Hayvanlaşan İnsan – Emile Zola
Arka Kapak Yazısı
Émile Zola (1840-1902): Natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden biri olan Zola, romancının olayları bir izleyici gibi kaydetmekle yetinmemesi, kişileri ve tutkularını bir dizi deneye tabi tutarken, duygusal ve toplumsal olayları da bir kimyacı gibi ele alması gerektiğini savundu. Zola içinde yaşadığı eski dünyanın yıkıntılarını inceledi, gelecekteki bir dünyanın olgularını saptamaya çalıştı. Bu niyetle yirmi iki yılda yazdığı yirmi romandan oluşan Rougon-Macquartlar dizisi başta olmak üzere çok sayıda büyük eser verdi. İkinci İmparatorluk Dönemi’ni anlatan bu dizinin on yedinci kitabı Hayvanlaşan İnsan 1890’da yayımlandı. Roman 19. yüzyılda Paris ve Le Havre arasındaki demiryolu hattında geçen bir suç ve aşk hikâyesidir; insanın öldürme içgüdüsünü ve nasıl bir kötülük makinesine dönüşebileceğini anlatır. Zola’nın, eşsiz gözlem gücüyle endüstrileşmenin beraberinde getirdiği kasvetli, yıkıcı ve ilkel arzuları deşifre ettiği bu roman defalarca sinemaya da uyarlanmıştır.
Hayvanlaşan İnsan Özet
Hikâyemiz Paris’te Le havre tren istasyonunda Başkan Grandmorin'ın ölü bulunması ile başlamaktadır. Başkan çok küçükken Séverine adlı bir kızı evlatlık edinmiştir. Grandmorin Séverine’in kocası Roubaud tarafından öldürülmüştür. Ramboud karısı ile sohbet ederken Séverine’in ağzından kaçırması ile karısının Grandmorin’ın tacizine uğradığını öğrenir. Bunu duyar duymaz onu öldürmeye karar verir. İşlenen cinayeti o istasyonda makinist olan Jacques’tan başka kimse görmemiştir. Saygıdeğer ve tanınan biri olan Grandmorin’ın ölümü herkesi derinden etkilemiş ve aynı zamanda büyük bir tartışmaya yol açmıştır. Bu yüzden savcılara ve polise büyük bir baskı vardır. Ama Roubaud bu cinayeti gizlemeye ve bu işten kurtulmaya kararlıdır. Hâkimler ondan ve karısından şüphe etseler bile dişe dokunur hiçbir kanıt bulamamışlardır. Üstüne üstlük tek gören kişi olan Jacques ise olayı anlatmak yerine sessiz kalmayı seçmiştir. Böylelikle Roubaud ve karısı hiçbir suç almadan kurtulmuştur. Roubaud, olayı Jacques’ın gördüğünü ve aleyhlerinde konuşmadığını anlayınca onunla arkadaş olmuş ve bu sayede tek görgü tanığının ağzını sonsuza kadar kapatmıştır. Bu kısımdan sonra olayları Jacques’ın bakış açısında okumaya devam ediyoruz. Jacques dışarıdan kendi halinde yaşayan bir makinist olarak görülmesine rağmen kimsenin bilmediği bir sırra sahiptir.
İçinde insanları öldürme arzusu vardır. Bunu en son Flore adlı kızla birlikte olurken hissetmiş ve kendine son anda engel olarak oradan adeta kaçmıştır. Bu olaydan sonra kadınlardan daha da uzak kalmış ve mesafesini korumuştur. Ama son zamanlarda Ramboud ve karısı ile olan arkadaşlığı sayesinde hayatında birçok değişiklik olmak üzeredir. Jacques ve Séverine gizli bir şekilde ilişki yaşamaya başlamışlardır. İlk başlarda çok nadiren görüşen ikili gün geçtikçe daha çok zaman geçirmeye başlamış ve dikkatleri üzerlerlerine çekmişlerdir. Kısa süre sonra aralarındaki ilişkiyi Roubaud öğrenmiş fakat düşündüklerinin aksine hiçbir tepki vermemiştir. Ramboud cinayetten sonra çok değişmiş, sürekli kumar oynamaya başlamış aynı zamanda Séverine olan aşkı da yok olmuştur. Belki de bundandır bilinmez karısının ve yakın dostunun ilişkisine sessiz kalmayı seçmiştir. Séverine ve Jacques bu sessizlikten güç alarak daha fazla buluşmaya başlarlar. Ama bir süre sonra artık bu onlara yetmez. Çift evlenmek ve her anlarını beraber geçirmek istiyorlardır. Ama bunun önündeki engel yine Séverine’nin kocası Roubaudur. Séverine ondan kurtulmaları gerektiğini söyleyerek sevgilisini ikna eder. Ama bu girişim başarısızlık ile sonuçlanır. Bu sırada ikilinin gizli aşkı birçok kişi tarafından farkedilmeye başlamıştır. Bunlardan biri de eskiden beri Jacques’tan hoşlanan Flore'un ta kendisidir. Flore ikisinin aşkını görmeye dayanamıyordur. Her geçen gün onlara olan kıskançlığı ve nefreti artmaya devam ediyordur. En sonunda onları öldürme planları yapmaya başlar. Her zaman aynı rota üzerinde makinistlik yapan Jacques treni kullanırken önüne bir engel koyacak ve kaza yapmasını sağlayacaktır. Bunun için özellikle Séverine’in de trende olduğu bir zamanı seçmiştir. Tam da düşündüğü gibi olmuş ve tren büyük bir kaza yapmıştır.
