Cengiz Yavuz kimdir? Eserleri nelerdir?
1. Hocam öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Birçok okurun sizi yakından tanıdığını biliyoruz ancak bir de Cengiz Yavuz’u kendi ağzından tanıyalım. Cengiz Yavuz kimdir?
Kendimi en kısa “mitoloji tutkunu” ve “Antik Yunan Edebiyatı hayranı” olarak tanımlayabilirim.
Genel bir tanım isterseniz Eskişehir doğumluyum. Liseyi İzmir Maliye Meslek Lisesi’nde tamamladım. Ardından İzmir Defterdarlığı bünyesinde maliyeci olarak devlet memurluğu yaptım. İstifa ederek Ankara Üniversitesi D.T.C.F Yunan Dili ve Edebiyatı bölümüne girdim ve mezun oldum.
2. Bu serüven nasıl başladı hocam? Yazarlık macerasına nasıl başladınız?
Yıllar boyu Antik Yunan destanları, tragedyaları ve mitolojisi okudum. Hatta öğrencilik yıllarımda bazı tragedyaların koro şarkılarını neredeyse ezbere bilirdim. Üniversite eğitimimi de bu konu üzerine aldım. Mitoloji ve Antik Yunan edebiyatı ile bu kadar iç içe olmak en sonunda beni yine bu konularda yazmaya itti. Çok yakın bir zaman önce de yazma sürecine başlamış oldum.
3 Bize biraz Orestes kitabınızdan söz eder misiniz? Sanırım yetişkinler için ilk mitolojik romanınız.
Elbette. Önce Orestes kim ondan söz edeyim isterseniz. Orestes, Troya Seferi’ne çıkan Akhaların başkomutanı Agamemnon’un oğlu. Bu kitap da Troya Savaşı’ndan bir kuşak sonrasının hikayesi. Bu kitabımda da Orestes gibi Yunan mitolojisinin karanlık ve trajik bir kahramanının hikayesini yorumluyorum. Bunu yaparken de Troya Savaşı’nın yankıları arasında şekillenen bir intikam ve adalet arayışını psikolojik çatışmalar ve mitolojik motiflerle harmanlayarak yapmaya çalıştım.
Orestes, Aiskhylos’un “Oresteia” üçlemesinden ve Euripides’in de “Orestes”, “Elektra”, “İphigeneia Tauris’te” adlı tragedyalarından esinlenilerek yazıldı. Okuyucuyu mitolojinin eskimeyen temalarıyla buluşturması hedeflendi.
Orestes’in hikayesi, trajedi, intikam, adalet ve tutku ekseninde gelişiyor, hem bir kahraman ve hem de bir kurban rolünü üstlenirken, onun içsel çalışmalarına da yer veriliyor. Orestes kendi yolunu bulma arayışında bir kahraman ve tabii ki geçmişin gölgeleri ve geleceğin belirsizliği arasında da sıkışmış bir kahraman.
Orestes’i yazarken Yunan mitolojisinin bilinen anlatılarını da derinlemesine işlediğimi düşünüyorum, bunu yaparken de klasik bir dil yerine okuyucuyu öyküye odaklamayı amaçlayan, okurken dili çözmeye çalışmak yerine Orestes’in eylemlerine odaklanmasını sağlamayı hedefleyerek akıcı bir dil kullanmaya özen gösterdim.
Aslında tarih ve mitolojinin, edebiyatın gücüyle birleştirerek okuyucuya heyecanlı ve sürükleyici bir okuma deneyimi vaat etmeye çalıştığımı da söyleyebilirim.
8 Yeni projeleriniz var mı, eğer varsa onlardan da biraz söz eder misiniz?
Hem yetişkinler için hem de ilk gençlik çağını yaşayan okurlar için üzerinde çalıştığım projeler var.
