temiz havayı içime çeke çeke yürüyordum. Birden önümde bir araba durdu. Arabanın içinde ağlayan bir kız çocuğu vardı. Şoför koltuğunda oturan adam bana “ablacım bu kız kaybolmuş tanıyor musunuz acaba?” dedi. Ben ne diyeceğimi bilemedim. Çünkü kız çocuğunu tanımıyordum. Birden aklıma çalıştığım iş yeri geldi. Orada onu tanırlar herhalde diye düşündüm. Adama, kızı iş yerime götürelim diye teklif ettim. İçim içimi yiyordu adam kıza ya zarar verirse diye. Sonra zarar verseydi neden bana sorsun ki alıp götürürdü dedim. İş yerime doğru gittik kızı adamdan alıp artık bu işle ben ilgileneceğim dedim.  Adam biraz kararsız ,biraz da endişeli bir şekilde tamam dedi. Sanırım o da bana güvenmiyordu. İkimiz de birbirimize güvenmiyorduk. Ama ben kendime güveniyordum. Kız çocuğu sadece kendisinin, annesinin ve babasının adını biliyordu. Ailesini bulmamız için yeterli miydi? Kendini bile tanımayan dört yaşındaki bir kız çocuğu sadece bunları mı bilmeliydi? Neyse araştırdık soruşturduk kızın ailesini nihayet bulduk. Kızın annesi geldi perişan haldeydi. Kavuşma anı en merak ettiğim andı. Duygu seli yaşanıyordu. Gözyaşlarımız yüzümüzü yıkıyordu adeta. Anne kızını görür görmez kızının yüzüne okkalı bir tokat patlattı ve sonra da bağrına bastı. Mutlu son.

     Düşündüm de bizler de bazen kendi içimizde bir yerlerde veya hayatta kayboluyoruz. Yeri geliyor öfkemizde, umutsuzluğumuzda, mutsuzluğumuzda, kinimizde, kibirliliğimizde, şımarıklılığımızda… Peki biz kendimizi nasıl buluyoruz? Kendimiz hakkında ne biliyoruz? Sadece adımızı soyadımızı mı? Bu yeterli mi? Kendini tanımayan biri kendini nasıl bulabilir ki? Kendimizi kaybedebiliyorsak kendimizi var da edebiliriz. Bizler sihirbaz mıyız? Ya da pan zehiri zehirden yapan birer şifacı mı? Evet şifacıyız mesela öfkemizin içindeki sakinliği mutsuzluğumuzun içindeki sevinci umutsuzluğumuzun içindeki umudu bulabiliriz.

      Kayboluyorsak kendimizi bulmamız için kendimizi tanımamız gerekmiyor mu? Kendimize niçin kayboldum diye bir sorsak ve cevabını yine kendimiz versek ne güzel olurdu. Dünyayı bilsek ne yazar kendimizi bilmedikten sonra. Biz kayıp ruhlarız.  Kendimizi bilmeden kendimizi bulamayız. Kendini tanı kendini bul kayıp ruh bize bizden başkası ulaşamaz. Kendimize uzanan el yine kendi elimiz olmalı.

Remziye Acemoğlu