Beowulf Destanı
Beowulf Destanı İçeriği
Şiir iki bölüme ayrılır. Başlangıcında Dan kralı Hrothgar’ın kırlar üzerindeki görkemli konağı Heorot’un, 12 yıl boyunca kötü ruhlu canavar Grendel’in gece baskınlarına uğradığı, canavarın Hrothgar’ın savaşçılarını kaçırıp yediği anlatılır. Beklenmedik bir anda, İsveç’in güneyindeki Geat kabilesinin genç prensi Beowulf, adamlarıyla birlikte çıkagelir ve Heorot’u canavardan kurtarmayı önerir. Kral, adı pek duyulmamış bu prensin cesaretine hayret eder, ama onu iyi karşılar. Kralın maiyetindeki bazı kişilerin kıskançlığı dışında gerekli görgü kurallarına uygun geçen bir akşam şöleninden sonra kral yatmaya gider, yerine Beowulfu bırakır. O gece kırlardan Grendel gelir, ağır kapıları yıkar, Beowulf’un kabilesinden birini yer. Sonra Beowulf la boğuşur, ama onun güçlü ellerinden kaçamaz, kurtulmak için hamle yaparken bir kolu kopar. Sonunda kaçmayı başarır, ama ölümcül bir yara almıştır.
Ertesi gün Heorot’ta şenlik vardır, ama geceleyin savaşçılar uyuyunca Grendel’in annesi oğlunun öcünü almak için gelir, Hrothgar’ın adamlarından birini öldürür. Sabahleyin de Beowulf onu bir bataklığın dibindeki mağarasında bulup öldürür. Grendel’in başını gövdesinden ayırarak Heorot’a döner. Danlar bir kez daha şenlik düzenler. Hröthgar gerçek kahramanlan öven bir uğurlama konuşması yaptıktan sonra Beowulf kazandığı onur ve aldığı değerli armağanlarla Geat kralı Hygelac’ın yanına döner.
İkinci bölümde Kral Hygelac’ın, tarihsel belgelerin de doğruladığı bir savaş sırasında ölmesi, oğlunun ölümü, Beowulf’un krallığa getirilişi ve 50 yıl ülkeyi barış içinde yönetmesi anlatılır. Bu kez de ağzından alev püskürten bir ejder ülkeye saldırınca cesur, ama yaşlanmış Beowulf onunla mücadeleye girer. Gençliğinde tutuştuğu dövüşlerin tersine bu kez korku ve acı veren uzun bir çatışma olur. Genç yardımcısı Wiglaf dışında bütün askerlerinin kralı terk etmesi de acı vericidir. Beowulf ejderi öldürürse de, ölümcül bir yara alır. Şiir, kralın cenaze ayiniyle, ağıtlarla son bulur.
Değerlendirme
Beowulf ölçü, üslup ve konu bakımından Germenlerden gelen kahramanlık destanı geleneğini sürdürür. Beowulf’un, canavarın kolunu koparması, bataklığın dibine inmesi gibi olaylar halk sanatından gelen tanıdık motiflerdir. Şiirin vurguladığı ahlak değerleri, Germenlere özgü kabileye ve kabile önderine bağlılık ile öç alma duygusudur. Şiir Hıristiyanlıktan da çok etkilendiği için, eski İzlanda edebiyatının Edda şiirlerinde ya da İzlanda sagalarında görülen acımasız kadercilikten uzaktır. Beowulf, Germen kahramanlarından ya da İlyada’daki kahramanlardan daha özgeci biri gibidir. Ayrıca tutuştuğu dövüşlerin üçü de bütün topluluğu ve uygarlığı tehdit eden canavarlara karşıdır; dolayısıyla insanlar arasında kan davası sonucunu doğuracak nitelikte değildir. Birçok eleştirmen, şiiri, kötülüğe ve karanlığa karşı Beowulf un iyiliği ve ışığı temsil ettiği bir Hıristiyan alegorisi olarak değerlendirmiştir. Onun kendini kurban edişi acıklı bir ölüm değil, iyi (kimilerine göre “fazla iyi”) bir kahramana yaraşan sondur.
Gene de bütün bunlar Beowulf’un iyimser bir şiir olduğu anlamına gelmez. İngiliz eleştirmen J. R. R. Tolkien’e göre Beowulf bir destandan çok, uzun ve lirik bir ağıt havası taşır.
Daha mutlu bir havadaki başlangıç bölümünde bile çağdaşlarının çok iyi kavradığı uğursuzluk belirtileri vardır. Grendel’in öldürülmesinden sonra Kral Hrothgar gelecekten umutla söz ederken, dinleyiciler kralın talihinin tersine döneceğini, konağının yanacağını bilirler. İkinci bölümde akış yavaşlar, ayin havasına bürünür; Beowulfun gençliğinden sahneler onun son çarpışmasına kontrpuan oluşturacak biçimde yeniden seslendirilir ve herkesin karşılaşacağı wyrd (yazgı) onun da başına gelirken, hava gitgide karamsarlaşır.
John Gardner’ın 1971’de yayımlanan Grendel adlı yapıtında Beowulf öyküsü canavarın bakış açısından yeniden kaleme alınmıştır.
Benzer Konular:
Beowulf, eski İngiliz edebiyatının en büyük ürünü olan kahramanlık şiiri, Avrupa’da yerel dillerden birinde yazılmış ilk halk destanı. 6. yüzyıl başlarında geçen olayları konu alır; 700-750 arasında oluştuğu sanılır.
Bugün var olan tek elyazması nüshası (Cotton Vitellius A XV) yaklaşık 1000’de kaleme alınmıştır. 1815’e değin matbaa baskısı yapılmamıştır. Aslının herhangi bir başlığı olmadığı halde, kişiliği ve yaptığı işler öykünün bütünlüğünü sağladığı için sonradan, kahraman İskandinavyalı Beowulfun adını almıştır. Tarihte Beowulf adında birinin yaşadığı belirlenememişse de, şiirdeki bazı karakter, yer ve olayların tarihsel doğruluğu belirlenebilmektedir.