İsterseniz yaş sıralamasıyla gidelim ve ilk gençlik çağındaki okurlar için olan projemden söz edeyim. Projenin bir üst adı var. “Antik Yunan Destanları”. Bu, üç kitaptan oluşan bir seri. İçeriğinde İlyada, Odysseia ve Argo Gemicileri destanları yer alıyor. İlyada ve Odysseia’yı ilk gençlik çağındaki okurlar için uyarlarken, orijinal eserlere bağlı kaldım ve onlarla bir paralellik oluşturması için aynı bölümlemeleri kullandım ve aynı şekilde bölümleri numaralandırdım. İlyada ve Odysseia destanlarını Azra Erhat ve A.Kadir çevirilerinden okumuştum ve özellikle de ikinci okuduğum Odysseia’nın ikinci yarısında daha yavaş okumak için çok çaba harcamıştım. Çünkü Homeros ve Homeros okumanın hazzı bitiyordu. Ben de çözümü bu çevirileri yeniden ve yeniden okumak da buldum. İlk gençlik çağındaki okurların da aynı tadı almaları, aynı atmosferi solumalarını istediğim için bu çevirilere öykünerek ve şiirsel bir dille kaleme aldım. Argo Gemicileri şu an yayında. İlyada ve Odysseia da sanırım Aralık ayına dek yayımlanmış olur.
Yetişkinler için olan projeme geleyim. Bu da bir üçleme, “Özgürlük Üçlemesi”. Bu üçleme evrensel temaların mitolojik motiflerle yeniden ele alınmasını içeriyor. Sadece mitoloji severler değil, evrensel konulara ilgi gösteren okuyucular da bu üçlemenin hedef kitlesi arasında yer alıyor diyebilirim. Bu üçleme biçem olarak da Antik Yunan tragedyalarını örnek alıyor.
Üçlemenin ilk kitabı; “Bir Direniş Öyküsü: Prometheus”. Bunun yazım süreci devam ediyor ve sanırım 2025 yılının Mart ayında tamamlanmış olur ve yayımlanma süreci de başlamış olur. İnsanlardan yana olan ve insanlara bilimi, sanatı öğreten, ateşi çalıp veren Prometheus’un Zeus’a başkaldırısı ve üçüncü devrimi yapmak için insanları kışkırtmasını konu alıyor. Diğer kitapların konusu da sırasıyla anlamsızlığın cenderesinde sıkışıp kalmış Sisyphos ve toplumun “ortalamaya uy” çağrısına kulak asmayıp kendi tutkuları peşinde koşan İkaros.
Bu üçlemede “beta okuyucular” ile çalışıyorum. Mitolojiye ilgi duyan, duymayan çok geniş yelpazede beta okuyucularım var ve onlardan gelen geri bildirimler doğrultusunda gerek görmem halinde kimi yeniden yazım ya da düzenlemelere de girebiliyorum. Yazma sürecinde geri bildirimler almak da daha güçlü dil kullanabilmek için yeterli motivasyonu ve yardımı sağlıyor.
4. Kimi yazar günlük olaylardan beslenir yazılarında, kimi yazar da yaşanmış hikâyelerden… Cengiz Yavuz’un ilhamı nedir? Neyden beslenir?
Mitolojiden ve Antik Yunan edebiyatının görkeminden :))
5.Yazma sürecinizde bir yazarın en büyük destekçisi olan şey nedir?
Yazdığı her ne ise ona inanması ve sevmesi.
6. Yazma sürecinizde hangi zorluklarla karşılaşıyorsunuz ve bu zorluklarla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Ele aldığım konular temelde Eski Yunan mitolojisi ve mitoloji öyle bir şey ki, bir konuyu okurken ya da anlatırken önce bir başkasını okumak ya da anlatmak gerekiyor. Tam anlamıyla labirentimsi bir yapı. Onun çıkmazlarından ve koridorlarından arındırarak en yalın haliyle okuyucuya anlatabilmek ve bunda da akıcı bir dil kullanıp sürükleyici bir okuma vaat etmek oldukça zorlayıcı bir unsur. Ancak yeterli çaba harcandığında da pekala aşılabiliyor.