Jacques ağır yaralı bir şekilde kazadan kurtulurken severine ufacık bir sıyrık bile almamıştır. Bu durum Flore’ü iyice kızdırmıştır. Aynı zamanda Jacques’ın ölümüne kendi elleri ile sebep olmayı da kendine yedirememiştir. Daha fazla dayanamayarak aynı tren rayları üzerinde intihar eder. Bu arada Flore'ün düşüncelerinin aksine Jacques giderek iyileşir. Severine ona bakmıştır. Bu süreçte kaldıkları evdeki hizmetlinin Séverine karşı hisler beslediğini ve onu gizlice izlediğini fark eder. Bu konuda severine ile konuşmak ister fakat severine ilişkileri hakkında umutsuzluğa düşmüş durumdadır. Beraber bir gelecek görmediğini ve her şeyin eskiye dönebilmesi için kocasının ortadan kaldırılması gerektiğini Jacques'a tekrar söyler. Adam en sonunda buna karşı koyamaz ve teklifi kabul eder. Kısa süre sonra cinayeti planlamaya başlarlar. Severine kocasına gelmesi için mektup yazacak ve aynı zamanda olay yerinden ayrılacaklardır. Bu sayede kimse onlardan şüphe etmeyecektir. Planlarını gerçekleştirme zamanı gelmiştir. Séverine ve Jacques birlikte Roubaud’un treninin gelmesini bekliyorlardır. Tam bu sırada Severine Jacques’in yanınan yaklaşır ve ona sarılmaya başlar. Jacques yine içinde aynı arzu belirir. Séverini öldürmek istiyordur. Daha fazla kendine engel olamaz ve Roubaud’u öldürmek için hazırladığı bıçağı Séverine'nin kalbine saplar. Kadını kanlar içerisinde bırakarak oradan kaçar. Tam bu sırada evin hizmetlisi Séverine’yi gözetlemek için eve yaklaşmıştır. Aniden birinin kaçıp gittiğini fark eder. Kısa süre sonra garipliği fark ederek eve girer ve severini kanlar içerisinden bulur. Bunun üzerine gelen kocası da şok içerisinde kalır.
Bu olay üzerinden üç ay geçer ve hâkimler bu cinayeti çözmek için dava açarlar. İşlenen cinayette sadece iki şüpheli vardır. Roubaud ve evin hizmetlisi. Jacques ise masum olduğuna herkesi inandırmıştır.Onlara göre Séverine’yi bu kadar seven biri onu asla öldüremez. Diğer yandan hakimlere göre Roubaud ve Hizmetlinin öldürmek için sebepleri vardır. Roubaud karısına Grandmorin den kalan mirasın sahibi olmak ister ve hizmetli de Jacques ve Severini kıskanmıştır. Bu yüzden ikisi işbirliği yapmıştır. Aynı zamanda hakimler bu cinayetle Grandmorin cinayeti arasında bir bağlantı kurmuş ve bu iki suçtan onları cezalandırmaya karar vermişlerdir. Halk onlar için idam cezası ister. Roubaud bir türlü suçsuz olduğunu kanıtlayamaz. Giderek sinirleri bozulmuştur. Grandmorini kendi öldürüldüğünü ve bunun bir kıskançlık cinayeti olduğunu itiraf eder fakat kimseyi buna inandıramaz. Onlara göre Grandmorini kıskandığı için öldüren bir insan karısının sevgilisi olduğunu bilip buna sessiz kalamaz. En sonunda onları suçlu bularak süresiz kürek cezasına çarptırırlar. Bu sayede Jacques derin bir nefes alır. Tekrar işine ve eski hayatına geri dönmüştür. Ama kötü şans asla peşini bırakmaz. Bir gün sefer sırasında işe sarhoş gelen bir arkadaşı ile tartışır. Kavga sırasında ikisi de raylara düşerler ve hayatları son bulur.