AKSEDEN SESSİZ SESLENİŞLER – Merve Ağır

Ezilmiş bir takvim yaprağı gibi çocukluğum ve ben bir yolculuktayım. İçten sararmış bir sevdanın bağrından kopup geliyorum. Sancılı bir acının eşiğinde bilmediğim yollara koşuyor nefes nefese dinleniyorum. Küllenmiş ne kadar hatıra varsa bir kor gibi yüreğimi tutuyor.“Ya bırak uçsun gökyüzüne ya da sımsıkı tut! Sana duyduğum muhabbet beni bana yaklaştırsın.” Diyorum. Kendime verdiğim sözlerden yol haritası yapıp baharın gelişini yalnızlıkla demliyorum.

Yaşadığım zaman diliminde oluşan manzaraları izliyor, her an değişen zamanın içinde yok olmaya yüz tutmuş yaprak gibi savrulup duruyorum. Yüzüme maskeler giydirerek kaçıyorum kalabalık olan yalnızlığıma. Ben noktalarımda kendimi bulmanın yollarını arıyorum. Hangi noktaya gelsem içimin balon gibi olduğunu görüyorum, hayatımı kırılma noktalarından yakalamaya gayret ediyorum biliyorum ki acılarımla yüzleştikçe arı görünümlü anılar iğnesini yüreğime batırıyor. Şimdilerde kafamın içini nedenli soru kalıplarından arındırarak bakış açımla var ediyorum geçmişin bu gününü.

 Her insanın aynaya baktığında gördüğü değişim noktası vardır benim değişim noktamsa fizik odasında rast geldiğim bir ayna sayesinde oluyor. Hani dedim ya ben bir yolculuktayım diye İşte bu yolculuk şuan, “hâller sürekli değişir” cümlesiyle şekil değiştirse de o gün aynanın sessiz seslenişindeki mana dolu halini hala taşımakta ve ben kendimi farklı noktalarda var edebilmek için umut balonuna biniyor, sessiz seslenişlere kulak vererek yolculuğuma devam ediyorum.

 Yaşadığımız zamana tefekkür gözlüğü ile bakabilirsek eğer kâinatın bize söylemek istediklerini usulca dinleyebiliriz, dinlediğimiz her an bizde sırlanıp tekrar bizde aşikâr olacaktır. İç dünyamızda oluşturduğumuz kalıplardan kendimizi arındırıp umudumuza tutunup yarınlara usulca tebessüm edebiliriz.

Merve Ağır

@icimdenkopanlar