7. Yazarken sık sık yaptığınız bir ritüel veya süreç var mı? Mesela, belli bir saatte veya belli bir ortamda mı yazıyorsunuz?
Belli bir kuralım ya da ritüelim yok. Ama geceleri geç saatte yazmayı severim. Diğer işlerimi de genellikle o saatlerde yaparım. Her gün yazacağım diye kendime kurallar da koymuyorum. Daha çok, kontsantre olabilirsem bilgisayar başına geçiyor ve yazıyorum. Konum mitoloji olduğu için aynı zamanda okuma da yapmam gerekiyor, bunu da günün değişik saatlerinde yapıyorum.
8 - Sizce Türkiye’de Yunan mitolojisi tanınıyor mu, Antik Yunan edebiyat eserlerine yeterli ilgi var mı?
Öğrencilik yıllarımda yapılmış çeviri bulmak oldukça güçtü. Hasan Ali Yücel zamanında yapılmış çevirilerin kütüphane nüshalarından çok yararlandım. Özellikle de tragedyalar bende bir kitap olarak değil, çekilmiş fotokopiler olarak bulunurdu.
Ancak son dönemlerde Antik Yunan eserlerine ilginin arttığını düşünüyorum. Tragedyalar özelinde söylersem çevrilmeyen bir iki tragedya var diyebilirim. Bazı tragedyalar birkaç farklı çevirmen tarafından da çevrilmiş durumda. Keza Homeros’un birçok çevirmen tarafından yayımlanmış çevirileri de mevcut. Bazı yayınevileri de mitolojik romanlar yayımlamaya başladığını da sevindirici bir gelişme olarak ifade edebilirim. Bunda en önemli etkenin okurlar arasında mitolojiye ve Antik Yunan edebiyatına ilginin artması olarak değerlendirebilirim.
9. Eserlerinizi ana teması veya mesajı üzerine nasıl karar veriyorsunuz? Bu kararı etkileyen faktörler nelerdir?
Orestes kitabında, Orestes’in Antik Yunan mitolojisinin karanlık ve trajik bir kahramanı olması önemli bir etken. Tabii antik çağda da Orestes oldukça sevilen ve ister edebiyatta olsun ister vazo resimciliğinde olsun fazlasıyla işlenen bir karakter. Ben de bunu taşıdım. Özgürlük Üçlemesi’nde ise mitolojik motiflerin evrensel kimi konulara yatkınlığı seçimimi belirleyen en önemli bir unsur oldu. Özellikle de Prometheus’un kimi çevrelerce politik bir kahraman olarak görünmesi ve sevilmesi de seçimimde etkendir diyebilirim.
10. Okuyucularınızdan aldığınız geri bildirimlerin yazma sürecinizi nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?
Orestes kitabım henüz çok yeni ve yetişkinler için ilk mitolojik romanım. Okuyanların instagram hesabından ya da doğrudan aldığım yorumlar da gayet iyi ve moral verici. Özellikle de anlatım dilinin akıcılığı ve kitabın sürükleyici oluşu konusunda doyurucu geri bildirimler aldığımı söyleyebilirim. Tabii ki bunları duymak bir yazar için keyif verici ve sonraki projelerinde de yeterli motivasyonu sağlayamaya yarayan unsurlar.
15. Cengiz Bey son olarak katılımınız için teşekkür ederiz. edebiyatkulisi.com.tr takipçileri ve okurlarınız için neler söylemek istersiniz? Yeni proje müjdeleriniz veya imza günü etkinlikleriniz hakkında da bir iki cümle alabilmeyi umarız…
İlk gençlik çağındaki okurlara ve yetişkinlere yönelik projelerimden söz ettim. Şimdilik yazmayı planladıklarım bunlardan ibaret. İmza günü gibi etkinlikler düşünmüyorum.